Dün geceki ayazda mahsul hep telef oldu diye hayıflanan bir pazarcının yanından geçiyordum. Çiçek açan erik ağaçlarını, vişne ağaçlarını soğuk vurmuş. Baharın güneş yüzünü gösterdi mi bahçelerin kenarlarına ekilen yeşilliklerin de akıbeti farklı olmamıştı. Esasen güneş cömertliğini şubattan bu yana hiç esirgememişti. Son birkaç gündür dünyamızın yörüngesinde dönmekten usanmadığı yıldızımızın ışınları kara bulutların arkasında kalmıştı. Nisanın sonu yaklaşıyordu. Eskilerin anlattığına bakılırsa yılın bu vakitleri ikindi sonrası aniden bastıran yağmurların toprak kuruyken serpilen marul,maydonoz,tere türünden yeşillikleri canlandırması gerekiyordu. Gel gör ki bu günlerde hikaye, pozlu fotoğraf makineleriyle çekilmiş bir köşesi güneşin parlamasına şahitlik eden dikdörtgen yağlı kağıtlarda göründüğünden oldukça başkaydı. Çocukluğum boyumca yağan karların greyderle yol kenarına kürünmesini arkadaşlarıla hayranlık içinde televizyonda Red Kit oynuyormuş gibi seyrettiğimi hatırl...