Ana içeriğe atla

MEDENİ USUL HUKUKU - KARAR VE HÜKÜM

# yargılamayı sona erdiren esasa ilişkin kararlara hüküm denir

# niteliğine uygun düştüğü ölçüde hüküm ile ilgili hususlar usule ilişkin nihai kararlara da uygulanır

# tam hüküm davacının talebinin tümünün incelenerek reddi, kabulü ya da kısmen reddi kısmen kabulü hakkında karar verilmesidir
# kısmi hüküm ise davacının talep sonucunun bir kısmı hakkında karar verilmesi diğer bir kısmı hakkında ise davaya devam edilmemesidir
# kısmi hüküm talep sonucu ve buna uygun şekilde dava malzemesi bölünebilirse ve bölünebilen nitelikte ise söz konusu olabilir
# bir kısmı hükmün verilebilmesi için dava konusunun sınırlanması  gerekir yani kısmı hükmün içerdiği kısım devam edecek tahkikat için ayırt edilebilmeli ve kısmi hüküm devam edecek yargılamayı etkilememelidir.
# birden fazla talebin davada ileri sürülmesi halinde kısmi hüküm verilebilir
Örneğin Davacı bir haksız fiil nedeniyle hastane masrafları ve sigorta masraflarını talep ediyor olsun. Bu taleplerden hastane masrafları ispat edilmiş ve hüküm verilebilir hale gelmişse hastane masrafları hakkında kısmı hüküm verilebilmesi mümkündür
# buna karşılık talep birden fazla hukuki sebebe dayanıyorsa kısmı hüküm verilemez
Örneğin hem sözleşmeye hem de haksız fiile dayanan bir talebin bulunması durumunda.
# kısmi hükme karşı ayrı kanun yollarına başvurulur
bağımsız olarak icra edilebilir ve daha sonra verilecek hükümden bağımsız olarak kesin hüküm halini alır
# kısmi hükümdde davacının talep sonucunun bir kısmı sonuçlandırılır Uyuşmazlık daha sonra verilecek hüküm ile tam olarak çözülür

# Hüküm davanın açıldığı an esas alınarak verilir
davanın açılmasından sonra doğmuş olan haklar için kural olarak aynı davada karar verilemez bunun için ayrıca dava açılması gerekir

# karar toplu mahkemelerde gizli olarak tartışılır ve görüşülür ancak taraflara alemi olarak duruşmada tefhim edilir
# görüşme ve tartışmaların bitiminde mahkeme başkanı en kıdemsiz üyeden başlayarak hakimlerin oylarını toplar ve en son kendisi kararını açıklar
# toplu mahkemelerde karar verilebilmesi için oy çokluğu yeterlidir
# toplu mahkemelerde hiçbir hakim oylamada çekimser kalamaz

# hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait bir söz tekrar edilmeksizin İstem sonuçlarından her biri hakkında verilen hüküm be taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir

# karar yazılıp imzalandıktan ve mahkeme mührü ile mühürlendikten sonra hükmün nüshaları taraflara makbuz karşılığında verilir ve ayrıca kendisine hüküm verilmeyen tarafa da gecikmeksizin tebliğ olunur

# kararın taraflara tebliğ edilen nüshalarına ilam denir

# karar yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim edilir hükmün tefhimi sırasında duruşmada bulunanlar ayakta dinlenir

# taraflara kararın tefhim edildiğinin duruşma tutanağına yazılması gerekir Aksi takdirde kararın tefhim edildiği kararda yazılı olsa bile karar tefhim edilmemiş sayılmaz.

# hüküm sonucu tefhim edildikten sonra gerekçeli karar imzalanmadan hakim ölür veya karara imza atayamayacak durumda olursa yeni hakim tefhim edilen hükme uygun bir gerekçeli karar yazarak imzalar
# toplu mahkemelerde ise hüküm diğer hakimler tarafından imzalanır ve imza edemeyen hakimin imza edememesinin sebebi yazılır

# kararın hukuken sonuç doğurması için tefhim edilmesi yeterli ise de ayrıca tebliğ edilmesi de gerekir
Çünkü kararın kesinleşmesi ve karara karşı kanun yollarına başvuru olabilmesi için tebliğ şarttır

