Ana içeriğe atla

KİŞİLER HUKUKU


KİŞİLER HUKUKU NOTLARIM

1. sözleşmeden Doğan önalım Hakkı
2. Geri alım hakkı
3. alım hakkı
4. kira sözleşmesinden Doğan kira Hakkı
5. taşınmaz satış vaadi
6. bağışlayana rucu ( dönme) Hakkı
7. ipotekte boşalan dereceden yararlanma Hakkı
8. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden Doğan İnşaat Hakkı
9. Paylı taşınmazlarda kullanmaya yararlanmaya ve yönetime ilişkin kararlar
10. Paylı mülkiyetin devamına yönelik sözleşmeler (idame-i şuyuu)

MEDENİ KANUNUN GEÇMİŞE YÜRÜYECEĞİ DURUMLAR

Geçmişe etkili olma

I. Kamu düzeni ve genel ahlâk

MADDE 2. — Türk Medenî Kanununun kamu düzeni ve genel ahlâkı sağlamaya yönelik kuralları, haklarında ayrık bir hüküm bulunmayan bütün olaylara uygulanır. Bu bakımdan, eski hukukun Türk Medenî Kanununa göre kamu düzeni ve genel ahlâka aykırı olan kuralları, bu Kanun yürürlüğe girdikten sonra hiçbir suretle uygulanmaz.

II. İçeriği kanunla belirlenen ilişkiler

MADDE 3. — İçerikleri tarafların istek ve iradeleri gözetilmeksizin doğrudan doğruya kanunla belirlenmiş işlem ve ilişkilere, bunlar Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girmesinden önce kurulmuş olsalar bile, bu Kanun hükümleri uygulanır.

III. Kazanılmamış haklar

MADDE 4. — Eski hukuk yürürlükte iken gerçekleşmiş olup da Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği sırada henüz herhangi bir hak doğurmamış olaylara, bu Kanun hükümleri uygulanır.

Kural içi boşluk kanun koyucunun bilerek ve isteyerek bıraktığı boşluktur hakim bu boşluğu takdir yetkisini kullanarak doldurur halk bu sebepler ve takdir Hakkı gibi kavramlar kullanılmışsa bilgi Kural içi boşluk vardır

Kural içi boşluk ların dışında kalan diğer boşlukların hepsi kural dışı boşluktur kural dışı boşluklar Açık boşluk ve açık olmayan boşluk olarak ikiye ayrılır

Açık boşluk ( hukuk boşluğu ) durumunda hakim açık boşluğu hukuk yaratarak doldurur
Açık olmayan boşlukta ise kanunda bir hüküm vardır ancak hüküm uygulanabilir nitelikte değildir

Hakların kazanılmasında dürüstlük kuralı uygulama alanı bulmaz haklarının kazanılmasında iyi niyet uygulamalarını bulur

Dürüstlük kuralının uygulama alanı olan durumlar
1. hakların kullanılması ve borçların ifasında
2. sözleşmelerin kurulması  tamamlanması yorumlanması değişen koşullara uyarlanmasında
3. sözleşme öncesi ilişkilerde
4. sözleşmedeki yan yükümlülüklerin belirlenmesinde
5. kanunun yorumlanması ve boşlukların doldurulmasında
6. Kanuna karşı hilenin önlenmesinde

bir hukuki sonucun doğumu için iyi niyetin arandığı bir Hukuki işlemin temsilci aracılığı ile yapılması durumunda hem temsilcinin hem de temsil olunanın iyi niyetli olması aranır

Bir kimsenin gaipliğine iki halde karar verilebilir
1. ölümüne olası gözle bakılabilecek Bir tehlike içinde kaybolma durumunda kişinin kaybolmasından itibaren 1 yıl geçtikten sonra ilgililerin talebi üzerine Mahkemece gaipliğine karar verilir
2. uzun zamandan beri haber alınamaması durumunda kimse hakkında son haber tarihinden itibaren 5 yıl geçtikten sonra ilgililerin talebi üzerine mahkemece gaipliğine karar verilir

Gaipliğin iki halinden birinin gerçekleşmesi durumunda Mahkeme gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi bulunan kimseleri belirli bir sürede bilgi vermeleri için Usulüne göre yapılan ilanla çağırır bu süre ilk ilanın yapıldığı günden başlayarak en az 6 aydır bu süre içinde kişinin kendisi veya kendisini gören duyan birileri mahkemeye bilgi vermez ise kişi hakkında gaiplik kararı verilir

Gaibin mirası teminat karşılığında mirasçılara teslim edilir
söz konusu teminat
- ölümüne olası gözüyle bakılacak halde kaybolma içintereke mallarının teslimi tarihinden itibaren 5 yıl
- uzun süreden beri haber alınamama hali için son haber tarihinden başlayarak 15 yıl ve
-  herhalde En geç gaibün 100 yaşına varmasına kadar teslim edilir
-

kanunda fiil ehliyetini etkilediği belirtilen durumlar
1. yaş küçüklüğü
2. akıl hastalığı
3. akıl zayıflığı
4. sarhoşluk
5. benzeri durumlar

Hakim kararı ile kazanılan erginlik için aranan şartlar şunlardır
1. küçüğün 15 yaşını tamamlamış olması
2. Küçükün isteğinin olması
3. Küçükün menfaatinin gerektirmesi
4. velayet altında ise velisinin rızası Vesayet altında ise Vesayet makamı ve denetim makamının izni bulunması
5. mahkeme kararının olması

kanunda sayılan kısıtlılık sebepleri 1. akıl hastalığı veya akıl zayıflığı ( başkalarının güvenliğini tehlikeye sokmak sürekli biçimde bakıma ihtiyacı olma veya işlerini görememe şartlarından birinin varlığı gerekir.)
2. savurganlık ,alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı ve kötü Yönetim ( kendisini ve ailesini darlık veya yoksulluğa düşünme tehlikesine yol açma ve bu sebeple sürekli korunmaya ve bakıma ihtiyaç duyma ya da başkalarının güvenliğini tehdit etme şartlarından birinin gerçekleşmesi gerekir )
3. Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı ceza durumunda
4. istek üzerine kısıtlanma ( yaşlılığı, engelliliği ,deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gereği gibi yönetemeyen bir kişinin istekte bulunması durumunda)

ayırt etme gücüne sahip olmayan bir kişi tarafından yapılan hukuki işlem yapıldığı andan itibaren geçersizdir
bu kuralın istisnaları şu şekilde belirtilebilir

