HİZMET SÖZLEŞMESİ
Hizmet sözleşmesinde işçinin borçlarına ilişkin
hangi ifade hatalıdıt?
A. Sözleşmeden veya durumun gereğinden aksi
anlaşılmadıkça, işçi yüklendiği işi bizzat yapmakla yükümlüdür.
B. İşçi, yüklendiği işi özenle yapmak ve
işverenin haklı menfaatinin korunmasında sadakatle davranmak zorundadır.
C. İşçi, işverene ait makineleri, araç ve
gereçleri, teknik sistemleri, tesisleri ve taşıtları usulüne uygun olarak
kullanmak ve bunlarla birlikte işin görülmesi için kendisine teslim edilmiş
olan malzemeye özen göstermekle yükümlüdür
D. İşveren, işin görülmesi ve işçilerin
işyerindeki davranışlarıyla ilgili genel düzenlemeler yapabilir ve onlara özel
talimat verebilir. İşçiler, bunlara dürüstlük kurallarının gerektirdiği ölçüde
uymak zorundadırlar.
E. İşçi, iş gördüğü sırada öğrendiği, özellikle
üretim ve iş sırları gibi bilgileri, hizmet ilişkisinin devamı süresince kendi
yararına kullanabilir. ama başkalarına açıklayamaz.
CEVAP) E
İşçi, iş gördüğü sırada öğrendiği, özellikle
üretim ve iş sırları gibi bilgileri, hizmet ilişkisinin devamı süresince kendi
yararına kullanamaz veya başkalarına açıklayamaz.
İşverenin haklı menfaatinin korunması için
gerekli olduğu ölçüde işçi, hizmet ilişkisinin sona ermesinden sonra da sır
saklamakla yükümlüdür.
İlgili kanunlarda belirlenen normal çalışma
süresinin üzerinde ve işçinin rızasıyla yapılan çalışmaya ne ad verilir?
CEVAP) FAZLA ÇALIŞMA
[Fazla çalışma borcu
Fazla çalışma, ilgili kanunlarda belirlenen
normal çalışma süresinin üzerinde ve işçinin rızasıyla yapılan çalışmadır.
Ancak,
- normal süreden daha fazla çalışmayı gerektiren
bir işin yerine getirilmesi zorunluluğu doğarsa
- işçi bunu yapabilecek durumda bulunursa
- aynı zamanda işçinün fazla çalışmadan kaçınması
da dürüstlük kurallarına aykırı olursa
- karşılığı verilmek koşuluyla
İşçi fazla çalışmayı yerine getirmekle
yükümlüdür]
Hangisi doğrudan özen ve sadakat borcuyla ilgili
bir hüküm değildir?
A. İşçi, yüklendiği işi özenle yapmak ve
işverenin haklı menfaatinin korunmasında sadakatle davranmak zorundadır.
B. İşçi, işverene ait makineleri, araç ve
gereçleri, teknik sistemleri, tesisleri ve taşıtları usulüne uygun olarak
kullanmak ve bunlarla birlikte işin görülmesi için kendisine teslim edilmiş
olan malzemeye özen göstermekle yükümlüdür.
C. İşçi, hizmet ilişkisi devam ettiği sürece,
sadakat borcuna aykırı olarak bir ücret karşılığında üçüncü kişiye hizmette
bulunamaz ve özellikle kendi işvereni ile rekabete girişemez
D. İşçi, üstlendiği işin görülmesi sırasında
üçüncü kişiden işveren için aldığı şeyleri ve özellikle paraları derhâl ona
teslim etmek ve bunlar hakkında hesap vermekle yükümlüdür.
İşçi, hizmetin ifasından dolayı elde ettiği
şeyleri de derhâl işverene teslim etmekle yükümlüdür.
E. İşçi, iş gördüğü sırada öğrendiği, özellikle
üretim ve iş sırları gibi bilgileri, hizmet ilişkisinin devamı süresince kendi
yararına kullanamaz veya başkalarına açıklayamaz. İşverenin haklı menfaatinin
korunması için gerekli olduğu ölçüde işçi, hizmet ilişkisinin sona ermesinden
sonra da sır saklamakla yükümlüdür.
CEVAP) D
[D seçeneğinde Teslim ve hesap verme borcu MADDE 397de düzenlenmiştir]
NOT: İşçinin sorumluluğu
MADDE 400- İşçi, işverene KUSURuyla verdiği HER
TÜRLÜ zarardan sorumludur.
Bu sorumluluğun belirlenmesinde; - işin tehlikeli
olup olmaması,
- işin uzmanlığı ve eğitimi gerektirip
gerektirmemesi
- işçinin işveren tarafından bilinen veya
bilinmesi gereken yetenek ve nitelikleri
göz önünde tutulur.
İşverenin borölarıyla ilgili hangisi yanlıştır?
A. İşveren, işçiye sözleşmede veya toplu iş
sözleşmesinde belirlenen; sözleşmede hüküm bulunmayan hâllerde ise, asgari
ücretten az olmamak üzere emsal ücreti ödemekle yükümlüdür.
B. İşveren, fazla çalışma için işçiye normal
çalışma ücretini en az yüzde elli fazlasıyla ödemekle yükümlüdür.
İşveren, işçinin rızasıyla fazla çalışma ücreti
yerine, uygun bir zamanda fazla çalışmayla orantılı olarak izin verebilir
C. İşçiye belli işlerde aracılık yapması
karşılığında işverence bir ücret ödeneceği kararlaştırılmışsa, aracılık yapılan
işlemin üçüncü kişi ile geçerli olarak kurulması sonrası ifası ile işçinin
istem hakkı doğar.
D. İşveren, bayram, yılbaşı ve doğum günü gibi
belirli günler dolayısıyla işçilerine özel ikramiye verebilir. Ancak, işçilerin
ikramiyeyi istem hakları bu konuda anlaşmanın veya çalışma şartının ya da
işverenin tek taraflı taahhüdünün varlığı hâlinde doğar.
E. Hizmet sözleşmesi ikramiyenin verildiği
dönemden önce sona ermişse, ikramiyenin çalıştığı süreye yansıyan bölümü
ödenir.
CEVAP) C
[Aracılık ücreti
MADDE 404-
İşçiye belli işlerde aracılık yapması
karşılığında işverence bir ücret ödeneceği kararlaştırılmışsa, aracılık yapılan
işlemin "üçüncü kişi ile geçerli olarak kurulmasıyla" işçinin istem
hakkı doğar.
Borçların kısım kısım ifa edileceği sözleşmeler
ile sigorta sözleşmelerinde, her kısma ilişkin ücret isteminin bu kısma ilişkin
"borcun muaccel olmasıyla veya yerine getirilmesiyle" doğacağı yazılı
olarak kararlaştırılabilir.
İşçinin aracılığı suretiyle işveren ile üçüncü
kişi arasında kurulan sözleşme,
- işveren tarafından kusuru olmaksızın ifa
edilmezse veya
- üçüncü kişi borçlarını yerine getirmezse,
ücret istemine yönelik hak sona erer.