# taraflar harcın ödenmiş olup olmamasına bakmadan ilamı her zaman alabilirler
bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olması hükmün tebliğine takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel değildir

# hüküm sonucunun yani kısa kararın taraflara tefhim edildiği hallerde gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir ve gerekçeli karar sonra yazılmışsa ayrıca gerekçeli kararın yazılması tarihi de belirtilmelidir

# kısa karar ile gerekçeli kararın birbirine aykırı olması kanun yoluna başvuru sebebi teşkil eder bu durumda İstinaf mahkemesi gerekçede hata sebebiyle duruşma yapmadan düzelterek esas hakkında karar verir


# hakim hükmü açıkladıktan sonra artık bu hükümle bağladır daha sonra hükmün eksik ya da yanlış olduğunu saptasaı bile değiştiremez
# açık yazı ve hesap hataları her zaman düzeltilebilir
# hüküm tebliğ edilmiş ise taraflar dinlenmeden hata düzeltilemez Taraflar davet edilmelerine rağmen gelmezler ise dosya üzerinden inceleme yapılır ve karar verilir


#  bir hükmün açıklanması o hükmü veren mahkemeden istenir
- taraflar hükmün açıklanmasını bu hükmün icrasına kadar isteyebilir
- hükmün açıklanmasını isteyen tarafın hükmün açıklanmasını içeren veya giderilmesi gereken çeliştiği gösteren bir dilekçe ile hükmü veren mahkemeye başvurması gerekir
- bunun üzerine mahkeme bu Dilekçenin bir nüshasını diğer tarafa tebliğ eder ve cevap vermesi için uygun bir süre verir
- karşı taraf cevabını kendisine verilen süre içinde yazılı olarak mahkemeye Bildirir ve cevap düzeltme talebinde bulunan tarafa tebliğ olunur
- mahkeme gerekli görürse iki tarafı davet ederek dinler ancak cevap verilmemiş olsa dahi da dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir
- düzeltme talebi haklı ise mahkeme hükmündeki bu kapalılık açık olmayan hali tereddüt ya da çelişkiyi ortadan kaldırır
- ancak düzeltme ile hükümde belirtilen haklar ve borçlar sınırlandırıralmayacağı gibi genişletilemez ve değiştirilemez
- Bu çerçevede hükmün açıklanmasına karar veren mahkeme daha önce unuttuğu bir hususu ekleyemez ya da hükmünü Düzeltemez
- hükmün düzeltilmesinin istenmesi hükmün icrasını etkilemez


#  tasarruf ilkesinin sonucu olarak taraflar davanın kabulü feragat veya sulh ile yargılamanın her aşamasında ve hatta kanun yollarında herhangi bir hüküm verilmeksizin davaya son verebilirler
# sulh feragat ve kabul usuli işlemlerdir
hükmün yerine geçenler
davaya kendiliğinden son veriler
  ve maddi anlamda kesin hüküm teşkil ederler.

# davadan feragat

- davadan feragat davacının açmış olduğu davadaki talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir
- usul hukukunda feragat tek taraflıdır ve bunun için karşı tarafın veya mahkemenin iznine gerek yoktur
- feragat dava konusu olan haktan da feragat sayılır Bu nedenle davadan feragat eden Davacı dava konusu ettiği talebini artık dava edemez
- feragat hüküm kesinleşinceye kadar her aşamada yapılabilir
- feragat davacının mahkemeye hitaben yapacağız tek taraflı açık bir irade açıklaması ile gerçekleşir
- feragat iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağına tabi değildir
- dava açılmadan önce feragat yapılamaz
- hakimin fiili nedeniyle devlete karşı açılan tazminat davalarında feragar davayı sonu edilmeyeceği gibi ortaklığın giderilmesi davalarında davalılardan biri davaya devam etmek isterse feragat sonuç doğurmaz
- Davacı vereceği bir dilekçe ile ya da yargılama sırasında sözlü olarak feragat beyanında bulunabilir
bu feragat beyanı tutanağa yazılır okunarak davacıya imza etkilidir
mahkemeye hitaben yapılmayan mahkeme dışı feragat feragat eden tarafından kabul edilmezse geçerli değildir
Feragat için avukatın vekaletnamesinde açık yetkisinin bulunması gerekir
- şarta bağlı feragat yapılamaz
-  ancak davadan tamamen veya kısmen feragat mümkündür
-  feragat kararı üzerine Davacı yargılama giderlerine davada aleyhine karar verilmiş gibi mahkum olur
-  ancak ilk duruşmada feragat ederse karar ve ilam harcının üçte biri daha sonra feragat ederse üçte ikisini öder
-  feragat ön inceleme tutanağı imzalanınca kadar gerçekleşirse tarife hükümleri ile belirlenen vekalet ücretinin yarısını ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra gerçekleşirse tamamını Davacı aleyhine hükmedilir
-  feragat kesin hüküm gibi sonuçlarını doğurur
-   Davacı feragatten dönemez
-   feragatin hata hile ikrah sebebiyle geçersiz olduğu aynı davada veya feragatin feshi için açılacak ayrı bir davada İleri sürülebilir.

