YASAL MİRASÇILAR
|
A. Kan hısımları
I. Altsoy
Mirasbırakanın birinci derece mirasçıları, onun
altsoyudur.
Çocuklar eşit olarak mirasçıdırlar.
Mirasbırakandan önce ölmüş olan çocukların
yerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır.
II. Ana ve baba
Altsoyu bulunmayan mirasbırakanın mirasçıları,
ana ve babasıdır. Bunlar eşit olarak mirasçıdırlar.
Mirasbırakandan önce ölmüş olan ana ve babanın
yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır.
Bir tarafta hiç mirasçı bulunmadığı takdirde,
bütün miras diğer taraftaki mirasçılara kalır.
III. Büyük ana ve büyük baba
Altsoyu, ana ve babası ve onların altsoyu
bulunmayan mirasbırakanın mirasçıları, büyük ana ve büyük babalarıdır. Bunlar,
eşit olarak mirasçıdırlar.
Mirasbırakandan önce ölmüş olan büyük ana ve
büyük babaların yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları
alır.
Ana veya baba tarafından olan büyük ana ve
büyük babalardan biri altsoyu bulunmaksızın mirasbırakandan önce ölmüşse, ona
düşen pay aynı taraftaki mirasçılara kalır.
Ana veya baba tarafından olan büyük ana ve
büyük babaların ikisi de altsoyları bulunmaksızın mirasbırakandan önce
ölmüşlerse, bütün miras diğer taraftaki mirasçılara kalır.
Sağ kalan eş varsa, büyük ana ve büyük
babalardan birinin mirasbırakandan önce ölmüş olması hâlinde, payı kendi
çocuğuna; çocuğu yoksa o taraftaki büyük ana ve büyük babaya; bir taraftaki
büyük ana ve büyük babanın her ikisinin de ölmüş olmaları hâlinde onların
payları diğer tarafa geçer.
IV. Evlilik dışı hısımlar
Evlilik dışında doğmuş ve soybağı, tanıma veya
hâkim hükmüyle kurulmuş olanlar, baba yönünden evlilik içi hısımlar gibi
mirasçı olurlar.
|
B. Sağ kalan eş
Sağ kalan eş, birlikte bulunduğu zümreye göre
mirasbırakana aşağıdaki oranlarda mirasçı olur:
1. Mirasbırakanın altsoyu ile birlikte mirasçı
olursa, mirasın dörtte biri,
2. Mirasbırakanın ana ve baba zümresi ile
birlikte mirasçı olursa, mirasın yarısı,
3. Mirasbırakanın büyük ana ve büyük babaları
ve onların çocukları ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte üçü, bunlar
da yoksa mirasın tamamı eşe kalır.
|
C. Evlâtlık
Evlâtlık ve altsoyu, evlât edinene kan hısımı
gibi mirasçı olurlar.
Evlâtlığın kendi ailesindeki mirasçılığı da
devam eder.
Evlât edinen ve hısımları, evlâtlığa mirasçı
olmazlar.
|
D. Devlet
Mirasçı bırakmaksızın ölen kimsenin mirası
Devlete geçer.
|
TASARRUF
EHLİYETİ
I.
Vasiyette
Vasiyet
yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip ve onbeş yaşını doldurmuş olmak
gerekir.
II.
Miras sözleşmesinde
Miras
sözleşmesi yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip ve ergin olmak, kısıtlı
bulunmamak gerekir.
Mirasbırakanın
yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama etkisi altında yaptığı ölüme bağlı
tasarruf geçersizdir. Ancak, mirasbırakan yanıldığını veya aldatıldığını
öğrendiği ya da korkutma veya zorlamanın etkisinden kurtulduğu günden
başlayarak bir yıl içinde tasarruftan dönmediği
takdirde tasarruf geçerli sayılır.
Ölüme
bağlı tasarrufta kişinin veya şeyin belirtilmesinde açık yanılma hâlinde
mirasbırakanın gerçek arzusu kesin olarak tespit edilebilirse, tasarruf bu arzuya
göre düzeltilir.
TASARRUF
ÖZGÜRLÜĞÜ
A.