Sadece kısmi ifa hâlinde, ücretten orantılı
olarak indirim yapılır.
Sözleşmeyle işçiye, kendisine ödenecek aracılık
ücretinin hesabını tutma yükümlülüğü getirilmemişse, işveren işçiye ücretin
muaccel olduğu her dönem için, bu ücrete tabi işlemleri de içeren yazılı hesap
vermekle yükümlüdür.
Hesabı gözden geçirme ihtiyacı ortaya çıkarsa
işveren, işçiye veya onun yerine, birlikte kararlaştırdıkları ya da hâkimin
atadığı bilirkişiye bilgi vermek ve bilginin dayanağını oluşturan işletmeyle
ilgili defter ve belgeleri onun incelemesine sunmak zorundadır.
NOT: İşin sonucundan pay alma
MADDE 403- Sözleşmeyle işçiye ücretle birlikte
- üretilenden
- cirodan
- kârdan
belli bir pay verilmesi kararlaştırılmışsa, hesap
dönemi sonunda bu pay, yasal hükümler veya genellikle kabul edilmiş ticari
esaslar göz önünde tutularak belirlenir.
İşçiye belli bir pay verilmesi kararlaştırılan
hâllerde, payın hesaplanmasında uyuşulamazsa işveren, işçiye veya onun yerine,
birlikte kararlaştırdıkları ya da hâkimin atadığı bilirkişiye bilgi vermek ve
bilginin dayanağını oluşturan işletmeyle ilgili defter ve belgeleri
incelemesine sunmak; kârdan bir pay verilmesi kararlaştırılmışsa, işveren işçiye,
istemi üzerine ayrıca yıl sonu kâr zarar cetvelini vermek zorundadır.
Ücretin ödenmesiyle ilgili hangi ifade hatalıdır?
A. Aksine âdet olmadıkça, işçiye ücreti her ayın
sonunda ödenir.
B. Hizmet sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesiyle
bir aydan daha uzun ödeme süreleri belirlenebilir.
C. Daha kısa bir ödeme süresi
kararlaştırılmamışsa veya aksine âdet yoksa, aracılık ücreti her ayın sonunda
ödenir. Ancak, işlemlerin yapılması altı aydan daha uzun bir süre gerektirdiği
takdirde, aracılık ücreti asıl ücrete ek olarak kararlaştırılmışsa, yazılı
anlaşmayla ödeme daha ileri bir tarihe bırakılabilir.
D. Asıl ücrete ek olarak üretilenden pay
verilmesi öngörülen hâllerde, ürün payı belirlenir belirlenmez, cirodan veya
kârdan pay verilmesi kararlaştırılan hâllerde ise payın, hesap dönemini izleyen
en geç üç ay içinde belirlenerek ödenmesi şarttır.
E. İşveren, işçiye zorunlu ihtiyacının ortaya
çıkması hâlinde ve hakkaniyet gereği ödeyebilecek durumda ise, hizmetiyle
orantılı olarak avans vermekle yükümlüdür.
CEVAP) B
[ Aksine âdet olmadıkça, işçiye ücreti her ayın
sonunda ödenir. Ancak, hizmet sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesiyle daha kısa
ödeme süreleri belirlenebilir. ]
NOT: ÜCRETİN KORUNMASI
KURAL: İşveren, işçiden olan alacağı ile ücret
borcunu İŞÇİNİN RIZASI olmadıkça takas edemez.
İSTİSNA: Ancak, işçinin kasten sebebiyet verdiği
yargı kararıyla sabit bir zarardan doğan alacaklar, ücretin haczedilebilir
kısmı kadar takas edilebilir.
Ücretin işveren lehine kullanılacağına ilişkin
anlaşmalar geçersizdir [ Doğalgaz şirketinde çalışan işçinin ücretiyle doğalgaz
sistemi alacağı anlaşması geçersiz.]
İşveren Aydın, pek sevmediği işçisi Necatinin
işgörme ediminin yerine getirilmesini kusuruyla engellemektedir.
Buna göre hangi ifade hatalıdır?
A. Aydın işçiye ücretini ödemekle yükümlüdür
B. Aydın Necatiden bu edimini daha sonra yerine
getirmesini isteyebilir
C. Necatinin bu engelleme sebebiyle yapmaktan
kurtulduğu giderler ücretinden indirilir
D. Necatinin bu engelleme sebebiyle başka bir iş
yaparak kazandığı yararlar ücretinden indirilir.
E. Necatinin bu engelleme sebebiyle başka bir iş
yaparak kazanmaktan bilerek kaçındığı yararlar ücretinden indirilir.
CEVAP) B
[ İşverenin temerrüdü hâlinde
MADDE 408- İşveren, işgörme ediminin yerine
getirilmesini kusuruyla engellerse veya edimi kabulde temerrüde düşerse, işçiye
ücretini ödemekle yükümlü olup, işçiden bu edimini daha sonra yerine
getirmesini isteyemez. Ancak, işçinin bu engelleme sebebiyle yapmaktan
kurtulduğu giderler ile başka bir iş yaparak kazandığı veya kazanmaktan bilerek
kaçındığı yararlar ücretinden indirilir.]
NOT:
- Uzun süreli bir hizmet ilişkisinde
- işçi, hastalık, askerlik veya kanundan doğan
çalışma ve benzeri sebeplerle
- kusuru olmaksızın
- iş gördüğü süreye oranla kısa bir süre için
- işgörme edimini ifa edemezse
- işveren, "başka bir yolla karşılanmadığı
takdirde" o süre için işçiye HAKKANİYETE UYGUN bir ücret ödemekle
yükümlüdür.
- [ Batuhan 20 yıldır Aydının yanında çalışıyor.
5 gün hasta olsa ve kuauru bulunmasa başka yolla karşılanamıyorsa Aydın
hakkaniyete göre ücret öder]
Ücret alacağının haczi, devri ve rehnedilmesi
konusunda hangi ifade hatalıdır?
A. İşçilerin ücretinin dörtte birinden fazlası
haczedilemez.
B. İşçilerin ücretinin dörtte birinden fazlası
başkasına devredilemez
C. İşçilerin ücretinin dörtte birinden fazlası
rehnedilemez
D. Gelecekteki ücret alacaklarının devredilmesi
geçerlidir.
E. Gelecekteki ücret alacaklarının rehnedilmesi geçersizdir
CEVAP) D
[İşçilerin ücretinin dörtte birinden fazlası
haczedilemez, başkasına devredilemez ve rehnedilemez. Ancak, işçinin bakmakla
yükümlü olduğu aile bireyleri için hâkim tarafından takdir edilecek miktar, bu
orana dâhil değildir. Nafaka alacaklılarının hakları saklıdır.
Gelecekteki ücret alacaklarının devredilmesi veya
rehnedilmesi geçersizdir.]
Hizmet sözleşmesinde işverenin borçları konusunda
hangi ifade hatalıdır?