1. ayırt etme gücü bulunmadan yapılan bir evlilik butlan kararı verilinceye kadar geçerli bir evlenmenin sonuçlarını doğurur
2.  aynı şekilde ayırt etme gücü bulunmadan yapılan ölüme bağlı tasarruf da kendiliğinden hükümsüz olmaz iptal davası açılması ve mahkemeden iptal kararı alınması gerekir
3. ayırt etme gücü olmayan tarafından yapılan bir Hukuki işlemin geçersizliğinin ileri sürülmesi hakkın kötüye kullanılması teşkil ediyorsa işlem geçerli imiş gibi sonuç doğurur
4. hamiline yazılı bir senedi ibraz eden kişi ayırt etme gücüne sahip olmasa da iyi niyetle ödeyen kişi borcundan kurtulur
5. ayırt etme gücüne sahip olmayan kimse işleme ve karışma veya birleşme sebepleri ile bir taşınır mülkiyetinin kazanabilir
6. sebepsiz zenginleşmeden dolayı sorumluluktan tam ehliyetsizler sorumlu olurlar
7. vekaletsiz iş görmeden Doğan sorumlulukta ayırt etme gücü bulunmayan bir kişi yararına iş yapılması durumunda vekaletsiz iş görmeden Doğan hükümler uygulama alanı bulur

Ayırt etme gücü bulunmayanların haksız fiillerinden sorumlu olmamasının istisnaları şunlardır
1. hakkaniyet sorumluluğu
2. kusursuz sorumluluk halleri
3. Ayırt etme gücünün geçici kaybı halinde sorumluluk
( ayırt etme gücünden geçici olarak yoksun bulunan kişiler ayırttım gücünü geçici olarak ortadan kaldıran duruma kendi kusurlarıyla düşmemiş olduklarını ispat ederlerse sorumluluktan kurtulurlar )

Şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan olmalarına rağmen sınırlı ehliyetsizlerin yasal temsilcisinin rızasını almadan yapamayacağı işlemler şunlardır
- evlenme
- nişanlanma
- tanıma
- ismin değiştirilmesini isteme

sınırlı ehliyetsizlerin yasal temsilcilerinin rızası ile dahi yapamayacağı işlemler
1. kefil olma
2. Vakıf kurma
3. önemli bağışlarda bulunma

Sınırlı ehliyetliler için yasal danışmanın görüşünün alınması gereken işlemler
1. dava açma
2. sulh olma
3. taşınmaz alım satımı rehnedilmesi ve bunlar üzerinde bir Ayni hak kurulması
4. kıymetli evrak alım satımı ve rehnedilmesi
5. ana çparayı almak
6. olağan yönetim sınırları dışında kalan yapı işleri
7. ödünç verme ve alma
8. bağışlama
9. kambiyo taahhüdü altına girme
10.  kefil olma

manevi tazminat talebi karşı taraf kabul etmedikçe devredilemez, mirasbırakan tarafından ileri sürülmedikçe mirasçılara geçmez

Adın değiştirilmesi

Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir.
Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve ilan olunur.
Ad değişmekle kişisel durum değişmez.
Adın değiştirilmesinden zarar gören kimse, bunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebilir.

derneklerin kuruluşları bakımından bildirim sistemi
vakıfların kuruluşları bakımından ise tescil sistemi geçerlidir
halka açık anonim şirketlerde ise izin sistemi geçerlidir

tüzel kişi kanun gereği kendiliğinden sona ermiş veya kendi kendini fethetmişti tahsis için belirlenen sıralama şu şekildedir
1. tahsise ilişkin özel bir kanun hükmü varsa tahsis Bu kanun hükümleri uyarınca yapılır
2. Böyle bir hüküm yoksa tüzük veya Vakıf senedindeki hükümlere göre tahsis yapılır
3. hüküm yoksa tüzel kişinin yetkili organı tarafından alınacak karara göre tahsis yapılır
4. Bu organ da karar alamıyorsa tüzel kişinin mal varlığı en yakın amacı Güden kamu kurum ve kuruluşuna geçer

[ tüzel kişi amacı kanuna veya ahlak ve adaba aykırı olduğu için mahkeme kararı ile sona erdirilmişse tüzel kişinin mal varlığı herhalde ilgili kamu kuruluşuna geçer ]


bir derneğin kamu yararına çalışan bir dernek olabilmesinin şartları şunlardır ( Dernekler k. M 27)
1. Derneğin en az 1 yıldır faaliyette bulunması
2. derneğin amacı ve bu amacı gerçekleştirebilmek için giriştiği faaliyetlerin ülke çapında yararlı sonuçlar verecek nitelikte ve ölçüde olması
3.  ilgili Dernek genel Kurulu'nun kararı üzerine yapılacak başvuru
4. ilgili bakanlıkların ve hazine ve maliye bakanlığının görüşü alınarak İçişleri Bakanlığının önerisi üzerine Cumhurbaşkanı kararı

bir dernek tüzel kişiliğini Dernek tüzüğünün ve diğer Belgelerin en büyük Mülki amire verilmesi anında kazanır
kuruluş bildirimi ve belgelerin doğruluğu ile Dernek tüzüğü en büyük Mülki Amir tarafından 60 gün içinde dosya üzerinden incelenir
eksiklik varsa 30 gün içinde belirlenen eksikliklerin tamamlanması istenir
verilen sürede eksiklik giderilmezse en büyük Mülki Amir yetkili Asliye Hukuk Mahkemesi'nde derneğin feshi konusunda dava açması için durumu Cumhuriyet savcılığına bildirir

dernekler Mülki Amir tarafından yapılan inceleme sonucunun yazılı bildirimini izleyen 6 ay içinde ilk genel kurul toplantılarını yapmak ve organların oluşturmakla yükümlüdür

Aksi halde mahallin en büyük Mülki amiri derneğin kendiliğinden dağıtılmış sayılmasına karar verir
Yazılı rıza üzerine insan kökenli biyolojik maddelerin alınması, aşılanması ve nakli mümkündür. Ancak, biyolojik madde verme borcu altına girmiş olandan edimini yerine getirmesi istenemez; maddi ve manevi tazminat isteminde bulunulamaz


kişilik haklarına saldırı durumunda açılacak davalar
Davacı, hakimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteyebilir.

            Davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de bulunabilir.

            Davacının, maddi ve manevi tazminat istemleri ile hukuka aykırı saldırı dolayısıyla elde edilmiş olan kazancın vekaletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine verilmesine ilişkin istemde bulunma hakkı saklıdır.

            Manevi tazminat istemi, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça devredilemez; mirasbırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmez.

            Davacı, kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yeri veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilir.

Sağ olmanın ve ölümün ispatı

            1. İspat yükü

            Madde 29.- Bir hakkın kullanılması için bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimse, iddiasını ispat etmek zorundadır.

   Birden fazla kişiden hangisinin önce veya sonra öldüğü ispat edilemezse, hepsi aynı anda ölmüş sayılır.



            2. İspat araçları

            a. Genel olarak

            Madde 30.- Doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur.

            Nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, gerçek durum her türlü kanıtla ispat edilebilir.

            b. Ölüm karinesi

            Madde 31.- Bir kimse, ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren durumlar içinde kaybolursa, cesedi bulunamamış olsa bile gerçekten ölmüş sayılır.



            III. Gaiplik kararı

            1. Genel olarak

            Madde 32.- Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir.

            Yetkili mahkeme, kişinin Türkiye'deki son yerleşim yeri; eğer Türkiye'de hiç yerleşmemişse nüfus sicilinde kayıtlı olduğu yer; böyle bir kayıt da yoksa anasının veya babasının kayıtlı bulunduğu yer mahkemesidir.



            2. Yargılama usulü

            Madde 33.- Gaiplik kararının istenebilmesi için, ölüm tehlikesinin üzerinden en az bir yıl veya son haber tarihinin üzerinden en az beş yıl geçmiş olması gerekir.

            Mahkeme, gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi bulunan kimseleri, belirli bir sürede bilgi vermeleri için usulüne göre yapılan ilanla çağırır.

            Bu süre, ilk ilanın yapıldığı günden başlayarak en az altı aydır.



            3. İstemin düşmesi

            Madde 34.- Gaipliğine karar verilecek kişi, ilan süresi dolmadan ortaya çıkar veya kendisinden haber alınırsa ya da öldüğü tarih tespit edilirse gaiplik istemi düşer.



            4. Hükmü

            Madde 35.- İlandan sonuç alınamazsa, mahkeme gaipliğe karar verir ve ölüme bağlı haklar, aynen gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılır.

            Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı günden başlayarak hüküm doğurur.

Yabancı memleketlerdeki Türkiye temsilcilerine, Dışişleri Bakanlığının önerisi, İçişleri Bakanlığının katılması ve Cumhurbaşkanının onayı ile nüfus memurluğu yetkisi verilebilir.

Düzeltme

            1. Genel olarak

            Madde 39.- Mahkeme kararı olmadıkça, kişisel durum sicilinin hiçbir kaydında düzeltme yapılamaz.



            2. Cinsiyet değişikliğinde

            Madde 40.- Cinsiyetini değiştirmek isteyen kimse, şahsen başvuruda bulunarak mahkemece cinsiyet değişikliğine izin verilmesini isteyebilir. Ancak, iznin verilebilmesi için, istem sahibinin onsekiz yaşını doldurmuş bulunması ve evli olmaması; ayrıca transseksüel yapıda olup, cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunluluğunu ve üreme yeteneğinden

sürekli biçimde yoksun bulunduğunu bir eğitim ve araştırma hastanesinden

alınacak resmi sağlık kurulu raporuyla belgelemesi şarttır.

            Verilen izne bağlı olarak amaç ve tıbbi yöntemlere uygun bir cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin resmi sağlık kurulu raporuyla doğrulanması halinde, mahkemece nüfus sicilinde gerekli düzeltmenin yapılmasına karar verilir.


Cesedi bulunamayan kişi

            Madde 44.- Bir kimse, ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren durumlar içinde ortadan kaybolursa cesedi bulunamamış olsa bile, o yerin en büyük mülki amirinin emriyle kütüğe ölü kaydı düşürülür.

            Bununla birlikte her ilgili, bu kişinin ölü veya sağ olduğunun mahkemece tespitini dava edebilir.



            III. Gaiplik kararı

            Madde 45.- Gaiplik kararı, hakimin bildirmesi üzerine, ölüm kütüğüne kaydolunur.

Amacı hukuka veya ahlaka aykırı olan kişi ve mal toplulukları tüzel kişilik kazanamaz.

Dernek tanımı
   Madde 56.- Dernekler, en az yedi gerçek kişinin kazanç paylaşma dışında belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları, tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarıdır.
Hukuka veya ahlaka aykırı amaçlarla dernek kurulamaz.

Dernek tüzel kişilik kazanma anı

            Madde 59.- Dernekler, kuruluş bildirimini, dernek tüzüğünü ve gerekli belgeleri yerleşim yerinin bulunduğu yerin en büyük mülki amirine verdikleri anda tüzel kişilik kazanırlar.

Dernek tüzüğünün incelenmesi
Madde 60.- Kuruluş bildirimi ve belgelerin doğruluğu ile dernek tüzüğü, en büyük mülki amir tarafından altmış gün içinde dosya üzerinden incelenir.

