KİŞİLER HUKUKU NOTLARIM
1. sözleşmeden Doğan önalım Hakkı
2. Geri alım hakkı
3. alım hakkı
4. kira sözleşmesinden Doğan kira Hakkı
5. taşınmaz satış vaadi
6. bağışlayana rucu ( dönme) Hakkı
7. ipotekte boşalan dereceden yararlanma Hakkı
8. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden
Doğan İnşaat Hakkı
9. Paylı taşınmazlarda kullanmaya yararlanmaya ve
yönetime ilişkin kararlar
10. Paylı mülkiyetin devamına yönelik sözleşmeler
(idame-i şuyuu)
MEDENİ KANUNUN GEÇMİŞE YÜRÜYECEĞİ DURUMLAR
Geçmişe etkili olma
I. Kamu düzeni ve genel ahlâk
MADDE 2. — Türk Medenî Kanununun kamu düzeni ve
genel ahlâkı sağlamaya yönelik kuralları, haklarında ayrık bir hüküm bulunmayan
bütün olaylara uygulanır. Bu bakımdan, eski hukukun Türk Medenî Kanununa göre
kamu düzeni ve genel ahlâka aykırı olan kuralları, bu Kanun yürürlüğe girdikten
sonra hiçbir suretle uygulanmaz.
II. İçeriği kanunla belirlenen ilişkiler
MADDE 3. — İçerikleri tarafların istek ve
iradeleri gözetilmeksizin doğrudan doğruya kanunla belirlenmiş işlem ve
ilişkilere, bunlar Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girmesinden önce kurulmuş
olsalar bile, bu Kanun hükümleri uygulanır.
III. Kazanılmamış haklar
MADDE 4. — Eski hukuk yürürlükte iken
gerçekleşmiş olup da Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği sırada henüz
herhangi bir hak doğurmamış olaylara, bu Kanun hükümleri uygulanır.
Kural içi boşluk kanun koyucunun bilerek ve
isteyerek bıraktığı boşluktur hakim bu boşluğu takdir yetkisini kullanarak
doldurur halk bu sebepler ve takdir Hakkı gibi kavramlar kullanılmışsa bilgi
Kural içi boşluk vardır
Kural içi boşluk ların dışında kalan diğer
boşlukların hepsi kural dışı boşluktur kural dışı boşluklar Açık boşluk ve açık
olmayan boşluk olarak ikiye ayrılır
Açık boşluk ( hukuk boşluğu ) durumunda hakim açık
boşluğu hukuk yaratarak doldurur
Açık olmayan boşlukta ise kanunda bir hüküm
vardır ancak hüküm uygulanabilir nitelikte değildir
Hakların kazanılmasında dürüstlük kuralı uygulama
alanı bulmaz haklarının kazanılmasında iyi niyet uygulamalarını bulur
Dürüstlük kuralının uygulama alanı olan durumlar
1. hakların kullanılması ve borçların ifasında
2. sözleşmelerin kurulması tamamlanması yorumlanması değişen koşullara
uyarlanmasında
3. sözleşme öncesi ilişkilerde
4. sözleşmedeki yan yükümlülüklerin belirlenmesinde
5. kanunun yorumlanması ve boşlukların
doldurulmasında
6. Kanuna karşı hilenin önlenmesinde
bir hukuki sonucun doğumu için iyi niyetin
arandığı bir Hukuki işlemin temsilci aracılığı ile yapılması durumunda hem
temsilcinin hem de temsil olunanın iyi niyetli olması aranır
Bir kimsenin gaipliğine iki halde karar
verilebilir
1. ölümüne olası gözle bakılabilecek Bir tehlike
içinde kaybolma durumunda kişinin kaybolmasından itibaren 1 yıl geçtikten sonra
ilgililerin talebi üzerine Mahkemece gaipliğine karar verilir
2. uzun zamandan beri haber alınamaması durumunda
kimse hakkında son haber tarihinden itibaren 5 yıl geçtikten sonra ilgililerin
talebi üzerine mahkemece gaipliğine karar verilir
Gaipliğin iki halinden birinin gerçekleşmesi
durumunda Mahkeme gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi bulunan
kimseleri belirli bir sürede bilgi vermeleri için Usulüne göre yapılan ilanla
çağırır bu süre ilk ilanın yapıldığı günden başlayarak en az 6 aydır bu süre
içinde kişinin kendisi veya kendisini gören duyan birileri mahkemeye bilgi
vermez ise kişi hakkında gaiplik kararı verilir
Gaibin mirası teminat karşılığında mirasçılara
teslim edilir
söz konusu teminat
- ölümüne olası gözüyle bakılacak halde kaybolma
içintereke mallarının teslimi tarihinden itibaren 5 yıl
- uzun süreden beri haber alınamama hali için son
haber tarihinden başlayarak 15 yıl ve
- herhalde
En geç gaibün 100 yaşına varmasına kadar teslim edilir
-
kanunda fiil ehliyetini etkilediği belirtilen
durumlar
1. yaş küçüklüğü
2. akıl hastalığı
3. akıl zayıflığı
4. sarhoşluk
5. benzeri durumlar
Hakim kararı ile kazanılan erginlik için aranan
şartlar şunlardır
1. küçüğün 15 yaşını tamamlamış olması
2. Küçükün isteğinin olması
3. Küçükün menfaatinin gerektirmesi
4. velayet altında ise velisinin rızası Vesayet
altında ise Vesayet makamı ve denetim makamının izni bulunması
5. mahkeme kararının olması
kanunda sayılan kısıtlılık sebepleri 1. akıl
hastalığı veya akıl zayıflığı ( başkalarının güvenliğini tehlikeye sokmak
sürekli biçimde bakıma ihtiyacı olma veya işlerini görememe şartlarından
birinin varlığı gerekir.)