A. İşçi, sözleşme gereğince yalnız bir işveren
için sadece parça başına veya götürü iş yapmayı üstlenmişse işveren, ona
yeterli iş vermekle yükümlüdür.
B. İşçi, sözleşme gereğince parça başına veya
götürü olarak çalışmayı üstlendiği takdirde işveren, her işin başlamasından
önce ona ödenecek birim ücretini bildirmekle yükümlüdür.
C. İşçi işverenle anlaşarak kendi araç veya
malzemesini işin görülmesine özgülerse, aksi anlaşmada kararlaştırılmadıkça
veya yerel âdet bulunmadıkça işveren, bunun için işçiye uygun bir karşılık
ödemekle yükümlü değildir.
D. İşveren, işin görülmesinin gerektirdiği her
türlü harcama ile işçiyi işyeri dışında çalıştırdığı takdirde, geçimi için
zorunlu olan harcamaları da ödemekle yükümlüdür.
E. İşçi, işin görülmesi için işverenle anlaşarak
işverenin veya kendisinin sağladığı bir taşıma aracı kullanıyorsa, taşıtın
işletilmesi ve bakımı için gerekli olağan giderler, hizmet için kullanıldığı
ölçü dışındaysa işverence karşılanmaz.
CEVAP) C
[ Parça başına veya götürü iş
a. İş verme
MADDE 411- İşçi, sözleşme gereğince yalnız bir
işveren için sadece parça başına veya götürü iş yapmayı üstlenmişse işveren,
ona yeterli iş vermekle yükümlüdür.
İşveren, kendi kusuru olmaksızın sözleşmede
öngörülen parça başına veya götürü iş sağlayamayacak durumda bulunduğu veya
işletme koşulları geçici olarak gerektirdiği takdirde işçiye, ücreti zaman
esasına göre öder. Bu durumda, zamana göre ödenecek ücret, anlaşmada veya
hizmet ya da toplu iş sözleşmesinde belirlenmemişse işveren, işçiye parça
başına veya götürü olarak daha önce aldığı ortalama ücrete eşdeğer bir ücret
ödemekle yükümlüdür.
Parça başına veya götürü ya da zamana göre iş
sağlayamayan işveren, en azından işgörme edimini kabulde temerrüt hükümleri
uyarınca zamana göre işgörmede ödeyeceği ücreti ödemekle yükümlüdür.
b. Birim ücreti
MADDE 412- İşçi, sözleşme gereğince parça başına
veya götürü olarak çalışmayı üstlendiği takdirde işveren, her işin
başlamasından önce ona ödenecek birim ücretini bildirmekle yükümlüdür.
Bu bildirimi yapmayan işveren, aynı veya benzer
bir iş için belirlenmiş olan birim ücretini ödemekle yükümlüdür.
II. İş araç ve malzemeleri
MADDE 413- Aksine anlaşma veya yerel âdet yoksa,
işveren işçiye bu iş için gerekli araçları ve malzemeyi sağlamakla yükümlüdür.
İşçi işverenle anlaşarak kendi araç veya
malzemesini işin görülmesine özgülerse, aksi anlaşmada kararlaştırılmadıkça
veya yerel âdet bulunmadıkça işveren, bunun için işçiye uygun bir karşılık
ödemekle yükümlüdür.
III. Giderler
1. Genel olarak
MADDE 414- İşveren, işin görülmesinin
gerektirdiği her türlü harcama ile işçiyi işyeri dışında çalıştırdığı takdirde,
geçimi için zorunlu olan harcamaları da ödemekle yükümlüdür.
Yazılı olarak yapılmış bir hizmet veya toplu iş
sözleşmesinde, bizzat işçi tarafından karşılanması kararlaştırılan
harcamaların, işçiye götürü biçimde günlük, haftalık veya aylık olarak ödenmesi
öngörülebilir. Ancak bu ödeme, zorunlu harcamaları karşılayacak miktardan az
olamaz.
Zorunlu harcamaların kısmen veya tamamen işçi
tarafından bizzat karşılanmasına ilişkin anlaşmalar geçersizdir.
2. Taşıma araçları
MADDE 415- İşçi, işin görülmesi için işverenle
anlaşarak işverenin veya kendisinin sağladığı bir taşıma aracı kullanıyorsa,
taşıtın işletilmesi ve bakımı için gerekli olağan giderler, hizmet için
kullanıldığı ölçüde işverence karşılanır.
İşçi işverenle anlaşarak, işin görülmesinde kendi
motorlu aracını kullanıyorsa, işveren ayrıca bu araçla ilgili vergiyi, zorunlu
mali sorumluluk sigortası primini ve aracın yıpranması karşılığında uygun bir
tazminatı hizmet için kullanıldığı ölçüde işçiye ödemekle yükümlüdür.
İşçi işverenle anlaşarak, hizmetin görülmesinde
kendisine ait diğer taşıma araçlarını ve hayvanlarını kullanıyorsa işveren,
bunların kullanma ve bakımı için gerekli olan olağan giderleri hizmet için
kullanıldığı ölçüde karşılamakla yükümlüdür.
Giderlerin ödenmesi
MADDE 416- İşçinin yapmış olduğu giderlerden
doğan alacağı, daha kısa bir süre kararlaştırılmamışsa veya yerel âdet yoksa,
her defasında ücretle birlikte ödenir.
İşçi, sözleşmeden doğan borçlarını yerine
getirmek için düzenli olarak masraf yapıyorsa, kendisine en az ayda bir olmak
üzere belirli aralıklarla uygun bir avans verilir.]
İşçinin kişiliğinin korunması için öngörülen
aşağıdaki hükümlrden hangisi hatalıdır?
A. İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini
korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni
sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu
tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli
önlemleri almakla yükümlüdür.
B. İşveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin
sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız
bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü
önleme uymakla yükümlüdür.
C. İşverenin yukarıdaki hükümler dâhil, kanuna ve
sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle işçinin ölümü, vücut bütünlüğünün
zedelenmesi veya kişilik haklarının ihlaline bağlı zararların tazmini, haksız
fiillere ilişkin sorumluluk hükümlerine
tabidir.
D. İşçi işverenle birlikte ev düzeni içinde
yaşıyorsa işveren, yeterli gıda ve uygun bir barınak sağlamakla yükümlüdür.
E. İşveren, işçiye ait kişisel verileri, ancak
işçinin işe yatkınlığıyla ilgili veya hizmet sözleşmesinin ifası için zorunlu
olduğu ölçüde kullanabilir.
CEVAP) C
[ İşçinin kişiliğinin korunması
1. Genel olarak
MADDE 417- İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin
kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun
bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize
uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri
için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.
İşveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin
sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız
bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü
önleme uymakla yükümlüdür.
İşverenin yukarıdaki hükümler dâhil, kanuna ve
sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle işçinin ölümü, vücut bütünlüğünün
zedelenmesi veya kişilik haklarının ihlaline bağlı zararların tazmini,
sözleşmeye aykırılıktan doğan sorumluluk hükümlerine tabidir.