Tasarruf edilebilir kısım
Mirasçı
olarak altsoyu, ana ve babası veya eşi bulunan miras bırakan, mirasının saklı paylar dışında kalan kısmında ölüme bağlı
tasarrufta bulunabilir.
Bu
mirasçılardan hiç biri yoksa, mirasbırakan mirasının tamamında tasarruf
edebilir.
Saklı
pay aşağıdaki oranlardan ibarettir:
1.
Altsoy için yasal miras payının yarısı,
2. Ana
ve babadan her biri için yasal miras payının dörtte biri,
3.
Kardeşlerden her biri için yasal miras payının sekizde biri,
4. Sağ
kalan eş için, altsoy veya ana ve baba zümresiyle birlikte mirasçı olması
hâlinde yasal miras payının tamamı, diğer hâllerde yasal miras payının dörtte
üçü.
Tasarruf edilebilir kısmın hesabı
Tasarruf
edilebilir kısım, terekenin mirasbırakanın ölümü
günündeki durumuna göre hesaplanır.
Hesap
yapılırken,
-
mirasbırakanın
borçları,
-
cenaze
giderleri,
-
terekenin mühürlenmesi ve yazımı giderleri,
-
mirasbırakan
ile birlikte yaşayan ve onun tarafından bakılan kimselerin üç aylık geçim
giderleri
terekeden
indirilir.
Mirasbırakanın
sağlararası karşılıksız kazandırmaları, tenkise
tâbi oldukları ölçüde, tasarruf edilebilir kısmın hesabında terekeye eklenir.
Mirasbırakanın
kendi ölümünde ödenmek üzere üçüncü kişi lehine hayat sigortası sözleşmesi
yapması veya böyle bir kişiyi sonradan lehdar olarak tayin etmesi ya da
sigortacıya karşı olan istem hakkını sağlararası veya ölüme bağlı tasarrufla
karşılıksız olarak üçüncü kişiye devretmesi hâlinde, sigorta alacağının
mirasbırakanın ölümü zamanındaki satın alma değeri terekeye eklenir.
B. Mirasçılıktan çıkarma
|
I. Sebepleri
Aşağıdaki durumlarda mirasbırakan, ölüme bağlı
bir tasarrufla saklı paylı mirasçısını mirasçılıktan
çıkarabilir:
1. Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın
yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse,
2. Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın
ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan
yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse.
|
II. Hükümleri
Mirasçılıktan çıkarılan kimse, mirastan pay
alamayacağı gibi; tenkis davası da açamaz.
Mirasbırakan başka türlü tasarrufta bulunmuş
olmadıkça, mirasçılıktan çıkarılan kimsenin miras payı, o kimse
mirasbırakandan önce ölmüş gibi, mirasçılıktan çıkarılanın varsa altsoyuna,
yoksa mirasbırakanın yasal mirasçılarına kalır.
Mirasçılıktan çıkarılan kimsenin altsoyu, o
kimse mirasbırakandan önce ölmüş gibi saklı payını isteyebilir.
|
III. İspat yükü
Mirasçılıktan çıkarma, mirasbırakan ancak buna
ilişkin tasarrufunda çıkarma sebebini belirtmişse geçerlidir.
Mirasçılıktan çıkarılan kimse itiraz ederse,
belirtilen sebebin varlığını ispat, çıkarmadan yararlanan mirasçıya veya
vasiyet alacaklısına düşer.
Sebebin varlığı ispat edilememiş veya çıkarma
sebebi tasarrufta belirtilmemişse tasarruf, mirasçının
saklı payı dışında yerine getirilir; ancak, mirasbırakan bu tasarrufu
çıkarma sebebi hakkında düştüğü açık bir yanılma yüzünden yapmışsa, çıkarma
geçersiz olur.
|
IV. Borç ödemeden aciz sebebiyle mirasçılıktan
çıkarma
Mirasbırakan, hakkında borç ödemeden aciz
belgesi bulunan altsoyunu, saklı payının yarısı için
mirasçılıktan çıkarabilir. Ancak, bu yarıyı mirasçılıktan çıkarılanın
doğmuş ve doğacak çocuklarına özgülemesi şarttır.