            Kuruluş bildiriminde, tüzükte ve kurucuların hukuki durumlarında kanuna aykırılık veya noksanlık tespit edildiği takdirde bunların giderilmesi veya tamamlanması derhal kuruculardan istenir. Bu istemin tebliğinden başlayarak otuz gün içinde belirtilen noksanlık tamamlanmaz ve kanuna aykırılık giderilmezse; en büyük mülki amir, yetkili asliye hukuk mahkemesinde derneğin feshi konusunda dava açması için durumu Cumhuriyet savcılığına bildirir. Cumhuriyet savcısı mahkemeden derneğin faaliyetinin durdurulmasına karar verilmesini de isteyebilir.

            Kuruluş bildiriminde, tüzükte ve belgelerde kanuna aykırılık veya noksanlık bulunmaz ya da bu aykırılık veya noksanlık belirli sürede giderilmiş bulunursa; keyfiyet derhal derneğe yazıyla bildirilir ve dernek, dernekler kütüğüne kaydedilir.

 Dernek tüzüğünün ilanı

            Madde 61.- Dernek tüzüğü, derneğe yapılan yazılı bildirimden başlayarak onbeş gün içinde yerel bir gazete ile ilan edilir.

            Tüzük ve yerleşim yeri değişikliklerinde de aynı usul uygulanır.
İlk genel kurul toplantısı

            Madde 62.- Dernekler, tüzüklerinin gazetede yayımlandığı günü izleyen altı ay içinde ilk genel kurul toplantılarını yapmak ve zorunlu organlarını oluşturmakla yükümlüdürler.

Madde 64.- Fiil ehliyetine sahip bulunan her gerçek kişi, derneklere üye olma hakkına sahiptir.

            Yazılı olarak yapılacak üyelik başvurusu, tüzükte başkaca bir düzenleme yoksa, dernek yönetim kurulunca en çok otuz gün içinde karara bağlanır ve sonuç yazıyla başvuru sahibine bildirilir. Başvurusu kabul edilen üye, bu amaçla tutulacak deftere kaydedilir

Dernek üyeliğinden çıkma
            Madde 66.- Hiç kimse, dernekte üye kalmaya zorlanamaz. Her üye altı ay önceden yazılı olarak bildirmek kaydıyla, dernekten çıkma hakkına sahiptir.

Oy hakkı

            Madde 69.- Her üyenin genel kurulda bir oy hakkı vardır; üye, oyunu şahsen kullanmak zorundadır.

            Onursal üyelerin oy hakkı yoktur.

Derneğin zorunlu organları, genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kuruludur.

            Dernekler zorunlu organları dışında başka organlar da oluşturabilirler. Ancak, bu organlara zorunlu organların görev, yetki ve sorumlulukları devredilemez.


Olağan genel kurul toplantılarının en geç iki yılda bir yapılması zorunludur.

Olağanüstü toplantı

            Madde 75.- Genel kurul, yönetim veya denetim kurulunun gerekli gördüğü hallerde veya dernek üyelerinden beşte birinin yazılı başvurusu üzerine, yönetim kurulunca olağanüstü toplantıya çağrılır.

            Yönetim kurulu, genel kurulu toplantıya çağırmazsa; üyelerden birinin başvurusu üzerine, sulh hakimi, üç üyeyi genel kurulu toplantıya çağırmakla görevlendirir.

Toplantısız veya çağrısız alınan kararlar

            Madde 76.- Bütün üyelerin bir araya gelmeksizin yazılı katılımıyla alınan kararlar ile dernek üyelerinin tamamının kanunda yazılı çağrı usulüne uymaksızın bir araya gelerek aldığı kararlar geçerlidir.

            Bu şekilde karar alınması olağan toplantı yerine geçmez.

Genel kurul, yönetim kurulunca, en az onbeş gün önceden toplantıya çağrılır.
Genel kurul toplantıları, tüzükte aksine hüküm olmadıkça, dernek merkezinin bulunduğu yerde yapılır.

            Genel kurul, katılma hakkı bulunan üyelerin salt çoğunluğunun, tüzük değişikliği ve derneğin feshi hallerinde üçte ikisinin katılımıyla toplanır; çoğunluğun sağlanamaması sebebiyle toplantının ertelenmesi durumunda ikinci toplantıda çoğunluk aranmaz. Ancak, bu toplantıya katılan üye sayısı, yönetim ve denetim kurulları üye tam sayısının iki katından az olamaz.

            Genel kurul toplantısı, bir defadan fazla geri bırakılamaz.

Genel kurul toplantısında yalnız gündemde yer alan maddeler görüşülür. Ancak, toplantıda hazır bulunan üyelerin en az onda biri tarafından görüşülmesi yazılı olarak istenen konuların gündeme alınması zorunludur

Genel kurul, üyeliğe kabul ve üyelikten çıkarma hakkında son kararı verir; dernek organlarını seçer ve derneğin diğer bir organına verilmemiş olan işleri görür.

            Genel kurul, derneğin diğer organlarını denetler ve onları haklı sebeplerle her zaman görevden alabilir

Karar yeter sayısı

            Madde 81.- Genel kurul kararları, toplantıya katılan üyelerin salt çoğunluğuyla alınır. Şu kadar ki, tüzük değişikliği ve derneğin feshi kararları, ancak toplantıya katılan üyelerin üçte iki çoğunluğuyla alınabilir.


Hiçbir dernek üyesi, dernek ile kendisi, eşi, üstsoyu ve altsoyu arasındaki bir hukuki işlem veya uyuşmazlık konusunda alınması gereken kararlarda oy kullanamaz.

Toplantıda hazır bulunan ve kanuna veya tüzüğe aykırı olarak alınan genel kurul kararlarına katılmayan her üye, karar tarihinden başlayarak bir ay içinde; toplantıda hazır bulunmayan her üye kararı öğrenmesinden başlayarak bir ay içinde ve her halde karar tarihinden başlayarak üç ay içinde mahkemeye başvurmak suretiyle kararın iptalini isteyebilir.

DERNEK Yönetin kurulu

Yönetim kurulu, beş asıl ve beş yedek üyeden az olmamak üzere dernek tüzüğünde belirtilen sayıda üyeden oluşur.

            Yönetim kurulu üye sayısı, boşalmalar sebebiyle üye tamsayısının yarısının altına düşerse; genel kurul, kalan yönetim kurulu üyeleri veya denetim kurulu tarafından bir ay içinde toplantıya çağrılır. Çağrı yapılmazsa, üyelerden birinin istemi üzerine, sulh hakimi, üç üyeyi genel kurulu toplantıya çağırmakla görevlendirir.