2. Ev düzeni içinde çalışmada
MADDE 418- İşçi işverenle birlikte ev düzeni
içinde yaşıyorsa işveren, yeterli gıda ve uygun bir barınak sağlamakla
yükümlüdür.
İşçi, kusuru olmaksızın hastalık veya kaza gibi
sebeplerle işgörme edimini yerine getiremezse işveren, sosyal sigortalar
yardımlarından yararlanamayan, bir yıla kadar çalışmış işçinin bakımını ve
tedavisini, iki hafta süreyle sağlamak zorundadır. İşçinin bir yılı aşan her
hizmet yılı için söz konusu süre, dört haftayı aşmamak üzere ikişer gün
artırılır.
İşveren, işçinin gebeliğinde ve doğum yapması
durumunda da aynı edimleri yerine getirmekle yükümlüdür.
3. Kişisel verilerin kullanılmasında
MADDE 419- İşveren, işçiye ait kişisel verileri,
ancak işçinin işe yatkınlığıyla ilgili veya hizmet sözleşmesinin ifası için
zorunlu olduğu ölçüde kullanabilir.
Özel kanun hükümleri saklıdır]
Hizmet sözleşmesi ile ilgili aşağıdaki
ifadelerden hangisi yanlıştır?
A. Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine
konulan ceza koşulu geçersizdir.
B. İşveren, işçiye her hafta, kural olarak pazar
günü veya durum ve koşullar buna imkân vermezse, bir tam çalışma günü tatil
vermekle yükümlüdür.
C. İşveren, en az bir yıl çalışmış olan işçilere
yılda en az bir hafta ve onsekiz yaşından küçük işçiler ile elli yaşından büyük
işçilere de en az üç hafta ücretli yıllık izin vermekle yükümlüdür
D. Yıllık ücretli izinler, kural olarak aralıksız
biçimde verilir; ancak tarafların anlaşmasıyla ikiye bölünerek de
kullanılabilir.
E. İşçi, hizmet ilişkisi devam ettiği sürece,
işverenden alacağı para ve başka menfaatler karşılığında yıllık ücretli izin
hakkından feragat edemez.
CEVAP) C
[ Tatil ve izinler
1. Hafta tatili ve iş arama izni
MADDE 421- İşveren, işçiye her hafta, kural
olarak pazar günü veya durum ve koşullar buna imkân vermezse, bir tam çalışma
günü tatil vermekle yükümlüdür.
İşveren, belirsiz süreli hizmet sözleşmesinin
feshi hâlinde, bildirim süresi içinde işçiye ücretinde bir kesinti olmaksızın,
günde iki saat iş arama izni vermekle yükümlüdür.
İzin saatlerinin ve günlerinin belirlenmesinde,
işyerinin ve işçinin haklı menfaatleri göz önünde tutulur.
2. Yıllık izin
a. Süresi
MADDE 422- İşveren, en az bir yıl çalışmış olan
işçilere yılda en az iki hafta ve onsekiz yaşından küçük işçiler ile elli
yaşından büyük işçilere de en az üç hafta ücretli yıllık izin vermekle
yükümlüdür.
b. İndirimi
MADDE 423- İşçi, bir hizmet yılı içinde kendi
kusuruyla toplam bir aydan daha uzun bir süreyle hizmeti yerine getirmediği
takdirde işveren, çalışılmayan her tam ay için, yıllık ücretli izin süresinden
bir gün indirim yapabilir.
İşçi, bir hizmet yılı içinde kendi kusuru
olmaksızın hastalık, kaza, yasal bir yükümlülüğün veya kamu görevinin yerine
getirilmesi gibi kişiliğine bağlı sebeplerle en çok üç ay süreyle işgörme
edimini yerine getiremediği takdirde, işveren yıllık ücretli izin süresinden
indirim yapamaz.
İşveren, gebelik ve doğum yapma sebebiyle işgörme
edimini en çok üç ay süreyle yerine getiremeyen kadın işçinin yıllık ücretli
izin süresinden indirim yapamaz.
Hizmet veya toplu iş sözleşmeleriyle, işçinin
aleyhine hüküm doğuracak şekilde, ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerine aykırı
düzenleme yapılamaz.
c. Kullanılması
MADDE 424- Yıllık ücretli izinler, kural olarak
aralıksız biçimde verilir; ancak tarafların anlaşmasıyla ikiye bölünerek de
kullanılabilir.
İşveren, yıllık ücretli izin tarihlerini,
işyerinin veya ev düzeninin menfaatleriyle bağdaştığı ölçüde, işçinin isteklerini
göz önünde tutarak belirler.
d. Ücreti
MADDE 425- İşveren, yıllık ücretli iznini
kullanan her işçiye, yıllık ücretli izin süresine ilişkin ücretini, ilgili
işçinin izne başlamasından önce peşin olarak ödemek veya avans olarak vermekle
yükümlüdür.
İşçi, hizmet ilişkisi devam ettiği sürece,
işverenden alacağı para ve başka menfaatler karşılığında yıllık ücretli izin
hakkından feragat edemez.
Hizmet sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona
ermesi hâlinde, işçinin hak kazanıp da kullanamadığı yıllık izin sürelerine ait
ücreti, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak
sahiplerine ödenir. Bu ücrete ilişkin zamanaşımı, hizmet sözleşmesinin sona
erdiği tarihte işlemeye başlar.]
Hizmet belgesi ile ilgili doğru ifade hangisidir?
A. İşveren, işçinin isteği olmasa bile her zaman,
işin türünü ve süresini içeren bir hizmet belgesi vermekle yükümlüdür.
B. İşçinin açıkça istemde bulunmasına gerek
olmakaızın, hizmet belgesinde onun işgörmedeki becerisi ile tutum ve
davranışları da belirtilir.
C. Hizmet belgesinin zamanında verilmemesinden
veya belgede doğru olmayan bilgiler bulunmasından zarar gören işçi eski
işverenden tazminat isteyebilir.
D. Hizmet belgesinin zamanında
verilmemesinden zarar gören işçiyi işe
alan yeni işveren, eski işverenden tazminat isteyemez.
E. Hizmet belgesinde doğru olmayan bilgiler
bulunmasından zarar gören işçiyi işe alan yeni işveren, eski işverenden
tazminat isteyemez.
CEVAP) C
[ Hizmet belgesi
MADDE 426- İşveren, işçinin isteği üzerine her
zaman, işin türünü ve süresini içeren bir hizmet belgesi vermekle yükümlüdür.
İşçinin açıkça istemde bulunması hâlinde, hizmet
belgesinde onun işgörmedeki becerisi ile tutum ve davranışları da belirtilir.