#  davayı kabul

- davayı kabul davalının davacının açtığı davada talep sonucunu kısmen veya tamamen kabul etmesidir
- kabulün mahkemeye yönelik olarak yapılması gerekir ve kabul davalının tek taraflı irade beyanı ile tamamlanır davacının kabulüne gerek yoktur
- kabul ancak tarafların üzerinde tasarruf edebilecekleri davalarda sonuç doğurur
Örneğin soybağı ile ilgili işlerde kabul ile dava sona ermez
- kabulün konusu davacının davasında belirttiği talep sonucudur
- kabul davanın sona ermesine yani kesinleşmesine kadar yapılabili
- kabulün zamanı şekli usulü doğurduğu sonuçlar feragate paralel olarak düzenlenmiş olup feragatta yapılan açıklamalar burada da geçerlidir
- feragatta olduğu gibi kabul de şarta bağlı yapılamazsa da davayı tamamen veya kısmen kabul mümkündür
- ihtiyari dava arkadaşlığı durumunda davalılardan birinin kabulü davanın sadece kendisi hakkındaki kısmı için etkili olur
- kabul üzerine davalı yargılama giderlerine davayı kaybetmiş gibi mahkum olur
- Ancak karar ve ilam harcının üçte ikisini öder
- bununla beraber davalı ilk duruşmada davayı kabul ederse Ve hal ve davranışlarıyla kendisine karşı dava açılmasına sebep olmamışsa yargılama giderlerine mahkum edilmez
- ilk duruşmada davayı kabul eden davalıdan karar ve ilam harcının üçte biri alınacaktır
- dava ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar kabul edilirse vekalet ücretinin yarısını ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra kabul edilirse tamamına davalı aleyhine hükmedilir
- kabul de feragat gibi kesin hükmün sonuçlarını doğurur ve davayı kabul eden kabulden dönemez
- hem kabulde hemde feragatte sadece usul hukuku kurallarına aykırılık sebebiyle kanun yoluna başvurulabilir.

# sulh

#  görülmekte olan bir davada tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen yada tamamen sona erdirmek için mahkeme huzurunda yaptıkları bir sözleşmedir
- Sulh hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir
- bir sözleşme olup kural olarak tarafların karşılıklı olarak kısmi kabul kısmi feragati anlamına gelir
-  tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri hususlarda sulh yapmaları da mümkün değildir
-  taraflar dava devam ederken mahkeme dışında yapmış oldukları sulhe ilişkin anlaşmayı mahkemeye ibraz ederler ise sulh Antlaşması'nın mahkemeye verildiği tutanağa yazılır
-  taraflar duruşmada veya keşifte sulh olmak isterlerse bu tutanağa geçirilir okunduktan sonra taraflara imzalatılır
-  avukatın sulh yapabilmesi için bu konuda özel yetkisinin olması gerekir
-  feragat ve kabulden farklı olarak şarta bağlı sulh mümkündür ancak  bu şart hükümde belirtilmez
-  sulh dava konusu dışındaki hususları da içerebilir
-  davanın sulh ile sonuçlanması halinde taraflar sulh için karar verilmesini isterlerse Smith sözleşmesine göre
-   sulhe göre karar verilmesini istemezlerse karar verilmesine yer olmadığına karar verilir
-   sulh ile dava sona erer
-    mahkeme sadece usul hukuk kurallarını uyulup uyulmadığını inceler ve daha sonra sulhün içeriğine göre karar verir
-    sulh ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi sonuç doğurur
-     nasıl yapılırsa yapılsın Sulhten tek taraflı olarak dönülemez
-      ancak hata hile ikraha bağlı olarak ya da Aşırı yararlanma hallerinde sulhun iptali istenebilir
-       taşınmazlara ilişkin uyuşmazlıklar da taraflar olursa tescile gerek olmaksızın mülkiyet kazanılır
-       taraflar yargılama giderleri hakkında anlaşamazlarsa mahkeme sulh anlaşmasını esas alınarak giderleri paylaştırılması gerekir
-     sulh ilk duruşmada yapılırsa karar ve ilam harcının üçte biri daha sonra yapılır ise üçte ikisi alınır.