Denetim kurulu

            Madde 86.- Denetim kurulu, üç asıl ve üç yedek üyeden az olmamak üzere dernek tüzüğünde belirtilen sayıda üyeden oluşur.

DERNEĞİN SONA ERMESİ
I. Kendiliğinden

            Madde 87.- Dernekler, aşağıdaki hallerde kendiliğinden sona erer:

            1. Amacın gerçekleşmesi, gerçekleşmesinin olanaksız hale gelmesi veya sürenin sona ermesi,

            2. İlk genel kurul toplantısının kanunda öngörülen sürede yapılmamış ve zorunlu organların oluşturulmamış olması,

            3. Borç ödemede acze düşmüş olması,

            4. Tüzük gereğince yönetim kurulunun oluşturulmasının olanaksız hale gelmesi,

            5. Olağan genel kurul toplantısının iki defa üst üste yapılamaması.

            Her ilgili, sulh hakiminden, derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespitini isteyebilir.



            II. Genel kurul kararı ile

            Madde 88.- Genel kurul, her zaman derneğin feshine karar verebilir.



            III. Mahkeme kararı ile

            Madde 89.- Derneğin amacı, kanuna veya ahlaka aykırı hale gelirse; Cumhuriyet savcısının veya bir ilgilinin istemi üzerine mahkeme, derneğin feshine karar verir. Mahkeme, dava sırasında faaliyetten alıkoyma dahil gerekli bütün önlemleri alır.



Dernek faaliyetleri ile ilgili yasak ve sınırlamalara aykırılık halinde, Cumhuriyet savcısının istemiyle mahkemece faaliyetten alıkoyma kararı verilebilir.

Dernekler, tüzüklerinde gösterilen amaçları gerçekleştirmek üzere, uluslararası faaliyette bulunabilirler ve yurt dışında şube açabilirler.

            Türkiye'de kurulan dernekler, amaçları doğrultusunda uluslararası alanda işbirliği yapılmasında yarar görülen hallerde, Cumhurbaşkanının izniyle yurt dışında kurulmuş dernek veya kuruluşlara üye olarak katılabilirler.

Yabancı dernekler, uluslararası alanda işbirliği yapılmasında yarar görülen hallerde ve karşılıklı olmak koşuluyla kültürel, ekonomik ve teknik konularda bilgi veya teknolojilerinden yararlanılmak üzere, cumhıurbaşkanının izniyle Türkiye'de faaliyette bulunabilirler, şube açabilirler, üst kuruluşlar kurabilirler, kurulmuş üst kuruluşlara katılabilirler.


Türkiye'de yerleşme hakkına sahip olan yabancı gerçek kişiler, karşılıklı olmak koşuluyla dernek kurabilirler veya kurulmuş derneklere üye olabilirler.

            Onursal üyelik için bu koşul aranmaz.


Dernekler, gerekli görülen yerlerde genel kurul kararıyla şube açabilirler. Bu amaçla dernek yönetim kurulunca yetki verilen en az üç kişilik kurucular kurulu, şube açılacak yerin en büyük mülki amirine şube kuruluş bildirimini ve gerekli belgeleri verir.



            Şube kurucularının, şubenin açılacağı yerde en az altı aydan beri oturmakta olmaları zorunludur.

Her şubede genel kurul ve yönetim kurulu ile denetim kurulu veya denetçi bulunması zorunludur.

Federasyonlar, kuruluş amaçları aynı olan en az beş derneğin, amaçlarını gerçekleştirmek üzere üye sıfatıyla bir araya gelmeleri suretiyle kurulur.
Konfederasyonlar, kuruluş amaçları aynı olan en az üç federasyonun, amaçlarını gerçekleştirmek üzere üye sıfatıyla bir araya gelmeleri suretiyle kurulur.


VAKIF

Vakıflar, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluklarıdır.

            Bir malvarlığının bütünü veya gerçekleşmiş ya da gerçekleşeceği anlaşılan her türlü geliri veya ekonomik değeri olan haklar vakfedilebilir.

            Vakıflarda üyelik olmaz.

Cumhuriyetin Anayasa ile belirlenen niteliklerine ve Anayasanın temel ilkelerine, hukuka, ahlaka, milli birliğe ve milli menfaatlere aykırı veya belli bir ırk ya da cemaat mensuplarını desteklemek amacıyla vakıf kurulamaz.

Vakıf kurma iradesi, resmi senetle veya ölüme bağlı tasarrufla açıklanır. Vakıf, yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanır.

            Resmi senetle vakıf kurma işleminin temsilci aracılığıyla yapılması, temsil yetkisinin noterlikçe düzenlenmiş bir belgeyle verilmiş olmasına ve bu belgede vakfın amacı ile özgülenecek mal ve hakların belirlenmiş bulunmasına bağlıdır.

            Mahkemeye başvurma, resmi senet düzenlenmiş ise vakfeden tarafından; vakıf ölüme bağlı tasarrufa dayanıyorsa ilgililerin veya vasiyetnameyi açan sulh hakiminin bildirimi üzerine ya da Vakıflar Genel Müdürlüğünce re'sen yapılır.

            Başvurulan mahkeme, mal ve hakların korunması için gerekli önlemleri re'sen alır.

Mahkemenin verdiği karar, tebliğ tarihinden başlayarak bir ay içinde, başvuran veya Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından temyiz edilebilir.     Vakıflar Genel Müdürlüğü veya ilgililer, vakfın kurulmasını engelleyen sebeplerin varlığı halinde iptal davası açabilirler.

Özgülenen malların mülkiyeti ile haklar, tüzel kişiliğin kazanılmasıyla vakfa geçer.

            Tescile karar veren mahkeme, vakfedilen taşınmazın vakıf tüzel kişiliği adına tescil edilmesini tapu idaresine bildirir.