Miras açıldığı zaman borç ödemeden aciz
belgesinin hükmü kalmamışsa veya belgenin kapsadığı borç tutarı mirasçılıktan
çıkarılanın miras payının yarısını aşmıyorsa, mirasçılıktan çıkarılanın
istemi üzerine çıkarma iptal olunur.
|
ÖLÜME
BAĞLI TASARRUFLARIN ÇEŞİTLERİ
Mirasbırakan,
tasarruf özgürlüğünün sınırları içinde, malvarlığının tamamında veya bir
kısmında vasiyetname ya da miras sözleşmesiyle tasarrufta bulunabilir.
Mirasbırakanın
üzerinde tasarruf etmediği kısım yasal mirasçılarına kalır.
Mirasbırakan,
ölüme bağlı tasarruflarını koşullara veya yüklemelere bağlayabilir.
Tasarruf hüküm ve sonuçlarını doğurduğu andan itibaren, her ilgili koşul veya yüklemenin yerine
getirilmesini isteyebilir.
Hukuka
veya ahlâka aykırı koşullar ve yüklemeler, ilişkin bulundukları tasarrufu geçersiz kılar.
Anlamsız
veya yalnız başkalarını rahatsız edici nitelikte olan koşullar ve yüklemeler yok sayılır.
Mirasbırakan,
mirasının tamamı veya belli bir oranı için bir veya birden çok kişiyi mirasçı
atayabilir.
Bir
kişinin, mirasın tamamını veya belli bir oranını almasını içeren her tasarruf,
mirasçı atanması sayılır
Mirasbırakan,
bir kimseye onu mirasçı atamaksızın belirli bir mal bırakma yoluyla
kazandırmada bulunabilir.
Belirli
mal bırakma, ölüme bağlı tasarrufla bir kimseye
-
terekedeki
bir malın mülkiyetinin veya
-
terekenin
tamamı ya da bir kısmı üzerinde intifa hakkının kazandırılmasına yönelik olabileceği
gibi;
-
bir
kimse lehine tereke değeri üzerinden bir edimin yerine getirilmesinin, bir
iradın bağlanmasının veya bir kimsenin bir borçtan kurtarılmasının, mirasçılar
veya belirli mal bırakılanlara yükletilmesi suretiyle de olabilir.
Bırakılan
belirli mal terekede bulunmadığı takdirde, tasarruftan aksi anlaşılmadıkça,
ölüme bağlı tasarrufu yerine getirmekle yükümlü olanlar borçtan kurtulurlar.
Bırakılan
belirli mal, mirasın açılması anındaki durumuyla teslim
olunur; yarar ve hasar, mirasın açılması anında kendisine
belirli mal bırakılana geçer.
Tasarrufu
yerine getirme ile yükümlü olan kimse, mirasın açılmasından sonra bırakılan
belirli mala yaptığı harcamalar ve mala verdiği zararlardan dolayı, vekâletsiz iş görenin haklarına sahip ve borçlarıyla
yükümlü olur.
Tereke
mevcudunu veya tasarrufu yerine getirme yükümlüsüne yapılan kazandırmayı ya da
saklı payı zedeleyen tasarrufların orantılı olarak tenkisi istenebilir.
Tasarrufu
yerine getirme yükümlüsü, mirasçılığı veya kendisine bırakılan kazandırmayı reddetmiş
ya da mirasbırakandan önce ölmüş veya mirastan yoksun kalmış olsa bile tasarruf
yürürlükte kalır; yerine getirme borcu, bu durumlardan yararlananlara geçer.
Yasal
veya atanmış mirasçı, mirası reddetmiş olsa bile lehine yapılmış bir tasarrufun
yerine getirilmesini isteyebilir.
Yedek
mirasçı atama
Mirasbırakan,
atadığı mirasçının kendisinden önce ölmesi veya mirası reddetmesi hâlinde onun
yerine geçmek üzere bir veya birden çok kişiyi yedek mirasçı olarak atayabilir.
Bu kural
belirli mal bırakmada da uygulanır.
Artmirasçı
atama
Mirasbırakan,
ölüme bağlı tasarrufuyla önmirasçı atadığı kişiyi mirası artmirasçıya
devretmekle yükümlü kılabilir.
Aynı
yükümlülük artmirasçıya yüklenemez.
Bu
kurallar belirli mal bırakmada da uygulanır.