2. savurganlık ,alkol ve uyuşturucu madde
bağımlılığı, kötü yaşama tarzı ve kötü Yönetim ( kendisini ve ailesini darlık
veya yoksulluğa düşünme tehlikesine yol açma ve bu sebeple sürekli korunmaya ve
bakıma ihtiyaç duyma ya da başkalarının güvenliğini tehdit etme şartlarından
birinin gerçekleşmesi gerekir )
3. Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü
bağlayıcı ceza durumunda
4. istek üzerine kısıtlanma ( yaşlılığı,
engelliliği ,deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gereği gibi
yönetemeyen bir kişinin istekte bulunması durumunda)
ayırt etme gücüne sahip olmayan bir kişi
tarafından yapılan hukuki işlem yapıldığı andan itibaren geçersizdir
bu kuralın istisnaları şu şekilde belirtilebilir
1. ayırt etme gücü bulunmadan yapılan bir evlilik
butlan kararı verilinceye kadar geçerli bir evlenmenin sonuçlarını doğurur
2. aynı
şekilde ayırt etme gücü bulunmadan yapılan ölüme bağlı tasarruf da kendiliğinden
hükümsüz olmaz iptal davası açılması ve mahkemeden iptal kararı alınması
gerekir
3. ayırt etme gücü olmayan tarafından yapılan bir
Hukuki işlemin geçersizliğinin ileri sürülmesi hakkın kötüye kullanılması
teşkil ediyorsa işlem geçerli imiş gibi sonuç doğurur
4. hamiline yazılı bir senedi ibraz eden kişi
ayırt etme gücüne sahip olmasa da iyi niyetle ödeyen kişi borcundan kurtulur
5. ayırt etme gücüne sahip olmayan kimse işleme
ve karışma veya birleşme sebepleri ile bir taşınır mülkiyetinin kazanabilir
6. sebepsiz zenginleşmeden dolayı sorumluluktan
tam ehliyetsizler sorumlu olurlar
7. vekaletsiz iş görmeden Doğan sorumlulukta
ayırt etme gücü bulunmayan bir kişi yararına iş yapılması durumunda vekaletsiz
iş görmeden Doğan hükümler uygulama alanı bulur
Ayırt etme gücü bulunmayanların haksız
fiillerinden sorumlu olmamasının istisnaları şunlardır
1. hakkaniyet sorumluluğu
2. kusursuz sorumluluk halleri
3. Ayırt etme gücünün geçici kaybı halinde
sorumluluk
( ayırt etme gücünden geçici olarak yoksun
bulunan kişiler ayırttım gücünü geçici olarak ortadan kaldıran duruma kendi
kusurlarıyla düşmemiş olduklarını ispat ederlerse sorumluluktan kurtulurlar )
Şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan olmalarına
rağmen sınırlı ehliyetsizlerin yasal temsilcisinin rızasını almadan
yapamayacağı işlemler şunlardır
- evlenme
- nişanlanma
- tanıma
- ismin değiştirilmesini isteme
sınırlı ehliyetsizlerin yasal temsilcilerinin
rızası ile dahi yapamayacağı işlemler
1. kefil olma
2. Vakıf kurma
3. önemli bağışlarda bulunma
Sınırlı ehliyetliler için yasal danışmanın
görüşünün alınması gereken işlemler
1. dava açma
2. sulh olma
3. taşınmaz alım satımı rehnedilmesi ve bunlar
üzerinde bir Ayni hak kurulması
4. kıymetli evrak alım satımı ve rehnedilmesi
5. ana çparayı almak
6. olağan yönetim sınırları dışında kalan yapı
işleri
7. ödünç verme ve alma
8. bağışlama
9. kambiyo taahhüdü altına girme
10. kefil
olma
manevi tazminat talebi karşı taraf kabul
etmedikçe devredilemez, mirasbırakan tarafından ileri sürülmedikçe mirasçılara
geçmez
Adın değiştirilmesi
Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere
dayanılarak hakimden istenebilir.
Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve ilan
olunur.
Ad değişmekle kişisel durum değişmez.
Adın değiştirilmesinden zarar gören kimse, bunu
öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını
dava edebilir.
derneklerin kuruluşları bakımından bildirim
sistemi
vakıfların kuruluşları bakımından ise tescil
sistemi geçerlidir
halka açık anonim şirketlerde ise izin sistemi
geçerlidir
tüzel kişi kanun gereği kendiliğinden sona ermiş
veya kendi kendini fethetmişti tahsis için belirlenen sıralama şu şekildedir
1. tahsise ilişkin özel bir kanun hükmü varsa
tahsis Bu kanun hükümleri uyarınca yapılır
2. Böyle bir hüküm yoksa tüzük veya Vakıf
senedindeki hükümlere göre tahsis yapılır
3. hüküm yoksa tüzel kişinin yetkili organı
tarafından alınacak karara göre tahsis yapılır
4. Bu organ da karar alamıyorsa tüzel kişinin mal
varlığı en yakın amacı Güden kamu kurum ve kuruluşuna geçer
[ tüzel kişi amacı kanuna veya ahlak ve adaba
aykırı olduğu için mahkeme kararı ile sona erdirilmişse tüzel kişinin mal
varlığı herhalde ilgili kamu kuruluşuna geçer ]
bir derneğin kamu yararına çalışan bir dernek
olabilmesinin şartları şunlardır ( Dernekler k. M 27)
1. Derneğin en az 1 yıldır faaliyette bulunması
2. derneğin amacı ve bu amacı gerçekleştirebilmek
için giriştiği faaliyetlerin ülke çapında yararlı sonuçlar verecek nitelikte ve
ölçüde olması
3. ilgili
Dernek genel Kurulu'nun kararı üzerine yapılacak başvuru
4. ilgili bakanlıkların ve hazine ve maliye
bakanlığının görüşü alınarak İçişleri Bakanlığının önerisi üzerine
Cumhurbaşkanı kararı
bir dernek tüzel kişiliğini Dernek tüzüğünün ve
diğer Belgelerin en büyük Mülki amire verilmesi anında kazanır
kuruluş bildirimi ve belgelerin doğruluğu ile
Dernek tüzüğü en büyük Mülki Amir tarafından 60 gün içinde dosya üzerinden
incelenir
eksiklik varsa 30 gün içinde belirlenen
eksikliklerin tamamlanması istenir
verilen sürede eksiklik giderilmezse en büyük
Mülki Amir yetkili Asliye Hukuk Mahkemesi'nde derneğin feshi konusunda dava
açması için durumu Cumhuriyet savcılığına bildirir
dernekler Mülki Amir tarafından yapılan inceleme
sonucunun yazılı bildirimini izleyen 6 ay içinde ilk genel kurul toplantılarını
yapmak ve organların oluşturmakla yükümlüdür
Aksi halde mahallin en büyük Mülki amiri derneğin
kendiliğinden dağıtılmış sayılmasına karar verir
Yazılı rıza üzerine insan kökenli biyolojik
maddelerin alınması, aşılanması ve nakli mümkündür. Ancak, biyolojik madde
verme borcu altına girmiş olandan edimini yerine getirmesi istenemez; maddi ve
manevi tazminat isteminde bulunulamaz
kişilik haklarına saldırı durumunda açılacak
davalar
Davacı, hakimden saldırı tehlikesinin
önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile
etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteyebilir.
Davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere
bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de bulunabilir.
Davacının, maddi ve manevi tazminat istemleri ile hukuka aykırı saldırı
dolayısıyla elde edilmiş olan kazancın vekaletsiz iş görme hükümlerine göre
kendisine verilmesine ilişkin istemde bulunma hakkı saklıdır.
Manevi tazminat istemi, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça
devredilemez; mirasbırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara
geçmez.
Davacı, kişilik haklarının korunması için
kendi yerleşim yeri veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilir.
Sağ olmanın ve ölümün ispatı
1. İspat yükü
Madde 29.- Bir hakkın kullanılması için bir kimsenin sağ veya ölü
olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ
bulunduğunu ileri süren kimse, iddiasını ispat etmek zorundadır.
Birden
fazla kişiden hangisinin önce veya sonra öldüğü ispat edilemezse, hepsi aynı
anda ölmüş sayılır.
2. İspat araçları
a. Genel olarak
Madde 30.- Doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur.
Nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı
anlaşılırsa, gerçek durum her türlü kanıtla ispat edilebilir.
b. Ölüm karinesi
Madde 31.- Bir kimse, ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren durumlar içinde
kaybolursa, cesedi bulunamamış olsa bile gerçekten ölmüş sayılır.
III. Gaiplik kararı
1. Genel olarak
Madde 32.- Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan
beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa,
hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin
gaipliğine karar verebilir.
Yetkili mahkeme, kişinin Türkiye'deki son yerleşim yeri; eğer Türkiye'de
hiç yerleşmemişse nüfus sicilinde kayıtlı olduğu yer; böyle bir kayıt da yoksa
anasının veya babasının kayıtlı bulunduğu yer mahkemesidir.
2. Yargılama usulü
Madde 33.- Gaiplik kararının istenebilmesi için, ölüm tehlikesinin
üzerinden en az bir yıl veya son haber tarihinin üzerinden en az beş yıl geçmiş
olması gerekir.
Mahkeme, gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi bulunan
kimseleri, belirli bir sürede bilgi vermeleri için usulüne göre yapılan ilanla
çağırır.
Bu süre, ilk ilanın yapıldığı günden başlayarak en az altı aydır.
3. İstemin düşmesi
Madde 34.- Gaipliğine karar verilecek kişi, ilan süresi dolmadan ortaya
çıkar veya kendisinden haber alınırsa ya da öldüğü tarih tespit edilirse
gaiplik istemi düşer.
4. Hükmü
Madde 35.- İlandan sonuç alınamazsa, mahkeme gaipliğe karar verir ve
ölüme bağlı haklar, aynen gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılır.
Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı
günden başlayarak hüküm doğurur.
Yabancı memleketlerdeki Türkiye temsilcilerine,
Dışişleri Bakanlığının önerisi, İçişleri Bakanlığının katılması ve
Cumhurbaşkanının onayı ile nüfus memurluğu yetkisi verilebilir.
Düzeltme
1. Genel olarak
Madde 39.- Mahkeme kararı olmadıkça, kişisel durum sicilinin hiçbir
kaydında düzeltme yapılamaz.
2. Cinsiyet değişikliğinde
Madde 40.- Cinsiyetini değiştirmek isteyen kimse, şahsen başvuruda
bulunarak mahkemece cinsiyet değişikliğine izin verilmesini isteyebilir. Ancak,
iznin verilebilmesi için, istem sahibinin onsekiz yaşını doldurmuş bulunması ve
evli olmaması; ayrıca transseksüel yapıda olup, cinsiyet değişikliğinin ruh
sağlığı açısından zorunluluğunu ve üreme yeteneğinden
sürekli biçimde yoksun bulunduğunu bir eğitim ve
araştırma hastanesinden
alınacak resmi sağlık kurulu raporuyla
belgelemesi şarttır.
Verilen izne bağlı olarak amaç ve tıbbi yöntemlere uygun bir cinsiyet
değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin resmi sağlık kurulu raporuyla
doğrulanması halinde, mahkemece nüfus sicilinde gerekli düzeltmenin yapılmasına
karar verilir.
Cesedi bulunamayan kişi
Madde 44.- Bir kimse, ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren durumlar
içinde ortadan kaybolursa cesedi bulunamamış olsa bile, o yerin en büyük mülki
amirinin emriyle kütüğe ölü kaydı düşürülür.