Hizmet belgesinin zamanında verilmemesinden veya
belgede doğru olmayan bilgiler bulunmasından zarar gören işçi veya işçiyi işe
alan yeni işveren, eski işverenden tazminat isteyebilir]
NOT: İşyerinin tamamının veya bir bölümünün devri
MADDE 428 İşyerinin tamamı veya bir bölümü HUKUKİ
BİR İŞLEMLE (demek ki cebri icra vb. Olmaz) başkasına devredildiğinde, DEVİR
TARİHİNDE işyerinde veya bir bölümünde
mevcut olan hizmet sözleşmeleri, bütün hak ve borçları ile birlikte DEVRALANA
geçer.
İşçinin hizmet süresine bağlı hakları bakımından,
onun DEVREDEN işveren yanında işe başladığı tarih esas alınır.
Yukarıdaki hükümlere göre devir hâlinde, DEVİRDEN
ÖNCE DOĞMUŞ olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan, devreden ve
devralan işveren müteselsilen sorumludurlar. Ancak, devreden işverenin bu
yükümlülüklerden doğan sorumluluğu, DEVİR TARİHİNDEN itibaren İKİ YIL ile
sınırlıdır.
NOT: Sözleşmenin devri
MADDE 429- Hizmet sözleşmesi, ancak İŞÇİNİN
YAZILI RIZASI alınmak suretiyle, sürekli olarak başka bir işverene devredilebilir.
Devir işlemiyle, devralan, bütün hak ve borçları
ile birlikte, hizmet sözleşmesinin işveren tarafı olur. Bu durumda, işçinin,
hizmet süresine bağlı hakları bakımından,(Kıdem tazminatı gibi) DEVREDEN
işveren yanında işe başladığı tarih esas alınır.
Belirli süreli hizmet sözleşmesinin sona
ermesiyle ilgili hangi ifade doğrudur?
A. Belirli süreli hizmet sözleşmesi, aksi
kararlaştırılmadıkça, fesih bildiriminde bulunulmasına gerek olmaksızın,
sürenin bitiminde kendiliğinden sona erer.
B. Belirli süreli sözleşme, süresinin bitiminden
sonra örtülü olarak sürdürülüyorsa, sözleşme bir yıl uzatılmış sayılır.
C.. Üst üste belirli süreli hizmet sözleşmesi
kurulamaz.
D. Taraflardan her biri, beş yıldan uzun süreli
hizmet sözleşmesini beş yıl geçtikten sonra, altı aylık fesih bildirim süresine
uyarak feshedebilir. Fesih, ancak bu süreyi izleyen aybaşında hüküm ifade eder.
E. Sözleşmenin fesih bildirimiyle sona ereceği
kararlaştırılmış ve iki taraf da fesih bildiriminde bulunmamışsa, sözleşme aynı
koşullarda bir yıl uzatılmış sayılır.
CEVAP) A
[ Belirli süreli sözleşmede
MADDE 430- Belirli süreli hizmet sözleşmesi, aksi
kararlaştırılmadıkça, fesih bildiriminde bulunulmasına gerek olmaksızın,
sürenin bitiminde kendiliğinden sona erer.
Belirli süreli sözleşme, süresinin bitiminden
sonra örtülü olarak sürdürülüyorsa, belirsiz süreli sözleşmeye dönüşür. Ancak,
esaslı bir sebebin varlığı hâlinde, üst üste belirli süreli hizmet sözleşmesi
kurulabilir.
Taraflardan her biri, on yıldan uzun süreli
hizmet sözleşmesini on yıl geçtikten sonra, altı aylık fesih bildirim süresine
uyarak feshedebilir. Fesih, ancak bu süreyi izleyen aybaşında hüküm ifade eder.
Sözleşmenin fesih bildirimiyle sona ereceği
kararlaştırılmış ve iki taraf da fesih bildiriminde bulunmamışsa, sözleşme
belirsiz süreli sözleşmeye dönüşür.]
Taraflar, hizmet sözleşmesine .
......... aşmamak koşuluyla deneme süresi
koyabilirler. Deneme süresi konulmuşsa taraflar, bu süre içinde fesih süresine
uymak zorunda olmaksızın, hizmet sözleşmesini tazminatsız feshedebilirler.
İşçinin çalıştığı günler için ücret ve diğer
hakları saklıdır.
Metinde boş bırakılan yere hangi ifade
gelmelidir?
CEVAP) 2 AY
II. Belirsiz süreli sözleşmede
1. Genel olarak fesih hakkı
MADDE 431- Taraflardan her birinin, belirsiz
süreli sözleşmeyi fesih sürelerine uyarak feshetme hakkı vardır.
2. Fesih bildirim süresi
a. Genel olarak
MADDE 432- Belirsiz süreli hizmet sözleşmelerinin
feshinden önce, durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir.
Hizmet sözleşmesi; bildirimin diğer tarafa
ulaşmasından başlayarak, hizmet süresi bir yıla kadar sürmüş olan işçi için iki
hafta sonra; bir yıldan beş yıla kadar sürmüş işçi için dört hafta ve beş
yıldan fazla sürmüş işçi için altı hafta sonra sona erer.
Bu süreler kısaltılamaz; ancak sözleşmeyle
artırılabilir.
İşveren, fesih bildirim süresine ait ücreti peşin
vermek suretiyle hizmet sözleşmesini feshedebilir.
Fesih bildirim sürelerinin, her iki taraf için de
aynı olması zorunludur; sözleşmede farklı süreler öngörülmüşse, her iki tarafa
da en uzun olan fesih bildirim süresi uygulanır.
Hizmet sözleşmesinin askıya alındığı hâllerde
fesih bildirim süreleri işlemez.
b. Deneme süresi içinde
MADDE 433- Taraflar, hizmet sözleşmesine iki ayı
aşmamak koşuluyla deneme süresi koyabilirler. Deneme süresi konulmuşsa
taraflar, bu süre içinde fesih süresine uymak zorunda olmaksızın, hizmet
sözleşmesini tazminatsız feshedebilirler.
İşçinin çalıştığı günler için ücret ve diğer
hakları saklıdır.
III. Feshe karşı koruma
MADDE 434- Hizmet sözleşmesinin fesih hakkının
kötüye kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işveren, işçiye fesih bildirim
süresine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemekle yükümlüdür.
IV. Derhâl fesih
1. Koşulları
a. Haklı sebepler
MADDE 435- Taraflardan her biri, haklı sebeplerle
sözleşmeyi derhâl feshedebilir. Sözleşmeyi fesheden taraf, fesih sebebini
yazılı olarak bildirmek zorundadır.
Sözleşmeyi fesheden taraftan, dürüstlük
kurallarına göre hizmet ilişkisini sürdürmesi beklenemeyen bütün durum ve
koşullar, haklı sebep sayılır.
b. İşverenin ödeme güçsüzlüğüne düşmesi
MADDE 436- İşverenin ödeme güçsüzlüğüne düşmesi
hâlinde işçi, sözleşmeden doğan hakları uygun bir süre içinde işveren
tarafından güvenceye bağlanmazsa, sözleşmeyi derhâl feshedebilir.