Artmirasçıya
geçiş
Tasarrufta
geçiş anı belirtilmemişse miras, önmirasçının ölümüyle
artmirasçıya geçer.
Tasarrufta
geçiş anı gösterilmiş olup önmirasçının ölümünde bu an henüz gelmemişse miras,
güvence göstermeleri koşuluyla önmirasçının
mirasçılarına teslim edilir.
Mirasın
artmirasçıya geçmesine herhangi bir sebeple olanak kalmadığı anda miras, önmirasçıya; önmirasçı ölmüşse onun mirasçılarına kesin
olarak kalır.
Güvence
Önmirasçıya
geçen mirasın sulh mahkemesince defteri tutulur.
Mirasbırakan
açıkça bağışık tutmadıkça, mirasın önmirasçıya teslimi
onun güvence göstermesine bağlıdır.
Taşınmazlarda
bu güvence, yeterli görüldüğü takdirde mirası geçirme
yükümlülüğünün tapu kütüğüne şerh verilmesiyle de sağlanabilir.
Önmirasçı
güvence göstermez veya artmirasçının beklenen haklarını tehlikeye düşürürse, mirasın resmen yönetimine karar verilir.
Hükümleri
Önmirasçı,
mirası atanmış mirasçılar gibi kazanır.
Önmirasçı,
mirasa artmirasçıya geçirme yükümlülüğü ile sahip olur.
Artmirasçı,
mirası belirlenmiş olan geçiş anında sağ ise kazanır.
Artmirasçı
geçiş anından önce ölmüşse, tasarrufta aksi öngörülmüş olmadıkça, miras
önmirasçıya kalır.
Önmirasçı
mirasbırakanın ölümünde sağ değilse veya mirastan yoksun kalmışsa ya da mirası
reddederse, miras artmirasçıya geçer.
Vakıf
Mirasbırakan,
terekesinin tasarruf edilebilir kısmının tamamını veya bir bölümünü özgülemek
suretiyle vakıf kurabilir.
Vakıf,
ancak kanun hükümlerine uyulmak koşuluyla tüzel kişilik kazanır.
Miras
sözleşmeleri
I.
Olumlu miras sözleşmesi
Mirasbırakan,
miras sözleşmesiyle mirasını veya belirli malını sözleşme yaptığı kimseye ya da
üçüncü bir kişiye bırakma yükümlülüğü altına girebilir.
Mirasbırakan,
malvarlığında eskisi gibi serbestçe tasarruf edebilir; ancak, miras sözleşmesindeki yükümlülüğü ile bağdaşmayan ölüme bağlı
tasarruflarına veya bağışlamalarına itiraz edilebilir.
II.
Mirastan feragat sözleşmesi
Mirasbırakan,
bir mirasçısı ile karşılıksız veya bir karşılık sağlanarak mirastan feragat
sözleşmesi yapabilir.
Feragat
eden, mirasçılık sıfatını kaybeder.
Bir
karşılık sağlanarak mirastan feragat, sözleşmede aksi öngörülmedikçe feragat
edenin altsoyu için de sonuç doğurur.
Mirastan
feragat sözleşmesi belli bir kişi lehine yapılmış olup bu kişinin herhangi bir
sebeple mirasçı olamaması hâlinde, feragat hükümden düşer.
Mirastan
feragat sözleşmesi belli bir kişi lehine yapılmamışsa, en
yakın ortak kökün altsoyu lehine yapılmış sayılır ve bunların herhangi
bir sebeple mirasçı olamaması hâlinde, feragat yine hükümden düşer.
Mirasın
açılması anında tereke, borçları karşılayamıyorsa ve borçlar mirasçılar
tarafından da ödenmiyorsa, feragat eden ve mirasçıları,
alacaklılara karşı feragat için ölümünden önceki beş
yıl içinde mirasbırakandan almış oldukları karşılıktan, mirasın açılması
anındaki zenginleşmeleri tutarında sorumludurlar.
ÖLÜME
BAĞLI TASARRUFLARIN ŞEKİLLERİ
Vasiyet
Resmî
vasiyetname
Resmî
vasiyetname, iki tanığın katılmasıyla resmî memur tarafından düzenlenir.
Resmî
memur, sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir
görevli olabilir.