Not: taraflar avukatlar aracılığıyla da ulaşabilirler bu durumda bir uzlaşma tutanağı düzenlenir ve bu tutanak ilam hükmündedir aynı zamanda hüküm etkisine sahiptir icra iflas kanunu hükümlerine göre ilam niteliğindeki belgelerden biridir

# dava açılmasından sonra davacının hukuki yararı veya davanın konusu ortadan kalkarsa dava konusuz kalır
# davanın konusuz kalması durumunda mahkeme bir karar vermeyecek sadece kararında davanın konusuz kaldığını ve karar verilmesine yer olmadığını belirterek davaya son verecektir


# yok hükümler
- Hükmün mevcut sayılması için bir hukuki uyuşmazlık hakkında kanuna ve hukuka uygun şekilde kurulmuş bir mahkeme tarafından belirli bir şekilde verilen ve alenileşen bir kararın bulunması gerekir
- Bu temel unsurları ve nitelikleri taşımayan bir karar Yargılama Hukuku anlamında bir karar olarak kabul edilemez
- yok hükümler hiçbir etki doğurmazlar ve yokluk hali kendiliğinden dikkate alınır
- yok hükümler genellikle mahkeme olarak kabul edilmeyen bir organ tarafından karar verilmiş olması ve hükmün tefhim edilmemiş yani hukuken alenileşmiş olmasıdır.

# etkisiz kararda kararın bir mahkeme kararı olarak ortaya çıkmasını sağlayan temel unsurlarda bir eksiklik bulunmamaktadır ancak kararın etkisinde bir eksiklik söz konusudur
- yok hükmündeki kararlarda bir kararın varlığından söz edilemez Oysa etkisiz kararda bir karar bulunmaktadır Ancak bu kararın etkisi yoktur

# Örneğin
- aleyhine hüküm verilen davalı Türk yargısına tabii değilse örneğin dokunulmazlığı bulunan bir kişi ise bu kimse aleyhine verilen hüküm etki doğurmaz
- mevcut olmayan bir taraf hakkında karar verilmesi de hükmü etkisiz kılar
- hükümdeki belirsizlik düzeltme ile dahi giderilmiyorsa hüküm etkisiz kabul edilir
- gerçekte mevcut olmayan bir hukuki ilişkinin karara bağlanması da hükmü etkisiz kılar
- dava geri alındıktan feragat kabul sulh gibi bir sebeple sona erdikten veya davanın esastan halinden sonra verilen karar etkisizdir
- etkisiz hükme karşı taraftan kanun yollarına başvurmalarına bir engel yoktur
-  şeklen etkisiz karar kesinleşse dahi beklenen etkiyi göstermesi mümkün olmadığından maddi anlamda kesin hüküm oluşturmaz

# KESİN HÜKÜM

# bir nihai karar ancak kanun yoluna başvuru süresi geçtikten veya kanun yoluna başvuru için gerekli prosedür işledikten sonra kesinleşir
# bir kanun yoluna başvurulması mümkün olmayan nihai kararlar verildikleri anda kesin kararlardır