            Ölüme bağlı tasarrufla kurulan vakfın mirasbırakanın borçlarından sorumluluğu, özgülenen mal ve haklarla sınırlıdır

Noksanlıklar

            Madde 107.- Vakıf senedinde vakfın amacı ile bu amaca özgülenen mal ve haklar yeterince belirlenmiş ise, diğer noksanlıklar vakfın tüzel kişilik kazanması için yapılan başvurunun reddini gerektirmez.

            Bu tür noksanlıklar, tescil kararı verilmeden önce mahkemece tamamlattırılabileceği gibi; kuruluştan sonra da denetim makamının başvurusu üzerine, olanak varsa vakfedenin görüşü alınarak vakfın yerleşim yeri mahkemesince tamamlattırılır.

            Tescilli istenen vakfa ölüme bağlı tasarrufla özgülenen mal ve haklar amacın gerçekleşmesine yeterli değilse; vakfeden aksine bir irade açıklamasında bulunmuş olmadıkça bu mal ve haklar, denetim makamının görüşü alınarak hakim tarafından benzer amaçlı bir vakfa özgülenir.


Vakfın bir yönetim organının bulunması zorunludur. Vakfeden, vakıf senedinde gerekli gördüğü başka organları da gösterebilir.

Çalıştırılanlara ve işçilere yardım vakıflarında yararlananların yönetime katılmaları ve vakıftan yararlanma koşulları ile ilgili hükümlerde yapılacak değişiklikler, vakıf senedine göre buna yetkili organın istemi üzerine, denetim makamının yazılı görüşü alındıktan sonra yerleşim yeri mahkemesince karara bağlanır.

Vakıfların, vakıf senedindeki hükümleri yerine getirip getirmedikleri, vakıf mallarını amaca uygun biçimde yönetip yönetmedikleri ve vakıf gelirlerini amaca uygun olarak harcayıp harcamadıkları Vakıflar Genel Müdürlüğünce ve üst kuruluşlarınca denetlenir.

Amacın ve malların değiştirilmesi

            Madde 113.- Durum ve koşullardaki değişmeler yüzünden vakıf senedinde yazılı amaca bağlı kalınması vakfedenin arzusuna açıkça uymayacak hale gelmiş ise mahkeme, vakfın yönetim organı veya denetim makamının başvurusu üzerine diğerinin yazılı görüşünü aldıktan sonra vakfın amacını değiştirebilir.

            Amacın gerçekleşmesini önemli ölçüde güçleştiren veya engelleyen koşulların ve yükümlülüklerin kaldırılmasında veya değiştirilmesinde de aynı hüküm uygulanır.



           Amaca özgülenen mal ve hakların daha yararlı olanları ile değiştirilmesini veya paraya çevrilmesini haklı kılan sebepler varsa mahkeme, vakfın yönetim organı veya denetim makamının başvurusu üzerine diğerinin yazılı görüşünü aldıktan sonra gerekli değişikliğe izin verebilir.

Faaliyetten geçici alıkoyma

            Madde 115.- İçişleri Bakanlığı, Anayasada öngörülen hallerde ve belirlenen usullere uygun olarak, denetim makamının da görüşünü almak suretiyle mahkemece bir karar verilinceye kadar vakfı geçici olarak faaliyetten alıkoyabilir ve derhal mahkemeye başvurur. Hakim başvuruyu gecikmeksizin karara bağlar.

Vakfın sona ermesi

            Madde 116.- Amacın gerçekleşmesi olanaksız hale geldiği ve değiştirilmesine de olanak bulunmadığı takdirde, vakıf kendiliğinden sona erer ve mahkeme kararıyla sicilden silinir.

            Yasak amaç güttüğü veya yasak faaliyetlerde bulunduğu sonradan anlaşılan veya amacı sonradan yasaklanan vakfın amacının değiştirilmesine olanak bulunmazsa; vakıf, denetim makamının ya da Cumhuriyet savcısının başvurusu üzerine duruşma yapılarak dağıtılır.

Vakıfların malları üzerinde zilyetlik yoluyla kazanma hükümleri uygulanmaz.

            Derneklerin uluslararası faaliyette bulunmalarına ve üst kuruluş kurmalarına ilişkin hükümler kıyas yoluyla vakıflar hakkında da uygulanır.



bir vakfın kamuya yararlı vakıf statüsünün kazanabilmesi için gereken şartlar şunlardır kurulduğu tarihi takip eden yılbaşından itibaren 2 tam yıl faaliyette bulunmuş olması Münhasıran Eğitim ve Sağlık konularında faaliyette bulunan Vakıflar için bu süre 1 yıldır yurt çapında faaliyette bulunması faaliyetlerin ile kamu yararı niteliğinin ağır basması bu özellikleri Taşıyan Vakıflar Cumhurbaşkanı kararı ile kamuya yararlı Vakıflar sözünü kazanır

Vakıf kurma işlemi Yani vakıf senedi iki şekilde yapılabilir resmin senetle yapılması durumunda noterde düzenleme şeklinde resen düzenlenmesi gerekir ölüme bağlı tasarruflar yapılması isteniyorsa Her üç şekilde de yapılabilir

Vesayet Vasiyet yoluyla kurulan vakıflarda vasiyetnameyi açan sulh hakimi resmi senet ile kurulan vakıflarda resmi senedi düzenleyen noter vasiyetnamenin veya resmi senedin bir örneğini 7 gün içinde Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne gönderir

resmi senetle kurulan vakıflarda vakfeden ölmesi halinde mirasçıların lambiri tescil talebinde bulunabilir vakıf senedinin düzenlenmesini takip eden 3 ay içinde vakfeden veya ölümü halinde miras çıta rafında tescil talebinde bulunmamış veya vakfeden tüzel kişiliği haiz olup da bu süre içinde sona ermiş ise baktım tescili hususundaki başvuru Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılır

KİŞİLER HUKUKU TEST NOTLARIM


Gerçek kişilerde kişiliğin başlangıcı tam ve sağ doğumdur. Cenin, ana rahminden tamamen ayrıldığında ve bir süreliğine de olsa nefes aldığımda kişiliği kazanacaktır [dikkat edilmesi gereken nokta gerçek kişilerde hak ehliyeti sağ ve tam doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü andan itibarendir]
Ölümüne kesin gözüyle bakılmayı gerektiren durumlar içinde kişi kaybolmuş ve cesedine de ulaşılamamış ise ölüm karinesi uygulanır. Ölüm karinesinde mahkemeye başvurmaya gerek yoktur. Nüfusa kayıtlı olduğu yerin en büyük Mülki amirine başvurarak nüfus kütüğüne ölü kaydı düşürür
Ölümüne olası gözle bakılan durumlarda kaybolma halinde; gaiplik davası açılabilmesi için kaybolma tarihinden itibaren 1 yıl geçmiş olması gerekmektedir
Uzun süreden beri haber alınamaması durumunda ise son haber tarihinden itibaren 5 yıl geçmeden gaiplik davası açılamaz
Gaiplik davası açıldığında mahkeme Hemen gaipliğe karar veremez. Öncelikle iki adet ilan yapması gerekir ve ilanlar arasında 6 aylık bir sürenin bulunması gerekir. Bu nedenle ölümüne olası gözle bakılan durumda kaybolmada kaybolma tarihinden itibaren 1 yıl 6 ay geçmeden; uzun süreden beri haber alınamamada ise son haber alma tarihinden itibaren 5 yıl 6 ay geçmeden gaipliğe hükmedilmesi mümkün değildir
Gaiplik durumunda mirasçıların belirli bir süre için teminat göstermeleri gerekir. Bu süre ölümüne olası gözle bakılan durumda kaybolma halinde ‘’tereke mallarının teslimi anından’’ itibaren beş yıl iken; uzun süreden beri haber alınamaması halinde ‘’son haber alma tarihinden’’ itibaren 15 yıldır [surelerin başlangıcında dikkat edilmesi önemli]
Gaiplik kararı, verildiği tarihten itibaren değil kişinin kaybolduğu ya da kendisinden son olarak haber alındığı tarihten itibaren hüküm ve sonuçlarını doğurur [yani gaiplik kararı geçmişe etkilidir]
Akıl hastalığı akıl zayıflığı yaş küçüklüğü ve sarhoşluk ayırt etme gücünün bulunmaması nedenlerindendir ancak savurganlık bir kısıtlama nedenidir ayırt etme gücünün bulunmaması nedeni değildir
Evlenme ile kazanılan erginlik evlilik sona erse dahi devam eder
Mahkeme kararı ile erginlik kazanılması için
1. erginlik talep eden küçüğün 15 yaşını doldurmuş olması
2. talebin bizzat küçüğün kendisinden gelmiş olması
3. velisi ya da varsa vesayet makamının rızası gerekmektedir.
Ergin kılınmaya karar verecek olan mahkeme küçüğün yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesidir [Dikkat: vasinin rızası aranmaz] Ergin kılınmaya dair mahkeme kararı yenilik doğurucu niteliği nedeniyle değiştirilebilir bir karar değildir [yani erginlik kararı geri alınamaz]
Yaş küçüklüğü kısıtlılık sebepleri arasında sayılmamıştır
Kısıtlılık kararının verilmesinden kararın ilanına kadar geçen süre zarfında üçüncü kişilerin iyi niyetli korunur. Dolayısıyla işlem yaptıkları kişinin kısıtlı olduğunu bilmeyen ve bilmesi de gerekmeyen 3. kişilerle yapılan işlemler geçerlidir. Kısıtlılık kararının ilanı ile birlikte üçüncü kişilerin iyiniyet iddiası bertaraf edilmiş olacaktır. !! Kişinin ayırt etme gücünün bulunmaması durumunda tam ehliyetsizlik sebebiyle yapılan işlem ilana ya da kısıtlılık kararına bakılmaksızın butlanla sakat olur
Evli kişilerin aile yaşamlarını birlikte sürdürdükleri konutları aile konutu olarak isimlendirilir. Eşlerin aile konutu üzerinde diğer eşin rızasını almadan yaptığı işlemler askıda geçersiz işlemlerdir. İşlem ancak diğer eşin rızası ile geçerli hale gelir.
Sınırlı ehliyetsizlerin kendilerini borç altına sokan işlemler, sınırlı ehliyetsizin menfaatine olsa dahi 1 TL bile borç altına sokuyorsa yasal temsilcinin rızası şarttır
Sınırlı ehliyetsizler kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kural olarak kendileri kullanabilir Bu kuralın istisnaları: - tanıma - Ergin kılınma - evlilik  nişanlanmadır.
15 yaşını doldurmuş ve ayırt etme gücüne sahip kişiler vasiyetname hazırlamaya ehildirler.
Sınırlı ehliyetsizlere yasak olan işlemler:
-  önemli bağışlamada bulunmak
-  resmi senet ile sağlığında vakıf kurmak
-  kefil olmak
-  rekabet yasağı sözleşmesi yapmak
[Dikkat edilmelidir ki vasiyetname ile vakıf kurabilir, kambiyo taahhüdünde bulunabilir Ancak son durumda yasal temsilcinin rızası gerekir]
34 yaşında ve ayırt etme gücünden yoksun Aydın hakkında 11 Mayıs'ta kısıtlılık kararı verilmiş ve karar 24 Mayıs'ta ilan edilmiştir 18 Mayıs'ta Aydın satıcı necati'den 1 kilo portakal satın almıştır Burada işlem tam ehliyetsiz Aydın tarafından yapıldığı için mutlak butlan yaptırımına tabidir ve geçersizdir [Dikkat ayırt etme gücüne sahip kısıtlı yani sınırlı ehliyetsiz olsa idi kısıtlılık kararı ile bu kararın ilanı arasında bu kişiyle yapılan iyi niyetle yapılan sözleşmeler geçerli olur askıda geçersiz de olmaz direkt geçerli olur]
Aşağıdakilerden hangisinde tam ehliyetsizler ile ilgili hakimin verdiği karar yeni bir hukuki durum yaratır?
Bağışlama
Kefil olma
Taşınmaz satın alma
Evliliğin sona erdirilmesi
Vakıf kurma
[Dikkat kural olarak geçersizlik yaptırımına tabi olan işlemlerde hakimin verdiği karar sadece geçersizliğinin tespitidir. Ancak bu kuralın istisnası evliliktir. Çünkü mutlak butlanla geçersiz olan evlilikler hakim kararıyla iptal edilinceye kadar geçerli bir evliliğin bütün hüküm ve sonuçlarını doğurur, yani mutlak butlan durumunda hakimin evliliğin butlanına karar vermesi yeni bir durum oluşturur tespit hükmü değildir
Aynı şekilde tam ehliyetsizlerin yaptıkları ölüme bağlı tasarrufların iptalinde de hakimin verdiği karar kurucu nitelik taşır Çünkü ölüme bağlı tasarruflar da iptal edilene kadar geçerli olurlar [İki istisnayı unutma: evlilik ve ölüme bağlı tasarruflar]
Eşler arasında hısımlığın olmadığı unutulmamalıdır, ayrıca kardeşler de ikinci dereceden yansoy hısımlarılar.
Eşlerden birinin kan hısımları ile diğer eşin kan hısımları arasında hısımlık söz konusu değildir
Evlilik sona erdikten sonra eski eşin yenidoğan kan hısımları ile kayın hısımlığı oluşmaz
Kişilik haklarını koruyan davalar: Önleme, Men, Tazminat ve Vekaletsiz iş görme davaları
Adın değiştirilmesi davası; adın değiştirilmesine ilişkin haklı sebeplerin bulunması durumunda Asliye Hukuk mahkemesinde açılacak bir dava ile sağlanabilir
Kişisel durum sicilinde sonradan meydana gelen değişiklikler mahkeme iznine bağlı değildir; ilgilinin talebi üzerine değişiklikler kişisel durum siciline işlenir Bu kuralın istisnası cinsiyet değiştirme operasyonlarıdır. Cinsiyet değiştirme için mahkeme izni şarttır.
Kişisel durum sicilinin düzeltilmesine ilişkin davalar Asliye Hukuk mahkemelerinde görülür [yani kayıtlardaki hatalar ancak mahkeme kararı ile düzeltilebilir]
Dernek genel kurulundaki bir toplantıya katılmayan ve alınan kararın da iptalini talep eden üyeler kararı öğrenmelerinden itibaren 1 ay ve her halde kararın alındığı tarihten itibaren 3 ay içerisinde karara karşı iptal davası açabilir
Dernekler üyelik için yapılan başvurulara başvuru tarihinden itibaren 30 gün içinde karar vermelidir Bu kararı da kural olarak genel kurul verir.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MİLLÎ MÜCADELE (HAZIRLIK DÖNEMİ)