Mirasbırakan,
arzularını resmî memura bildirir. Bunun üzerine memur, vasiyetnameyi yazar veya
yazdırır ve okuması için mirasbırakana verir.
Vasiyetname,
mirasbırakan tarafından okunup imzalanır.
Memur,
vasiyetnameyi tarih koyarak imzalar.
Vasiyetnameye
tarih ve imza konulduktan hemen sonra mirasbırakan, vasiyetnameyi okuduğunu,
bunun son arzularını içerdiğini memurun huzurunda iki tanığa beyan eder.
Tanıklar,
bu beyanın kendi önlerinde yapıldığını ve mirasbırakanı tasarrufa ehil
gördüklerini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar.
Vasiyetname
içeriğinin tanıklara bildirilmesi zorunlu değildir.
Mirasbırakan
tarafından okunmaksızın ve imzalanmaksızın düzenleme
Mirasbırakan
vasiyetnameyi bizzat okuyamaz veya imzalayamazsa, memur vasiyetnameyi iki
tanığın önünde ona okur ve bunun üzerine mirasbırakan vasiyetnamenin son
arzularını içerdiğini beyan eder.
Bu
durumda tanıklar, hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve
onu tasarrufa ehil gördüklerini; hem vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından
mirasbırakana okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan
ettiğini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar.
Düzenlemeye
katılma yasağı
-
Fiil
ehliyeti bulunmayanlar
-
bir ceza
mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklılar
-
okur
yazar olmayanlar
-
mirasbırakanın
eşi, üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşleri
resmî
vasiyetnamenin düzenlenmesine memur veya tanık olarak katılamazlar.
Resmî
vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan
-
memura
ve tanıklara,
-
bunların
üstsoy ve altsoy kan hısımlarına, kardeşlerine ve bu kişilerin eşlerine
o
vasiyetname ile kazandırmada bulunulamaz.
Vasiyetnamenin saklanması
Resmî
vasiyetnameyi düzenleyen memur, vasiyetnamenin aslını saklamakla yükümlüdür.
El
yazılı vasiyetname
El
yazılı vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilerek başından sonuna
kadar mirasbırakanın el yazısıyla yazılmış ve imzalanmış olması zorunludur.
El
yazılı vasiyetname, saklanmak üzere açık veya kapalı olarak notere, sulh
hâkimine veya yetkili memura bırakılabilir.
Sözlü
vasiyet
Mirasbırakan;
-
yakın
ölüm tehlikesi
-
ulaşımın
kesilmesi
-
hastalık
-
savaş
gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmî veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa,
sözlü vasiyet yoluna başvurabilir.
Bunun
için mirasbırakan, son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına
uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler.
Resmî
vasiyetname düzenlenmesinde okur yazar olma koşulu
dışında, tanıklara ilişkin yasaklar, sözlü vasiyetteki tanıklar için de
geçerlidir.
Mirasbırakan
tarafından görevlendirilen tanıklardan biri, kendilerine beyan edilen son
arzuları, yer, yıl, ay ve günü de belirterek hemen yazar, bu belgeyi imzalar ve
diğer tanığa imzalatır.
Yazılan
belgeyi ikisi birlikte vakit geçirmeksizin bir sulh veya asliye mahkemesine
verirler ve mirasbırakanı vasiyetname yapmaya ehil gördüklerini, onun son
arzularını olağanüstü durum içinde kendilerine anlattığını hâkime beyan
ederler.
Tanıklar,
daha önce bir belge düzenlemek yerine, vakit geçirmeksizin mahkemeye başvurup
yukarıdaki hususları beyan ederek mirasbırakanın son arzularını bir tutanağa
geçirtebilirler.
Sözlü
vasiyet yoluna başvuran kimse askerlik hizmetinde bulunuyorsa, teğmen veya daha
yüksek rütbeli bir subay; Ülke sınırları dışında seyreden bir ulaşım aracında
bulunuyorsa, o aracın sorumlu yöneticisi; sağlık kurumlarında tedavi
edilmekteyse, sağlık kurumunun en yetkili yöneticisi hâkim yerine geçer.
Mirasbırakan
için sonradan diğer şekillerde vasiyetname yapma olanağı doğarsa, bu tarihin üzerinden bir ay geçince sözlü vasiyet hükümden
düşer.