2. Sonuçları
a. Haklı sebeple fesihte
MADDE 437- Haklı fesih sebepleri, taraflardan
birinin sözleşmeye uymamasından doğmuşsa o taraf, sebep olduğu zararı, hizmet
ilişkisine dayanan bütün haklar göz önünde tutularak, tamamen gidermekle
yükümlüdür.
Diğer durumlarda hâkim, bütün durum ve koşulları
göz önünde tutarak haklı sebeple feshin maddi sonuçlarını serbestçe
değerlendirir.
b. Haklı sebebe dayanmayan fesihte
MADDE 438- İşveren, haklı sebep olmaksızın hizmet
sözleşmesini derhâl feshederse işçi, belirsiz süreli sözleşmelerde, fesih
bildirim süresine; belirli süreli sözleşmelerde ise, sözleşme süresine
uyulmaması durumunda, bu sürelere uyulmuş olsaydı kazanabileceği miktarı,
tazminat olarak isteyebilir.
Belirli süreli hizmet sözleşmesinde işçinin
hizmet sözleşmesinin sona ermesi yüzünden tasarruf ettiği miktar ile başka bir
işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelir, tazminattan
indirilir.
Hâkim, bütün durum ve koşulları göz önünde
tutarak, ayrıca miktarını serbestçe belirleyeceği bir tazminatın işçiye
ödenmesine karar verebilir; ancak belirlenecek tazminat miktarı, işçinin altı
aylık ücretinden fazla olamaz.
c. İşçinin haksız olarak işe başlamaması veya işi
bırakması
MADDE 439- İşçi, haklı sebep olmaksızın işe
başlamadığı veya aniden işi bıraktığı takdirde işveren, aylık ücretin dörtte
birine eşit bir tazminat isteme hakkına sahiptir. İşverenin, ayrıca ek
zararlarının giderilmesini isteme hakkı da vardır.
İşveren zarara uğramamışsa veya uğradığı zarar
işçinin aylık ücretinin dörtte birinden az ise, hâkim tazminatı indirebilir.
Tazminat isteme hakkı takas yoluyla sona
ermemişse işveren, işçinin işe başlamamasından veya işi bırakmasından başlayarak
otuz gün içinde, dava veya takip yoluyla bu hakkını kullanmak zorundadır. Aksi
takdirde, tazminat isteme hakkı düşer.
V. İşçinin veya işverenin ölümü
1. İşçinin ölümü
MADDE 440- Sözleşme, işçinin ölümüyle
kendiliğinden sona erer. İşveren, işçinin sağ kalan eşine ve ergin olmayan
çocuklarına, yoksa bakmakla yükümlü olduğu kişilere, ölüm gününden başlayarak
bir aylık; hizmet ilişkisi beş yıldan uzun bir süre devam etmişse, iki aylık
ücret tutarında bir ödeme yapmakla yükümlüdür.
2. İşverenin ölümü
MADDE 441- İşverenin ölümü hâlinde, yerini
mirasçıları alır. Bu durumda işyerinin tamamının veya bir bölümünün devri ile
gerçekleşen hizmet ilişkisinin devrine ilişkin hükümler kıyas yoluyla
uygulanır.
Hizmet sözleşmesi ağırlıklı olarak işverenin
kişiliği dikkate alınmak suretiyle kurulmuşsa, onun ölümüyle kendiliğinden sona erer. Ancak, işçi sözleşmenin süresinden
önce sona ermesi yüzünden uğradığı zarar için, mirasçılardan hakkaniyete uygun
bir tazminat isteminde bulunabilir.
VI. Sözleşmenin sona ermesinin sonuçları
1. Borçların muaccel olması
MADDE 442- Sözleşmenin sona ermesiyle,
sözleşmeden doğan bütün borçlar muaccel olur.
Muacceliyet anı, işçinin aracılığı suretiyle
kurulan hukuki ilişkilerde üçüncü kişinin üstlendiği borç, hizmet sözleşmesinin
sona ermesinden sonra tamamen veya kısmen ifa edilecekse altı aya; dönemsel
edimler içeren ilişkilerde bir yıla; sigorta sözleşmelerinde veya ifası altı
aydan uzun bir süreye yayılmış olan işlerde ise iki yıla kadar, yazılı bir
anlaşmayla ertelenebilir.
Üretilenden pay verilmesi öngörülen hâllerde ürün
payı belirlenir belirlenmez, cirodan veya kârdan pay verilmesi kararlaştırılan
hâllerde ise pay, hesap dönemini izleyen en geç üç ay sonunda muaccel olur.
2. Geri verme yükümlülüğü
MADDE 443- Sözleşmenin sona ermesi durumunda,
taraflardan her biri, diğerinden veya üçüncü bir kişiden diğerinin hesabına,
hizmetle ilişkili olarak almış olduğu şeyleri geri vermekle yükümlüdür.
İşçi, özellikle motorlu taşıtları ve trafik izin
belgelerini, alacaklarından fazla olduğu ölçüde ücret ve masraf avanslarını
geri vermekle yükümlüdür.
Tarafların hapis hakları saklıdır.
VII. Rekabet yasağı
1. Koşulları
MADDE 444- Fiil ehliyetine sahip olan işçi,
işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla
rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka
bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka
türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.
Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi
işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler
hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin
kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse
geçerlidir.
2. Sınırlandırılması
MADDE 445- Rekabet yasağı, işçinin ekonomik
geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve
işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel
durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz.
Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün
durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği
karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı
veya süresi bakımından sınırlayabilir.
3. Aykırı davranışların sonuçları
MADDE 446- Rekabet yasağına aykırı davranan işçi,
bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle yükümlüdür.
Yasağa aykırı davranış bir ceza koşuluna
bağlanmışsa ve sözleşmede aksine bir hüküm de yoksa, işçi öngörülen miktarı
ödeyerek rekabet yasağına ilişkin borcundan kurtulabilir; ancak, işçi bu
miktarı aşan zararı gidermek zorundadır.
İşveren, ceza koşulu ve doğabilecek ek
zararlarının ödenmesi dışında, sözleşmede yazılı olarak açıkça saklı tutması
koşuluyla, kendisinin ihlal veya tehdit edilen menfaatlerinin önemi ile işçinin
davranışı haklı gösteriyorsa, yasağa aykırı davranışa son verilmesini de
isteyebilir.
4. Sona ermesi
MADDE 447- Rekabet yasağı, işverenin bu yasağın
sürdürülmesinde gerçek bir yararının olmadığı belirlenmişse sona erer.
Sözleşme, haklı bir sebep olmaksızın işveren
tarafından veya işverene yüklenebilen bir nedenle işçi tarafından feshedilirse,
rekabet yasağı sona erer
Pazarlamacılık Sözleşmesi
A. Tanımı ve kurulması
I. Tanımı
MADDE 448- Pazarlamacılık sözleşmesi,
pazarlamacının sürekli olarak, bir ticari işletme sahibi işveren hesabına ve
işletmesinin dışında, her türlü işlemin yapılmasına aracılık etmeyi veya yazılı
anlaşma varsa, bu anlaşmada belirtilen işlemleri yapmayı, işletme sahibi
işverenin de buna karşılık ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.