# şekli anlamda kesin hüküm

- hükme karşı başvurulabilecek kanun yolunun kalmaması veya baştan bulunmaması ile hüküm şekli anlamda kesinleşir
- şekli anlamda kesin hüküm hükmün olağan kanun Yollarına başvurularak değiştirilmemesi ve gelecek için uyuşmazlığın son bulmasını amaçlar
- sadece esasa ilişkin kararlar değil usule ilişkin kararlar da şekli bakımından kesinleşir
- ara kararlarının kesinleşmediği ve mahkemenin bu nedenle verdiği ara kararından daha sonra dönebileceği kabul edilmektedir
-  ancak verilen ara kararı davanın diğer tarafı için usule ilişkin kazanılmış bir hak oluşturmuş ise mahkemenin bu ara kararından daha sonra dönemeyeceği kabul edilmektedir

# maddi anlamda kesin hüküm

- maddi anlamda kesin hüküm hükmün
1. kararı veren mahkeme tarafından değiştirilmemesi
2. olağan kanun yollarını başvurulmaması
3. Tekrar dava edilememesi ve
4.  daha sonra açılan davada bağlayıcı olmasıdır

- gerek usule gerekse esasa ilişkin kararlar kesin hüküm teşkil eder
-  ancak usule ilişkin kararlar sadece usuli eksiklik hakkında kesin hüküm teşkil eder usule ilişkin eksiklik tamamlanır ise bu konuda tekrar dava açılabilir ve daha önceki kesinleşen karar bir engel teşkil etmez
-Örneğin usule ilişkin görevsizlik kararı kesinleştikten sonra da alacaklı görevli mahkemede aynı davayı açabilir

- maddi anlamda kesin hüküm kural olarak hüküm fıkrası için geçerlidir
- kural olarak gerekçe kesin hükme dahil değildir
- bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder
- kesin hükme bağlanan bir davadaki vaka tespitleri hükmün gerekçesinde yer alsa bile kesin hükmün kapsamında değildir
- daha önceki bir davada hükme bağlanmış bekletici sorunlar da kesin hükmün kapsamında değildir
- Ikinci davada hüküm verilmesi ilk davadaki kesin hükümde tespit edilen bir hukuki sonucun varlığı veya yokluğuna bağlı ise yani aralarında bir bağlantı varsa ilk hükümdeki tespitlerin kesin hükmün kapsamında olduğu kabul edilmelidir
- davacının ileri sürmesine rağmen mahkemenin hüküm fıkrasında yer vermediği talepler hakkında kesin hüküm oluşmaz
- mahkeme hükümde davacının ileri sürdüğü taleplerden birisini hükme bağlamayı unutmuşsa ayrı bir dava açılabilir
- mahkeme hükmünde yargılama giderlerinin hükmetmeyi unutmuş ya da eksik etmiş ve bu hüküm kesinleşmiş ise yargılama giderleri için ayrı bir dava açılamaz

- ilk davanın dayandığı vakalardan başka vakalara dayanılarak ikinci kez açılan davada kesin hüküm itirazı İleri sürülemez
yani gelecek için verilmiş bir kesin hüküm yoktur

# kesin hükmün unsurları

1. tarafların aynı olması

- Taraf kavramına davanın taraflarının külli ve cüzi halefleri de dahildir
- kesin hüküm külli halefler hakkında da geçerlidir
- hükmün kesinleşmesinden sonra dava konusu şeyin mülkiyetini taraflardan birisinden devralan ya da dava konusu şey üzerinde  bir ayni hak veya fer'i zilyetlik kazanan kişiler hakkında da kesin hüküm geçerlidir
- mirasbırakanın leh ve aleyhine kesinleşmiş olan hükümler mirasçılar için de kesin hüküm oluşturur
- fer'i müdahil 3 kişi olduğundan hüküm onun hakkında kesin hüküm etkisini göstermez
- hükmün kesinleşmesinden önce dava konusu devredilirse bu durumda davanın devralan kişiye karşı sürdürülmesi gerekir Devredene karşı davanın sürdürülmesi halinde hüküm kesinleşse dahi devralan hakkında kesin hüküm oluşturmak Çünkü devralan davanın tarafı olmamıştır.
- Müteselsil borçlulardan biri veya birkaçı ile alacaklılar arasında
yahut müteselsil alacaklılardan biri veya birkaçı ile borçlu arasında oluşan kesin hüküm diğerleri hakkında geçerli değildir
- Kanuni temsilci veya Avukat taraf sayılmadığından hükmün onlara bir etkisi yoktur