✎ Mondros Ateşkes’i imzalandığı sırada Adana’da Yıldırım Orduları Komutanı iken halkı işgallere karşı mücadeleye davet etmiş, ayrıca burada Ali Fuat Paşa ile de görüşerek mücadelenin gerekliliği üzerinde bir kez daha durmuştur. Mustafa Kemal Anadolu’ya geçmeden önce geldiği İstanbul’da; Düşüncelerini yaymak için Fethi Bey ile birlikte Minber gazetesini çıkarmıştır İstanbul Hükûmeti (Damat Ferit Paşa), İngiltere’nin de baskısıyla, bölgeye çok geniş yetkilerle bir komutanın gönderilmesine karar vermiştir. Bu durum Anadolu’ya geçmek isteyen Mustafa Kemal’e aradığı fırsatı yaratmıştır. ✎ Mustafa Kemal, Damat Ferit Paşa Hükûmeti tarafından IX. Ordu Müfettişi olarak bölgeye atanmıştır. ✎ IX. Ordu Müfettişi göreviyle Samsun’a gönderilen Mustafa Kemal Paşa’nın yetkili olduğu iller arasında Sivas, Erzurum, Van ve Trabzon bulunmakta olup, ayrıca kendisine birtakım görevler verilmişti. ✎ Samsun’da Mıntıka Palas Oteli’nde kalan Mustafa Kemal Paşa, bölgede birtakım güvenlik tedbirler...

Borçlar özel isimsiz sözleşmeler

İSİMSİZ SÖZLEŞMELER (ATİPİK SÖZLEŞMELER) Unsurları ve özellikleri önceden kanunda belirlenmemiş sözleşmelerdir. İsimsiz Sözleşme Örnekleri: 1.       Sulh sözleşmesi 2.       Tek satıcılık sözleşmesi 3.       Satış için tevdi sözleşmesi 4.       Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi 5.       Garanti sözleşmesi İsimsiz Sözleşme Türleri: 1.        Karma Sözleşmeler:  Kanunda düzenlenmiş sözleşme tipine ait unsurların kanunun öngörmediği tarzda bir araya gelmesi ile oluşur. Ör: Hastane kabul sözleşmesi (Kira +vekalet + hizmet) a.        Karma Kombine Sözleşmeler:  Taraflardan biri birden fazla edim yükümlülüğü altına girerken karşı taraf tek bir edim yükümlülüğü altına girer. Ör: Hastane kabul sözleşmesi b....

TBMM İÇTÜZÜK

TBMM İÇTÜZÜK [okundu] Üye   tamsayısı   altıyüzdür.   Türkiye   Büyük   Millet   Meclisi   üyeliklerinde boşalma   olması üye tamsayısını değiştirmez. Türkiye   Büyük   Millet   Meclisi   Genel   Kurulu,   milletvekili   genel   seçimi kesin   sonuçlarının   Yüksek   Seçim   Kurulunca   ilanını   takip   eden   üçüncü   gün   saat   14.00’te çağrısız olarak toplanır Milletvekilleri   andiçerek   göreve   başlarlar.   Andiçmekten   imtina   eden   milletvekilleri, milletvekili   sıfatından kaynaklanan   haklardan yararlanamazlar. Cumhurbaşkanı   yardımcıları   ve   bakanlar,   atandıkları   tarihten   sonra   yapılan   ilk birleşimde andiçerler. Danışma   Kurulunun   önerisi   üzerine   Genel   Kurulca   başka   bir   kara...