II. Kurulması
MADDE 449- Pazarlamacılık sözleşmesi, sözleşmenin
süresini, sona ermesini, pazarlamacının yetkilerini, ücret ve masrafların nasıl
ödeneceğini, taraflardan birinin yerleşim yeri yabancı ülkede ise uygulanacak
hukukun ve yetkili mahkemenin hangisi olduğunu içerir.
Yukarıdaki fıkra uyarınca sözleşmede yer alması
öngörülen hususlar taraflarca belirlenmemişse, kanun hükümleri ve alışılmış
hizmet koşulları uygulanır.
B. Pazarlamacının yükümlülük ve yetkileri
I. Yükümlülükleri
MADDE 450- Pazarlamacı, talimata uymamasını
zorunlu kılan haklı bir sebep olmadıkça, kendisine verilen talimata uygun
olarak müşterileri ziyaret etmekle yükümlüdür; işverenin izni olmadıkça, kendisi
veya üçüncü kişiler hesabına işlem yapamaz, aracılık edemez.
Pazarlamacı, işlem yapmaya yetkiliyse, talimatta
öngörülen fiyatlara ve diğer işlem koşullarına uymak zorundadır; işveren razı
olmadıkça, bunlarda değişiklik yapamaz.
Pazarlamacı, pazarlama faaliyetleri ile ilgili
olarak düzenli biçimde ayrıntılı bilgi vermek, aldığı siparişleri işverene
derhâl ulaştırmak ve müşteri çevresini ilgilendiren önemli olayları bildirmekle
yükümlüdür.
II. Garanti
MADDE 451- Pazarlamacının, müşterilerin
ödememelerinden veya diğer yükümlülüklerini ifa etmemelerinden sorumlu
olacağına ya da alacağın tahsili için yapılacak masrafları tamamen veya kısmen
karşılayacağına ilişkin anlaşmalar, kesin olarak hükümsüzdür.
Pazarlamacı, kendi müşteri çevresiyle işlem
yapıyorsa, müşterilerin borçlarını ifa etmemesi durumunda, işverenin her bir
işlemde uğrayacağı zararın dörtte birini geçmemek üzere karşılamayı, uygun bir
ek komisyon kararlaştırılması koşuluyla yazılı olarak üstlenebilir.
Sigorta sözleşmelerinde aracılık yapan pazarlamacılar,
bir primin tamamının veya bir kısmının ödenmemesi sebebiyle, bunun tahsili için
dava veya icra takibi yoluna başvurulması durumunda, bu amaçla yapılacak
masrafların en çok yarısını karşılayacaklarını, yazılı olarak üstlenebilirler.
III. Yetkileri
MADDE 452- Aksine yazılı anlaşma olmadıkça
pazarlamacı, sadece işlemlere aracılık etmeye yetkilidir.
Pazarlamacı, işlem yapmaya yetkili kılınmışsa
yetkisi, bu işlerin icrası için gereken bütün olağan hukuki işlem ve fiilleri
kapsar; özel yetki verilmedikçe müşterilerden tahsilat yapamaz ve ödeme
günlerini değiştiremez.
C. İşverenin özel yükümlülükleri
I. Faaliyet alanı
MADDE 453- Pazarlamacıya belirli bir pazarlama
alanında veya belirli bir müşteri çevresinde faaliyette bulunma yetkisi
verilmiş ve aksine yazılı anlaşma da yapılmamışsa işveren, başkalarına aynı
alan veya çevrede faaliyette bulunma yetkisi veremez; ancak, kendisi üçüncü
kişilerle işlem yapabilir.
Sözleşmenin pazarlama alanı veya müşteri
çevresine ilişkin hükmünün değiştirilmesini gerektiren bir sebep varsa işveren,
söz konusu hükmü, sözleşmede fesih bildirim süresi öngörülmüş olsa bile, bu
süreye uymadan tek taraflı olarak değiştirebilir; ancak, bu durumda
pazarlamacının tazminat ve hizmet sözleşmesini haklı sebeple sona erdirme hakkı
saklıdır.
II. Ücret
1. Genel olarak
MADDE 454- İşveren, pazarlamacıya sadece belirli
bir miktardan veya bu miktarla birlikte komisyondan oluşan bir ücret ödemekle
yükümlüdür.
Ücretin tamamının veya önemli kısmının
komisyondan oluşacağına ilişkin yazılı anlaşma, kararlaştırılan komisyonun,
pazarlamacının faaliyetinin uygun karşılığını oluşturması koşuluyla geçerlidir.
Deneme süresi için ödenecek ücret, serbestçe
kararlaştırılabilir. Ancak, deneme süresi iki ayı geçemez.
2. Komisyon
MADDE 455- Pazarlamacı, belirli bir pazarlama
alanı veya belirli bir müşteri çevresinde faaliyette bulunma yetkisi sadece kendisine
verilmişse, kendisinin veya işverenin bu alan veya çevrede yaptığı bütün
işlerde kararlaştırılmış ya da alışılmış olan komisyonun ödenmesini
isteyebilir.
Belirli bir pazarlama alanı veya belirli müşteri
çevresinde faaliyette bulunma yetkisi pazarlamacıyla birlikte başkalarına da
verilmişse pazarlamacıya, sadece kendisinin aracılık ettiği veya bizzat yaptığı
işler için komisyon ödenir.
Komisyonun muaccel olması anında, yapılan işin
değeri henüz kesin olarak belirlenemiyorsa komisyon, önce alışılmış olan en az
değeri üzerinden, geri kalanı ise, en geç işin yerine getirilmesinde ödenir.
3. Pazarlama faaliyetinin engellenmesi
MADDE 456- Pazarlamacının pazarlama işlerini
yürütmesi, kendi kusuru olmaksızın imkânsız hâle gelir ve sözleşme veya kanun
gereği bu hâlde bile kendisine ücret ödenmesi gerekirse ücret, sabit ücrete ve
komisyonun kaybı sebebiyle ödenebilecek uygun tazminata göre belirlenir. Ancak
komisyon, ücretin beşte birinden az ise, komisyon kaybı sebebiyle tazminat
ödenmeyeceği yazılı olarak kararlaştırılabilir.
Pazarlamacı, pazarlama işlerini kendi kusuru
olmaksızın yürütme imkânını bulamamasına karşın ücretinin tamamını almışsa,
işverenin istemi üzerine, kendisinin yapabileceği ve kendisinden beklenebilecek
işleri onun işletmesinde yapmakla yükümlüdür.
III. Harcamalar
MADDE 457- Pazarlamacı, aynı zamanda birden fazla
işveren hesabına faaliyette bulunuyorsa, aksi yazılı şekilde
kararlaştırılmadıkça, her işveren, pazarlamacının harcamalarına eşit olarak
katılmakla yükümlüdür.