Bununla birlikte her ilgili, bu kişinin ölü veya sağ olduğunun mahkemece
tespitini dava edebilir.
III. Gaiplik kararı
Madde 45.- Gaiplik kararı, hakimin bildirmesi üzerine, ölüm kütüğüne
kaydolunur.
Amacı hukuka veya ahlaka aykırı olan kişi ve mal
toplulukları tüzel kişilik kazanamaz.
Dernek tanımı
Madde
56.- Dernekler, en az yedi gerçek kişinin kazanç paylaşma dışında belirli ve
ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak
birleştirmek suretiyle oluşturdukları, tüzel kişiliğe sahip kişi
topluluklarıdır.
Hukuka veya ahlaka aykırı amaçlarla dernek
kurulamaz.
Dernek tüzel kişilik kazanma anı
Madde 59.- Dernekler, kuruluş bildirimini, dernek tüzüğünü ve gerekli
belgeleri yerleşim yerinin bulunduğu yerin en büyük mülki amirine verdikleri
anda tüzel kişilik kazanırlar.
Dernek tüzüğünün incelenmesi
Madde 60.- Kuruluş bildirimi ve belgelerin
doğruluğu ile dernek tüzüğü, en büyük mülki amir tarafından altmış gün içinde
dosya üzerinden incelenir.
Kuruluş bildiriminde, tüzükte ve kurucuların hukuki durumlarında kanuna
aykırılık veya noksanlık tespit edildiği takdirde bunların giderilmesi veya
tamamlanması derhal kuruculardan istenir. Bu istemin tebliğinden başlayarak
otuz gün içinde belirtilen noksanlık tamamlanmaz ve kanuna aykırılık
giderilmezse; en büyük mülki amir, yetkili asliye hukuk mahkemesinde derneğin
feshi konusunda dava açması için durumu Cumhuriyet savcılığına bildirir.
Cumhuriyet savcısı mahkemeden derneğin faaliyetinin durdurulmasına karar
verilmesini de isteyebilir.
Kuruluş bildiriminde, tüzükte ve belgelerde kanuna aykırılık veya
noksanlık bulunmaz ya da bu aykırılık veya noksanlık belirli sürede giderilmiş
bulunursa; keyfiyet derhal derneğe yazıyla bildirilir ve dernek, dernekler
kütüğüne kaydedilir.
Dernek
tüzüğünün ilanı
Madde 61.- Dernek tüzüğü, derneğe yapılan yazılı bildirimden başlayarak
onbeş gün içinde yerel bir gazete ile ilan edilir.
Tüzük ve yerleşim yeri değişikliklerinde de aynı usul uygulanır.
İlk genel kurul toplantısı
Madde 62.- Dernekler, tüzüklerinin gazetede yayımlandığı günü izleyen
altı ay içinde ilk genel kurul toplantılarını yapmak ve zorunlu organlarını
oluşturmakla yükümlüdürler.
Madde 64.- Fiil ehliyetine sahip bulunan her
gerçek kişi, derneklere üye olma hakkına sahiptir.
Yazılı olarak yapılacak üyelik başvurusu, tüzükte başkaca bir düzenleme
yoksa, dernek yönetim kurulunca en çok otuz gün içinde karara bağlanır ve sonuç
yazıyla başvuru sahibine bildirilir. Başvurusu kabul edilen üye, bu amaçla
tutulacak deftere kaydedilir
Dernek üyeliğinden çıkma
Madde 66.- Hiç kimse, dernekte üye kalmaya zorlanamaz. Her üye altı ay
önceden yazılı olarak bildirmek kaydıyla, dernekten çıkma hakkına sahiptir.
Oy hakkı
Madde 69.- Her üyenin genel kurulda bir oy hakkı vardır; üye, oyunu
şahsen kullanmak zorundadır.
Onursal üyelerin oy hakkı yoktur.
Derneğin zorunlu organları, genel kurul, yönetim
kurulu ve denetim kuruludur.
Dernekler zorunlu organları dışında başka organlar da oluşturabilirler.
Ancak, bu organlara zorunlu organların görev, yetki ve sorumlulukları
devredilemez.
Olağan genel kurul toplantılarının en geç iki
yılda bir yapılması zorunludur.
Olağanüstü toplantı
Madde 75.- Genel kurul, yönetim veya denetim kurulunun gerekli gördüğü
hallerde veya dernek üyelerinden beşte birinin yazılı başvurusu üzerine,
yönetim kurulunca olağanüstü toplantıya çağrılır.
Yönetim kurulu, genel kurulu toplantıya çağırmazsa; üyelerden birinin
başvurusu üzerine, sulh hakimi, üç üyeyi genel kurulu toplantıya çağırmakla
görevlendirir.
Toplantısız veya çağrısız alınan kararlar
Madde 76.- Bütün üyelerin bir araya gelmeksizin yazılı katılımıyla
alınan kararlar ile dernek üyelerinin tamamının kanunda yazılı çağrı usulüne
uymaksızın bir araya gelerek aldığı kararlar geçerlidir.
Bu şekilde karar alınması olağan toplantı yerine geçmez.
Genel kurul, yönetim kurulunca, en az onbeş gün
önceden toplantıya çağrılır.
Genel kurul toplantıları, tüzükte aksine hüküm
olmadıkça, dernek merkezinin bulunduğu yerde yapılır.
Genel kurul, katılma hakkı bulunan üyelerin salt çoğunluğunun, tüzük
değişikliği ve derneğin feshi hallerinde üçte ikisinin katılımıyla toplanır;
çoğunluğun sağlanamaması sebebiyle toplantının ertelenmesi durumunda ikinci
toplantıda çoğunluk aranmaz. Ancak, bu toplantıya katılan üye sayısı, yönetim
ve denetim kurulları üye tam sayısının iki katından az olamaz.
Genel kurul toplantısı, bir defadan
fazla geri bırakılamaz.