Vasiyetten
dönme
Yeni vasiyetname ile
Mirasbırakan,
vasiyetname için kanunda öngörülen şekillerden birine
uymak suretiyle yeni bir vasiyetname yaparak önceki vasiyetnameden her
zaman dönebilir.
Vasiyetnamenin
tamamından veya bir kısmından dönülebilir.
Yok etme ile
Mirasbırakan,
yok etmek suretiyle de vasiyetnameden dönebilir.
Kaza
sonucunda veya üçüncü kişinin kusuruyla yok olan ve içeriğinin aynen ve tamamen
belirlenmesine olanak bulunmayan vasiyetname hükümsüz kalır.
Sonraki tasarruflar
Mirasbırakan,
önceki vasiyetnamesini ortadan kaldırmaksızın yeni bir vasiyetname yaparsa,
kuşkuya yer bırakmayacak surette önceki vasiyetnameyi tamamlamadıkça, sonraki vasiyetname onun yerini alır.
Belirli
mal bırakma vasiyeti de, vasiyetnamede aksi belirtilmedikçe, mirasbırakanın
sonradan o mal üzerinde bu vasiyetle bağdaşmayan başka bir tasarrufta
bulunmasıyla ortadan kalkar.
Miras
sözleşmesi
I. Şekli
Miras
sözleşmesinin geçerli olması için resmî vasiyetname
şeklinde düzenlenmesi gerekir.
Sözleşmenin
tarafları, arzularını resmî memura aynı zamanda bildirirler ve düzenlenen
sözleşmeyi memurun ve iki tanığın önünde imzalarlar.
II.
Ortadan kaldırılması
1.
Sağlararasında
a.
Sözleşme veya vasiyetname ile
Miras
sözleşmesi, tarafların yazılı anlaşmasıyla her zaman
ortadan kaldırılabilir.
Miras
sözleşmesiyle mirasçı atanan veya kendisine belirli mal bırakılan kişinin,
mirasbırakana karşı miras sözleşmesinin yapılmasından sonra mirasçılıktan çıkarma sebebi oluşturan davranışta bulunduğu ortaya
çıkarsa; mirasbırakan, miras sözleşmesini tek taraflı
olarak ortadan kaldırabilir.
Tek taraflı ortadan kaldırma, vasiyetnameler için kanunda öngörülen
şekillerden biriyle yapılır.
b.
Sözleşmeden dönme yolu ile
Miras
sözleşmesi gereğince sağlararası edimleri isteme hakkı bulunan taraf, bu edimlerin sözleşmeye uygun olarak yerine getirilmemesi veya
güvenceye bağlanmaması hâlinde borçlar hukuku kuralları uyarınca sözleşmeden
dönebilir.
2.
Mirasbırakandan önce ölme
Mirasçı
atanan veya kendisine belirli mal bırakılan kişi mirasbırakanın ölümünde sağ
değilse, miras sözleşmesi kendiliğinden ortadan
kalkar.
Mirasbırakandan
önce ölen kişinin mirasçıları, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, ölüme bağlı
tasarrufta bulunandan, miras sözleşmesi uyarınca elde ettiği ölüm tarihindeki
zenginleşmeyi geri isteyebilirler.
Tasarruf
edilebilir kısmın daralması
Miras
sözleşmesi veya vasiyetnameyle yapılan ölüme bağlı kazandırmalar, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmın sonradan daralması
yüzünden hükümsüz olmaz; sadece tenkis edilebilir.
VASİYETİ
YERİNE GETİRME GÖREVLİSİ
A.
Atanması
Mirasbırakan,
vasiyetnameyle bir veya birden çok vasiyeti
yerine getirme görevlisi atayabilir.
Vasiyeti
yerine getirme görevlisinin, göreve başladığı sırada
fiil ehliyetine sahip olması gerekir.
Vasiyeti
yerine getirme görevlisine sulh hâkimi tarafından bu görevi bildirilir;
bildirim tarihinden başlayarak onbeş gün içinde kabul
edilmediği sulh hâkimine bildirilmezse, görev kabul edilmiş sayılır.
Vasiyeti
yerine getirme görevlisi hizmetinin karşılığında uygun bir ücret isteyebilir.