2. dava sebebinin aynı olması

- kesin hüküm haline gelen bir uyuşmazlıkta aynı vakalara dayanılarak ikinci kez dava açılamaz açılırsa kesin hüküm nedeniyle ikinci davanın reddi gerekir

3. dava konusunun aynı olması

- dava konusunun aynı olup olmadığını tespit etmek için ilk davadaki kesinleşen hüküm fıkrası ile ikinci davadaki talep sonucunun karşılaştırılması gerekir
-
- kısmi davanın kabul edilmesi ve bu hükmün kesinleşmesi durumunda geri kalan kısım için açılan davada dava konusu aynı olmadığı için ikinci açılan davada kesin hüküm etkisinden söz edilemez

- kısmi davanın reddedilmesi halinde geri kalan kısım için dava açıldığında kesin hükmün etkisi kabul edilmektedir

# kesin hükmün etkisi

- maddi anlamda kesin hükmün etkiai aynı konuda açılan ikinci davada etkili olur ve tekrar aynı konuda karar verme yasağı nedeniyle ikinci davanın reddi gerekir
- kesin hüküm tarafları ve haleflerini bağlar
- dava konusunun aynı olması bu konunun ilk davada karşılık dava olarak ileri sürülmesi halinde de kabul edilmesi gerekir
- Örneğin M ye karşı açıp kazandığı tespit davasında V nin  ineğin sahibi olduğunun tespiti ile aynı zamanda M nin  malik olmadığı aynı şeydir
ilk davada V nin ineğin sahibi olduğu tespit edildikten sonra açılan ikinci davada M nin malik olduğu İleri sürülemez

- kesin hüküm itirazı dava şartıdır
-  kesin hükmün kamu düzenine ilişkindir.
-  hakim kesin hüküm olup olmadığını kendiliğinden inceleyebileceği gibi taraflar da bunu her zaman ileri sürebilirler
-  yerel mahkeme davacının taleplerinden birisi hakkında karar vermez ve karar bu şekilde kesinleşirse davacı hakkında karar verilmeyen talebini daha sonra tekrar dava edebilir
-  dava sonrasında oluşan vakalar kesin hükmün kapsamı içinde değildir
-  Kesin hüküm aynı zamanda kesin delil teşkil eder
-  kesin hüküm zaman olarak sadece karara bağlandığı tarihe kadar davada ileri sürülen vakalar hakkında geçerlidir
-  Eda ve tespit hükümlerinde kesin hüküm geçmişe etkilidir
-  inşai hükümlerde kural olarak kesin hüküm geleceğe etkilidir
-  kesin hüküm sadece konusunu oluşturan hususlarda etkiye sahiptir
-  kesin hükmün etkisi kural olarak sadece davanın tarafları hakkında geçerli iken inşaı kararlar herkese karşı etkilidir.


# kural olarak Ceza Mahkemesi kararları hukuk mahkemesini Hukuk Mahkemesi kararları da ceza mahkemesini etkilemez

# Hukuk Mahkemesi zarar verenin kusurunun olup olmadığına veya ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleri ile bağlı değildir.
# ceza mahkemesinin mahkumiyet kararı ile bağlı olmadığı gibi ceza mahkemesince verilen beraat kararı ile de bağlı değildir
# ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesi ve zararın miktarının belirlenmesine ilişkin kararı da hukuk hakimini bağlamaz
# Hukuk Mahkemesi bir senedin sahte olmadığına karar verirse ve bu kadar kesinleşirse bu senenin sahte olmadığı ve dolayısıyla sahtecilik suçunun işlenmediği Ceza Mahkemesi'nde de kesin hüküm teşkil eder
# buna karşılık Hukuk Mahkemesi'nde senedin sahte olduğuna ilişkin karar verilir Ve bu karar kesinleşirse bu kesin hüküm Ceza Mahkemesi'nde kesin hüküm teşkil etmez

# Hukuk Mahkemesi'nde yaş düzeltme kararı verilmiş ve bu karar kesinleşme ise artık bu kesin hükümle Ceza Mahkemesi de bağlıdır

# ceza mahkemesinin hukuk mahkemesinde tazminat konusu bir fiil hakkında beraat kararı verilmiş olması hukuk mahkemesini bağlamaz