Genel kurul toplantısında yalnız gündemde yer
alan maddeler görüşülür. Ancak, toplantıda hazır bulunan üyelerin en az onda
biri tarafından görüşülmesi yazılı olarak istenen konuların gündeme alınması
zorunludur
Genel kurul, üyeliğe kabul ve üyelikten çıkarma
hakkında son kararı verir; dernek organlarını seçer ve derneğin diğer bir
organına verilmemiş olan işleri görür.
Genel kurul, derneğin diğer organlarını denetler ve onları haklı
sebeplerle her zaman görevden alabilir
Karar yeter sayısı
Madde 81.- Genel kurul kararları, toplantıya katılan üyelerin salt
çoğunluğuyla alınır. Şu kadar ki, tüzük değişikliği ve derneğin feshi
kararları, ancak toplantıya katılan üyelerin üçte iki çoğunluğuyla alınabilir.
Hiçbir dernek üyesi, dernek ile kendisi, eşi,
üstsoyu ve altsoyu arasındaki bir hukuki işlem veya uyuşmazlık konusunda
alınması gereken kararlarda oy kullanamaz.
Toplantıda hazır bulunan ve kanuna veya tüzüğe
aykırı olarak alınan genel kurul kararlarına katılmayan her üye, karar
tarihinden başlayarak bir ay içinde; toplantıda hazır bulunmayan her üye kararı
öğrenmesinden başlayarak bir ay içinde ve her halde karar tarihinden başlayarak
üç ay içinde mahkemeye başvurmak suretiyle kararın iptalini isteyebilir.
DERNEK Yönetin kurulu
Yönetim kurulu, beş asıl ve beş yedek üyeden az
olmamak üzere dernek tüzüğünde belirtilen sayıda üyeden oluşur.
Yönetim kurulu üye sayısı, boşalmalar
sebebiyle üye tamsayısının yarısının altına düşerse; genel kurul, kalan yönetim
kurulu üyeleri veya denetim kurulu tarafından bir ay içinde toplantıya
çağrılır. Çağrı yapılmazsa, üyelerden birinin istemi üzerine, sulh hakimi, üç
üyeyi genel kurulu toplantıya çağırmakla görevlendirir.
Denetim kurulu
Madde 86.- Denetim kurulu, üç asıl ve üç yedek üyeden az olmamak üzere
dernek tüzüğünde belirtilen sayıda üyeden oluşur.
DERNEĞİN SONA ERMESİ
I. Kendiliğinden
Madde 87.- Dernekler, aşağıdaki hallerde kendiliğinden sona erer:
1. Amacın gerçekleşmesi, gerçekleşmesinin olanaksız hale gelmesi veya
sürenin sona ermesi,
2. İlk genel kurul toplantısının kanunda öngörülen sürede yapılmamış ve
zorunlu organların oluşturulmamış olması,
3. Borç ödemede acze düşmüş olması,
4. Tüzük gereğince yönetim kurulunun oluşturulmasının olanaksız hale
gelmesi,
5. Olağan genel kurul toplantısının iki defa üst üste yapılamaması.
Her ilgili, sulh hakiminden, derneğin kendiliğinden sona erdiğinin
tespitini isteyebilir.
II. Genel kurul kararı ile
Madde 88.- Genel kurul, her zaman derneğin feshine karar verebilir.
III. Mahkeme kararı ile
Madde 89.- Derneğin amacı, kanuna veya ahlaka aykırı hale gelirse;
Cumhuriyet savcısının veya bir ilgilinin istemi üzerine mahkeme, derneğin feshine
karar verir. Mahkeme, dava sırasında faaliyetten alıkoyma dahil gerekli bütün
önlemleri alır.
Dernek faaliyetleri ile ilgili yasak ve
sınırlamalara aykırılık halinde, Cumhuriyet savcısının istemiyle mahkemece
faaliyetten alıkoyma kararı verilebilir.
Dernekler, tüzüklerinde gösterilen amaçları
gerçekleştirmek üzere, uluslararası faaliyette bulunabilirler ve yurt dışında
şube açabilirler.
Türkiye'de kurulan dernekler, amaçları doğrultusunda uluslararası alanda
işbirliği yapılmasında yarar görülen hallerde, Cumhurbaşkanının izniyle yurt
dışında kurulmuş dernek veya kuruluşlara üye olarak katılabilirler.
Yabancı dernekler, uluslararası alanda işbirliği
yapılmasında yarar görülen hallerde ve karşılıklı olmak koşuluyla kültürel,
ekonomik ve teknik konularda bilgi veya teknolojilerinden yararlanılmak üzere,
cumhıurbaşkanının izniyle Türkiye'de faaliyette bulunabilirler, şube açabilirler,
üst kuruluşlar kurabilirler, kurulmuş üst kuruluşlara katılabilirler.
Türkiye'de yerleşme hakkına sahip olan yabancı
gerçek kişiler, karşılıklı olmak koşuluyla dernek kurabilirler veya kurulmuş
derneklere üye olabilirler.
Onursal üyelik için bu koşul aranmaz.
Dernekler, gerekli görülen yerlerde genel kurul
kararıyla şube açabilirler. Bu amaçla dernek yönetim kurulunca yetki verilen en
az üç kişilik kurucular kurulu, şube açılacak yerin en büyük mülki amirine şube
kuruluş bildirimini ve gerekli belgeleri verir.
Şube kurucularının, şubenin açılacağı yerde en az altı aydan beri
oturmakta olmaları zorunludur.
Her şubede genel kurul ve yönetim kurulu ile
denetim kurulu veya denetçi bulunması zorunludur.
Federasyonlar, kuruluş amaçları aynı olan en az
beş derneğin, amaçlarını gerçekleştirmek üzere üye sıfatıyla bir araya
gelmeleri suretiyle kurulur.