Harcamaların tamamen veya kısmen sabit ücrete
veya komisyona dâhil edilmesine ilişkin anlaşmalar kesin olarak hükümsüzdür.
IV. Hapis hakkı
MADDE 458- Pazarlamacılık ilişkisinden doğan
muaccel alacaklar ile işverenin ödeme güçsüzlüğüne düşmesi durumunda, henüz
muaccel olmayan alacakların güvence altına alınması için pazarlamacı,
taşınırlar, kıymetli evrak ve tahsil yetkisine dayanarak müşterilerden almış olduğu
paralar üzerinde hapis hakkına sahiptir.
Pazarlamacı, araç ve taşıma belgelerini, fiyat
tarifelerini, müşterilerle ilgili kayıtlar ile diğer belgeleri alıkoyamaz.
D. Sona ermesi
I. Özel fesih süresi
MADDE 459- Komisyon, sabit ücretin en az beşte birini
oluşturuyor ve önemli mevsimlik dalgalanmalardan etkileniyorsa işveren,
bir önceki mevsimin sona ermesinden beri
kendisiyle çalışmaya devam eden pazarlamacının sözleşmesini, yeni mevsim
sırasında iki aylık fesih süresine uyarak feshedebilir.
Aynı koşullar altında pazarlamacı da, kendisini
bir önceki mevsim sonuna kadar çalıştırmış ve bundan sonra da çalıştırmaya
devam eden işverene karşı, bir sonraki mevsimin başlamasına kadar olan dönemde,
iki aylık fesih süresine uyarak sözleşmeyi feshedebilir.
II. Özel sonuçlar
MADDE 460- Sözleşmenin sona ermesi hâlinde,
pazarlamacının bizzat yaptığı veya yapılmasına aracılık ettiği bütün işlemler
ile kabul ve yerine getirme zamanına bakılmaksızın, sözleşmenin sona ermesine
kadar işverene iletilen bütün siparişler için komisyon ödenir.
Sözleşmenin sona ermesi hâlinde pazarlamacı,
pazarlamacılık faaliyetinde bulunması için kendisine verilen örnek ve
modelleri, fiyat tarifelerini, müşterilerle ilgili kayıtları ve diğer belgeleri
işverene geri vermekle yükümlüdür. Ancak, pazarlamacının hapis hakkı saklıdır.
ÜÇÜNCÜ AYIRIM
Evde Hizmet Sözleşmesi
A.Tanımı ve çalışma koşulları
I. Tanımı
MADDE 461- Evde hizmet sözleşmesi, işverenin
verdiği işi, işçinin kendi evinde veya belirleyeceği başka bir yerde, bizzat
veya aile bireyleriyle birlikte bir ücret karşılığında görmeyi üstlendiği
sözleşmedir.
II. Çalışma koşullarının bildirilmesi
MADDE 462- İşveren, işçiye her yeni iş verişinde
genel çalışma koşulları dışında kalan ve o işe özgü özellikleri bildirir;
gerekiyorsa işçi tarafından sağlanacak malzemeyi, bu malzemenin sağlanması için
kendisine ne miktarda ödemede bulunacağını ve iş için ödeyeceği ücreti de
işçiye yazılı olarak bildirir.
İşin verilmesinden önce malzeme için ödenecek
bedel ve iş için ödenecek ücret yazıyla bildirilmemişse, bu işlerde uygulanan
alışılmış bedel ve ücret ödenir.
III. İşçinin özel borçları
1. İşin yapılması
MADDE 463- İşçi, işe zamanında başlamak, işi
kararlaştırılan zamanda bitirmek ve çalışmanın sonucunu işverene teslim etmekle
yükümlüdür.
İş, işçinin kusuruyla ayıplı olarak görülmüşse
işçi, giderilmesi mümkün olan ayıpları, masrafı kendisine ait olmak üzere
gidermek zorundadır.
2. Malzeme ve iş araçları
MADDE 464- Malzeme ve iş araçları işveren
tarafından sağlanmışsa, işçi bunları gereken özeni göstererek kullanmak, bundan
dolayı hesap vermek, ayrıca kalan malzeme ile iş araçlarını da işverene teslim
etmekle yükümlüdür.
İşçi işi görürken, kendisine teslim edilen
malzemenin veya iş araçlarının bozuk olduğunu belirlerse, durumu hemen işverene
bildirir ve işe devam etmeden önce, onun talimatını bekler.
İşçi, kendisine teslim edilen malzeme veya iş
araçlarını kendi kusuruyla kullanılmaz hâle getirirse, işverene karşı onun
kullanılmaz hâle geldiği gündeki rayiç bedeli kadar sorumludur.
IV. İşverenin özel borçları
1. Ürünün kabulü
MADDE 465- İşveren, işçinin üreterek teslim
ettiği ürünü inceler; varsa bulduğu ayıpları teslimden başlayarak bir hafta
içinde işçiye bildirir. Süresinde bildirim yapılmamışsa, ürün mevcut durumuyla
kabul edilmiş sayılır.
2. Ücret
a. Ödenmesi
MADDE 466- Yapılan işin ücreti, işçi, işveren
tarafından aralıksız olarak çalıştırıldığı takdirde, onbeş günde bir veya
işçinin rızasıyla ayda bir; aralıklı olarak çalıştırıldığı takdirde, ürünün her
tesliminde ödenir.
Her ücret ödenmesinde işçiye, bir hesap özeti
verilir. Hesap özetinde, varsa kesintilerin miktarı ve sebebi de gösterilir.
b. Çalışmanın engellenmesi hâlinde
MADDE 467- İşçiyi aralıksız biçimde çalıştıran
işveren, ürünü kabulde temerrüde düştüğü veya işçinin kişiliğinden kaynaklanan
sebeplerle ve kusuru olmaksızın çalışma engellendiği takdirde, hizmet ediminin
engellenmesi durumundaki ücret ödenmesine ilişkin hükümler gereğince, ona
ücretini ödemekle yükümlüdür. Diğer durumlarda işveren, bu hükümlere göre ücret
ödemekle yükümlü değildir.
V. Sona ermesi
MADDE 468- İşçiye deneme amacıyla bir iş
verilmişse, aksi kararlaştırılmadıkça, sözleşme deneme süresi için kurulmuş
sayılır.
İşçi, işveren tarafından aralıksız olarak
çalıştırıldığı takdirde, aksi kararlaştırılmadıkça, sözleşme belirsiz süreyle
yapılmış sayılır; diğer durumlarda sözleşmenin belirli süreyle yapıldığı kabul
edilir.
B. Genel hükümlerin uygulanması
MADDE 469- Pazarlamacılık sözleşmesine ve evde
hizmet sözleşmesine ilişkin hüküm bulunmayan hâllerde, hizmet sözleşmesinin
genel hükümleri uygulanır.
Yorumlar
Yorum Gönder