# bir senedin sahte olmadığına ilişkin Ceza Mahkemesi kararı kesin hüküm halini  aldıktan sonra Hukuk Mahkemesi'nde kesin hüküm teşkil eder

# ancak hukuk hakimi zarar veren kişinin kusuru ve temyiz kudretine sahip olup olmadığı konusunda Ceza Mahkemesi kararı ile bağlı değildir

# yaş düzeltmesine ilişkin Ceza Mahkemesi kararı da hukuk mahkemesinde kesin hüküm teşkil eder

# maddi anlamda kesinleşmeyen çekişmesiz yargı ilişkin kararların kararının verilmesinden sonraki koşulların değişmesi nedeniyle her zaman değiştirilmesi istenebilir


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MİLLÎ MÜCADELE (HAZIRLIK DÖNEMİ)

✎ Mondros Ateşkes’i imzalandığı sırada Adana’da Yıldırım Orduları Komutanı iken halkı işgallere karşı mücadeleye davet etmiş, ayrıca burada Ali Fuat Paşa ile de görüşerek mücadelenin gerekliliği üzerinde bir kez daha durmuştur. Mustafa Kemal Anadolu’ya geçmeden önce geldiği İstanbul’da; Düşüncelerini yaymak için Fethi Bey ile birlikte Minber gazetesini çıkarmıştır İstanbul Hükûmeti (Damat Ferit Paşa), İngiltere’nin de baskısıyla, bölgeye çok geniş yetkilerle bir komutanın gönderilmesine karar vermiştir. Bu durum Anadolu’ya geçmek isteyen Mustafa Kemal’e aradığı fırsatı yaratmıştır. ✎ Mustafa Kemal, Damat Ferit Paşa Hükûmeti tarafından IX. Ordu Müfettişi olarak bölgeye atanmıştır. ✎ IX. Ordu Müfettişi göreviyle Samsun’a gönderilen Mustafa Kemal Paşa’nın yetkili olduğu iller arasında Sivas, Erzurum, Van ve Trabzon bulunmakta olup, ayrıca kendisine birtakım görevler verilmişti. ✎ Samsun’da Mıntıka Palas Oteli’nde kalan Mustafa Kemal Paşa, bölgede birtakım güvenlik tedbirler...

Borçlar özel isimsiz sözleşmeler

İSİMSİZ SÖZLEŞMELER (ATİPİK SÖZLEŞMELER) Unsurları ve özellikleri önceden kanunda belirlenmemiş sözleşmelerdir. İsimsiz Sözleşme Örnekleri: 1.       Sulh sözleşmesi 2.       Tek satıcılık sözleşmesi 3.       Satış için tevdi sözleşmesi 4.       Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi 5.       Garanti sözleşmesi İsimsiz Sözleşme Türleri: 1.        Karma Sözleşmeler:  Kanunda düzenlenmiş sözleşme tipine ait unsurların kanunun öngörmediği tarzda bir araya gelmesi ile oluşur. Ör: Hastane kabul sözleşmesi (Kira +vekalet + hizmet) a.        Karma Kombine Sözleşmeler:  Taraflardan biri birden fazla edim yükümlülüğü altına girerken karşı taraf tek bir edim yükümlülüğü altına girer. Ör: Hastane kabul sözleşmesi b....

TBMM İÇTÜZÜK

TBMM İÇTÜZÜK [okundu] Üye   tamsayısı   altıyüzdür.   Türkiye   Büyük   Millet   Meclisi   üyeliklerinde boşalma   olması üye tamsayısını değiştirmez. Türkiye   Büyük   Millet   Meclisi   Genel   Kurulu,   milletvekili   genel   seçimi kesin   sonuçlarının   Yüksek   Seçim   Kurulunca   ilanını   takip   eden   üçüncü   gün   saat   14.00’te çağrısız olarak toplanır Milletvekilleri   andiçerek   göreve   başlarlar.   Andiçmekten   imtina   eden   milletvekilleri, milletvekili   sıfatından kaynaklanan   haklardan yararlanamazlar. Cumhurbaşkanı   yardımcıları   ve   bakanlar,   atandıkları   tarihten   sonra   yapılan   ilk birleşimde andiçerler. Danışma   Kurulunun   önerisi   üzerine   Genel   Kurulca   başka   bir   kara...