Konfederasyonlar, kuruluş amaçları aynı olan en
az üç federasyonun, amaçlarını gerçekleştirmek üzere üye sıfatıyla bir araya gelmeleri
suretiyle kurulur.
VAKIF
Vakıflar, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal
ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe
sahip mal topluluklarıdır.
Bir malvarlığının bütünü veya gerçekleşmiş ya da gerçekleşeceği
anlaşılan her türlü geliri veya ekonomik değeri olan haklar vakfedilebilir.
Vakıflarda üyelik olmaz.
Cumhuriyetin Anayasa ile belirlenen niteliklerine
ve Anayasanın temel ilkelerine, hukuka, ahlaka, milli birliğe ve milli
menfaatlere aykırı veya belli bir ırk ya da cemaat mensuplarını desteklemek
amacıyla vakıf kurulamaz.
Vakıf kurma iradesi, resmi senetle veya ölüme
bağlı tasarrufla açıklanır. Vakıf, yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan
sicile tescil ile tüzel kişilik kazanır.
Resmi senetle vakıf kurma işleminin temsilci aracılığıyla yapılması,
temsil yetkisinin noterlikçe düzenlenmiş bir belgeyle verilmiş olmasına ve bu
belgede vakfın amacı ile özgülenecek mal ve hakların belirlenmiş bulunmasına
bağlıdır.
Mahkemeye başvurma, resmi senet düzenlenmiş ise vakfeden tarafından;
vakıf ölüme bağlı tasarrufa dayanıyorsa ilgililerin veya vasiyetnameyi açan
sulh hakiminin bildirimi üzerine ya da Vakıflar Genel Müdürlüğünce re'sen
yapılır.
Başvurulan mahkeme, mal ve hakların korunması için gerekli önlemleri
re'sen alır.
Mahkemenin verdiği karar, tebliğ tarihinden
başlayarak bir ay içinde, başvuran veya Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından
temyiz edilebilir. Vakıflar Genel
Müdürlüğü veya ilgililer, vakfın kurulmasını engelleyen sebeplerin varlığı
halinde iptal davası açabilirler.
Özgülenen malların mülkiyeti ile haklar, tüzel
kişiliğin kazanılmasıyla vakfa geçer.
Tescile karar veren mahkeme, vakfedilen taşınmazın vakıf tüzel kişiliği
adına tescil edilmesini tapu idaresine bildirir.
Ölüme bağlı tasarrufla kurulan vakfın mirasbırakanın borçlarından
sorumluluğu, özgülenen mal ve haklarla sınırlıdır
Noksanlıklar
Madde 107.- Vakıf senedinde vakfın amacı ile bu amaca özgülenen mal ve
haklar yeterince belirlenmiş ise, diğer noksanlıklar vakfın tüzel kişilik
kazanması için yapılan başvurunun reddini gerektirmez.
Bu tür noksanlıklar, tescil kararı verilmeden önce mahkemece
tamamlattırılabileceği gibi; kuruluştan sonra da denetim makamının başvurusu
üzerine, olanak varsa vakfedenin görüşü alınarak vakfın yerleşim yeri
mahkemesince tamamlattırılır.
Tescilli istenen vakfa ölüme bağlı tasarrufla özgülenen mal ve haklar
amacın gerçekleşmesine yeterli değilse; vakfeden aksine bir irade açıklamasında
bulunmuş olmadıkça bu mal ve haklar, denetim makamının görüşü alınarak hakim
tarafından benzer amaçlı bir vakfa özgülenir.
Vakfın bir yönetim organının bulunması
zorunludur. Vakfeden, vakıf senedinde gerekli gördüğü başka organları da
gösterebilir.
Çalıştırılanlara ve işçilere yardım vakıflarında
yararlananların yönetime katılmaları ve vakıftan yararlanma koşulları ile
ilgili hükümlerde yapılacak değişiklikler, vakıf senedine göre buna yetkili
organın istemi üzerine, denetim makamının yazılı görüşü alındıktan sonra
yerleşim yeri mahkemesince karara bağlanır.
Vakıfların, vakıf senedindeki hükümleri yerine
getirip getirmedikleri, vakıf mallarını amaca uygun biçimde yönetip
yönetmedikleri ve vakıf gelirlerini amaca uygun olarak harcayıp harcamadıkları
Vakıflar Genel Müdürlüğünce ve üst kuruluşlarınca denetlenir.
Amacın ve malların değiştirilmesi
Madde 113.- Durum ve koşullardaki değişmeler yüzünden vakıf senedinde
yazılı amaca bağlı kalınması vakfedenin arzusuna açıkça uymayacak hale gelmiş
ise mahkeme, vakfın yönetim organı veya denetim makamının başvurusu üzerine
diğerinin yazılı görüşünü aldıktan sonra vakfın amacını değiştirebilir.
Amacın gerçekleşmesini önemli ölçüde güçleştiren veya engelleyen
koşulların ve yükümlülüklerin kaldırılmasında veya değiştirilmesinde de aynı
hüküm uygulanır.
Amaca özgülenen mal ve hakların daha yararlı olanları ile
değiştirilmesini veya paraya çevrilmesini haklı kılan sebepler varsa mahkeme,
vakfın yönetim organı veya denetim makamının başvurusu üzerine diğerinin yazılı
görüşünü aldıktan sonra gerekli değişikliğe izin verebilir.
Faaliyetten geçici alıkoyma
Madde 115.- İçişleri Bakanlığı, Anayasada öngörülen hallerde ve
belirlenen usullere uygun olarak, denetim makamının da görüşünü almak suretiyle
mahkemece bir karar verilinceye kadar vakfı geçici olarak faaliyetten
alıkoyabilir ve derhal mahkemeye başvurur. Hakim başvuruyu gecikmeksizin karara
bağlar.
Vakfın sona ermesi
Madde 116.- Amacın gerçekleşmesi olanaksız hale geldiği ve
değiştirilmesine de olanak bulunmadığı takdirde, vakıf kendiliğinden sona erer
ve mahkeme kararıyla sicilden silinir.
