Pencereler
Bana çocukluğumda şadırvan çeşmesine ağzımı dayayıp mideme yolladığım serin suları, cami avlusundaki söğüdün dibine oturup dinlenmeleri,toz dumanla cebelleştiğimiz mahalle maçlarını,topumuz patlayınca akşama doğru eve dönüşlerimi,kapıdan girmeden üstümü başımı temizlemek için elinde sarı süpürgeyle bekleyen annemi hatırlatan leylekleri yazmazsam herkesin yaşamı boyunca hissettiği o boşluk hisii yakamı bırakmaz. Eski akşamlar,akşam ezanını dinlemek için saklandığı yerden çıkıp cami kubbesine koşturan leyleklerle doluydu. Yaşlı amcaların abdest aldıktan sonra giyip bütün bahçeyi gezdikleri takunyaların bir de bu göçmen leyleklerin taırtılarına aşina kalmış kulağım.
Arkama yaslandım. Durdum. Bazen iyi başlangıçlar yapabilmek için bir anlığına donup kalmak gerektiğini yakından tetkik etmiş biri olarak söyleyebilirim ki ne yapıyorsanız yapın ama günün sonunda bir pencere açın dünyaya. Yolları arşınlayan evsizlere,yatsı namazından dönen ihtiyar dedelere,akşama dek çarşılarda sürtüp evin yolunu yeni bulan gençlere,gece vardiyasına benzin sitasyonuna giden karşı komşunun marşa basma sesine, uğuldayan baykuşlara,havlayan köpeklere,mart nisan dinlemeyen kedilere,tıkırdayan leyleklere bir kulak verin. kulak verdiğiniz belki şımartılmış çocukluğunuz,derbeder ergenliğiniz, hayalperest gençliğiniz, uslanmış orta yaş halleriniz ya da bu yaşa kadar ne yaşadığıklarını hatırlayan ihtiyarlığınız olabilir. şşşşt. ses etmeyin fazla. Bazıları camı açıyor ve uff hava soğukmuş deyip retkitin gölgesinden hızlı silah çektiği gibi hemencecik kapayıveriyor penceresini. Siz onlardan olmayın. Hadi açın şimdi pencereyi ve nefes aldığınızın farkına varın.
9 nisan 2020 osmancık
Yorumlar
Yorum Gönder