Yasak amaç güttüğü veya yasak faaliyetlerde bulunduğu sonradan anlaşılan
veya amacı sonradan yasaklanan vakfın amacının değiştirilmesine olanak
bulunmazsa; vakıf, denetim makamının ya da Cumhuriyet savcısının başvurusu
üzerine duruşma yapılarak dağıtılır.
Vakıfların malları üzerinde zilyetlik yoluyla
kazanma hükümleri uygulanmaz.
Derneklerin uluslararası faaliyette bulunmalarına ve üst kuruluş
kurmalarına ilişkin hükümler kıyas yoluyla vakıflar hakkında da uygulanır.
bir vakfın kamuya yararlı vakıf statüsünün
kazanabilmesi için gereken şartlar şunlardır kurulduğu tarihi takip eden
yılbaşından itibaren 2 tam yıl faaliyette bulunmuş olması Münhasıran Eğitim ve
Sağlık konularında faaliyette bulunan Vakıflar için bu süre 1 yıldır yurt
çapında faaliyette bulunması faaliyetlerin ile kamu yararı niteliğinin ağır
basması bu özellikleri Taşıyan Vakıflar Cumhurbaşkanı kararı ile kamuya yararlı
Vakıflar sözünü kazanır
Vakıf kurma işlemi Yani vakıf senedi iki şekilde
yapılabilir resmin senetle yapılması durumunda noterde düzenleme şeklinde resen
düzenlenmesi gerekir ölüme bağlı tasarruflar yapılması isteniyorsa Her üç
şekilde de yapılabilir
Vesayet Vasiyet yoluyla kurulan vakıflarda
vasiyetnameyi açan sulh hakimi resmi senet ile kurulan vakıflarda resmi senedi
düzenleyen noter vasiyetnamenin veya resmi senedin bir örneğini 7 gün içinde
Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne gönderir
resmi senetle kurulan vakıflarda vakfeden ölmesi
halinde mirasçıların lambiri tescil talebinde bulunabilir vakıf senedinin
düzenlenmesini takip eden 3 ay içinde vakfeden veya ölümü halinde miras çıta
rafında tescil talebinde bulunmamış veya vakfeden tüzel kişiliği haiz olup da
bu süre içinde sona ermiş ise baktım tescili hususundaki başvuru Vakıflar Genel
Müdürlüğü tarafından yapılır
KİŞİLER HUKUKU TEST NOTLARIM
Gerçek kişilerde kişiliğin başlangıcı tam ve sağ
doğumdur. Cenin, ana rahminden tamamen ayrıldığında ve bir süreliğine de olsa
nefes aldığımda kişiliği kazanacaktır [dikkat edilmesi gereken nokta gerçek
kişilerde hak ehliyeti sağ ve tam doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü andan
itibarendir]
Ölümüne kesin gözüyle bakılmayı gerektiren
durumlar içinde kişi kaybolmuş ve cesedine de ulaşılamamış ise ölüm karinesi
uygulanır. Ölüm karinesinde mahkemeye başvurmaya gerek yoktur. Nüfusa kayıtlı
olduğu yerin en büyük Mülki amirine başvurarak nüfus kütüğüne ölü kaydı düşürür
Ölümüne olası gözle bakılan durumlarda kaybolma
halinde; gaiplik davası açılabilmesi için kaybolma tarihinden itibaren 1 yıl
geçmiş olması gerekmektedir
Uzun süreden beri haber alınamaması durumunda ise
son haber tarihinden itibaren 5 yıl geçmeden gaiplik davası açılamaz
Gaiplik davası açıldığında mahkeme Hemen gaipliğe
karar veremez. Öncelikle iki adet ilan yapması gerekir ve ilanlar arasında 6
aylık bir sürenin bulunması gerekir. Bu nedenle ölümüne olası gözle bakılan
durumda kaybolmada kaybolma tarihinden itibaren 1 yıl 6 ay geçmeden; uzun
süreden beri haber alınamamada ise son haber alma tarihinden itibaren 5 yıl 6
ay geçmeden gaipliğe hükmedilmesi mümkün değildir
Gaiplik durumunda mirasçıların belirli bir süre
için teminat göstermeleri gerekir. Bu süre ölümüne olası gözle bakılan durumda
kaybolma halinde ‘’tereke mallarının teslimi anından’’ itibaren beş yıl iken;
uzun süreden beri haber alınamaması halinde ‘’son haber alma tarihinden’’ itibaren
15 yıldır [surelerin başlangıcında dikkat edilmesi önemli]
Gaiplik kararı, verildiği tarihten itibaren değil
kişinin kaybolduğu ya da kendisinden son olarak haber alındığı tarihten
itibaren hüküm ve sonuçlarını doğurur [yani gaiplik kararı geçmişe etkilidir]
Akıl hastalığı akıl zayıflığı yaş küçüklüğü ve
sarhoşluk ayırt etme gücünün bulunmaması nedenlerindendir ancak savurganlık bir
kısıtlama nedenidir ayırt etme gücünün bulunmaması nedeni değildir
Evlenme ile kazanılan erginlik evlilik sona erse
dahi devam eder
Mahkeme kararı ile erginlik kazanılması için
1. erginlik talep eden küçüğün 15 yaşını
doldurmuş olması
2. talebin bizzat küçüğün kendisinden gelmiş
olması
3. velisi ya da varsa vesayet makamının rızası
gerekmektedir.
Ergin kılınmaya karar verecek olan mahkeme
küçüğün yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesidir [Dikkat: vasinin rızası aranmaz]
Ergin kılınmaya dair mahkeme kararı yenilik doğurucu niteliği nedeniyle
değiştirilebilir bir karar değildir [yani erginlik kararı geri alınamaz]
Yaş küçüklüğü kısıtlılık sebepleri arasında
sayılmamıştır
Kısıtlılık kararının verilmesinden kararın
ilanına kadar geçen süre zarfında üçüncü kişilerin iyi niyetli korunur.
Dolayısıyla işlem yaptıkları kişinin kısıtlı olduğunu bilmeyen ve bilmesi de
gerekmeyen 3. kişilerle yapılan işlemler geçerlidir. Kısıtlılık kararının ilanı
ile birlikte üçüncü kişilerin iyiniyet iddiası bertaraf edilmiş olacaktır. !!
Kişinin ayırt etme gücünün bulunmaması durumunda tam ehliyetsizlik sebebiyle
yapılan işlem ilana ya da kısıtlılık kararına bakılmaksızın butlanla sakat olur
Evli kişilerin aile yaşamlarını birlikte
sürdürdükleri konutları aile konutu olarak isimlendirilir. Eşlerin aile konutu
üzerinde diğer eşin rızasını almadan yaptığı işlemler askıda geçersiz
işlemlerdir. İşlem ancak diğer eşin rızası ile geçerli hale gelir.
Sınırlı ehliyetsizlerin kendilerini borç altına
sokan işlemler, sınırlı ehliyetsizin menfaatine olsa dahi 1 TL bile borç altına
sokuyorsa yasal temsilcinin rızası şarttır
Sınırlı ehliyetsizler kişiye sıkı sıkıya bağlı
hakları kural olarak kendileri kullanabilir Bu kuralın istisnaları: - tanıma -
Ergin kılınma - evlilik nişanlanmadır.
15 yaşını doldurmuş ve ayırt etme gücüne sahip
kişiler vasiyetname hazırlamaya ehildirler.
Sınırlı ehliyetsizlere yasak olan işlemler:
- önemli
bağışlamada bulunmak
- resmi
senet ile sağlığında vakıf kurmak
- kefil
olmak
- rekabet
yasağı sözleşmesi yapmak
[Dikkat edilmelidir ki vasiyetname ile vakıf
kurabilir, kambiyo taahhüdünde bulunabilir Ancak son durumda yasal temsilcinin
rızası gerekir]
34 yaşında ve ayırt etme gücünden yoksun Aydın
hakkında 11 Mayıs'ta kısıtlılık kararı verilmiş ve karar 24 Mayıs'ta ilan
edilmiştir 18 Mayıs'ta Aydın satıcı necati'den 1 kilo portakal satın almıştır
Burada işlem tam ehliyetsiz Aydın tarafından yapıldığı için mutlak butlan
yaptırımına tabidir ve geçersizdir [Dikkat ayırt etme gücüne sahip kısıtlı yani
sınırlı ehliyetsiz olsa idi kısıtlılık kararı ile bu kararın ilanı arasında bu
kişiyle yapılan iyi niyetle yapılan sözleşmeler geçerli olur askıda geçersiz de
olmaz direkt geçerli olur]
Aşağıdakilerden hangisinde tam ehliyetsizler ile
ilgili hakimin verdiği karar yeni bir hukuki durum yaratır?
Bağışlama
Kefil olma
Taşınmaz satın alma
Evliliğin sona erdirilmesi
Vakıf kurma
[Dikkat kural olarak geçersizlik yaptırımına tabi
olan işlemlerde hakimin verdiği karar sadece geçersizliğinin tespitidir. Ancak
bu kuralın istisnası evliliktir. Çünkü mutlak butlanla geçersiz olan evlilikler
hakim kararıyla iptal edilinceye kadar geçerli bir evliliğin bütün hüküm ve
sonuçlarını doğurur, yani mutlak butlan durumunda hakimin evliliğin butlanına
karar vermesi yeni bir durum oluşturur tespit hükmü değildir
Aynı şekilde tam ehliyetsizlerin yaptıkları ölüme
bağlı tasarrufların iptalinde de hakimin verdiği karar kurucu nitelik taşır
Çünkü ölüme bağlı tasarruflar da iptal edilene kadar geçerli olurlar [İki
istisnayı unutma: evlilik ve ölüme bağlı tasarruflar]
Eşler arasında hısımlığın olmadığı
unutulmamalıdır, ayrıca kardeşler de ikinci dereceden yansoy hısımlarılar.
Eşlerden birinin kan hısımları ile diğer eşin kan
hısımları arasında hısımlık söz konusu değildir
Evlilik sona erdikten sonra eski eşin yenidoğan
kan hısımları ile kayın hısımlığı oluşmaz
Kişilik haklarını koruyan davalar: Önleme, Men,
Tazminat ve Vekaletsiz iş görme davaları
Adın değiştirilmesi davası; adın değiştirilmesine
ilişkin haklı sebeplerin bulunması durumunda Asliye Hukuk mahkemesinde açılacak
bir dava ile sağlanabilir
Kişisel durum sicilinde sonradan meydana gelen
değişiklikler mahkeme iznine bağlı değildir; ilgilinin talebi üzerine
değişiklikler kişisel durum siciline işlenir Bu kuralın istisnası cinsiyet
değiştirme operasyonlarıdır. Cinsiyet değiştirme için mahkeme izni şarttır.
Kişisel durum sicilinin düzeltilmesine ilişkin
davalar Asliye Hukuk mahkemelerinde görülür [yani kayıtlardaki hatalar ancak
mahkeme kararı ile düzeltilebilir]
Dernek genel kurulundaki bir toplantıya
katılmayan ve alınan kararın da iptalini talep eden üyeler kararı
öğrenmelerinden itibaren 1 ay ve her halde kararın alındığı tarihten itibaren 3
ay içerisinde karara karşı iptal davası açabilir
Dernekler üyelik için yapılan başvurulara başvuru
tarihinden itibaren 30 gün içinde karar vermelidir Bu kararı da kural olarak
genel kurul verir.
Yorumlar
Yorum Gönder