Birden
çok vasiyeti yerine getirme görevlisinin atanmış olması hâlinde, tasarruftan
veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça bunlar görevi
birlikte yürütürler.
Bunlardan
biri görevi kabul etmez veya edemez ya da herhangi bir sebeple görevi sona
ererse, mirasbırakanın tasarrufundan aksi anlaşılmadıkça diğerleri göreve devam eder.
Birden
çok vasiyeti yerine getirme görevlisi birlikte hareket etmek üzere atanmış olsa
bile acele hâllerde her biri gerekli işlemleri yapabilir.
B. Görev
ve yetkileri
Mirasbırakan,
tasarrufunda aksini öngörmüş veya sınırlı bir görev vermiş olmadıkça vasiyeti
yerine getirme görevlisi, mirasbırakanın son
arzularının yerine getirilmesi için gerekli bütün işlemleri yapmakla
görevli ve yetkilidir.
Vasiyeti
yerine getirme görevlisi, özellikle;
1.
Göreve başladıktan sonra gecikmeksizin terekedeki malların, hakların ve borçların listesini düzenler. Liste
düzenlenirken olanak varsa mirasçılar hazır bulundurulur.
2.
Terekeyi yönetir ve yönetimin gerektirdiği
ölçüde tereke mallarının zilyetliğinin kendisine devrini ister.
3.
Tereke alacaklarını tahsil eder, borçlarını öder.
4.
Vasiyetleri yerine getirir.
5.
Terekenin paylaşılması için plân hazırlar.
6.
Tereke ile ilgili dava ve takiplerde miras ortaklığını
temsil eder. Mirasçılar tarafından açılmış davalardan görevi ile ilgili
olanlara müdahil olarak katılabilir.
7.
Açtığı veya aleyhine açılan davalar ile yapılan takipleri mirasçılara bildirir.
Mirasbırakan
taahhüt etmiş olmadıkça,
-
terekeye
dahil malların, vasiyeti yerine getirme görevlisi tarafından devri veya
-
bunlar
üzerinde sınırlı aynî haklar kurulması,
sulh hâkiminin yetki vermesine bağlıdır. Hâkim, olanak bulunduğu takdirde
mirasçıları dinledikten sonra karar verir.
Olağan
giderleri karşılayacak ölçüdeki tasarruflar için yetki almaya gerek yoktur.
C.
Görevin sona ermesi
Vasiyeti
yerine getirme görevlisinin görevi,
-
ölümü
veya
-
atanmasını
geçersiz kılan bir sebebin varlığı
hâlinde
kendiliğinden sona erer.
Vasiyeti
yerine getirme görevlisi sulh hâkimine yapacağı bir beyanla görevinden
ayrılabilir. Görev uygunsuz bir zamanda bırakılamaz.
D.
Denetlenmesi
Vasiyeti
yerine getirme görevlisi, görevinin yerine getirilmesinde sulh hâkiminin denetimine tâbidir.
Hâkim,
şikâyet üzerine veya re'sen gereken önlemleri alır.
Vasiyeti
yerine getirme görevlisinin yetersiz olduğu, görevini kötüye kullandığı veya
ağır ihmali tespit edilirse, sulh hâkimi tarafından
görevine son verilir. Bu karara karşı tebliğinden başlayarak onbeş gün içinde asliye mahkemesine itiraz edilebilir.
İtiraz üzerine verilen karar kesindir.
E.
Sorumluluğu
Vasiyeti
yerine getirme görevlisi, görevini yerine getirirken özen göstermekle
yükümlüdür; ilgililere karşı bir vekil gibi sorumludur.
ÖLÜME
BAĞLI TASARRUFLARIN İPTALİ VE TENKİSİ
A. İptal
davası
I.
Sebepleri
Aşağıdaki
sebeplerle ölüme bağlı bir tasarrufun iptali için dava açılabilir:
1.
Tasarruf mirasbırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı
bir sırada yapılmışsa,
2.
Tasarruf yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda
yapılmışsa,
3.
Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler
hukuka veya ahlâka aykırı ise,
4.
Tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa.
II. Dava
hakkı
İptal
davası, tasarrufun iptal edilmesinde menfaati bulunan
-
mirasçı
veya
-
vasiyet
alacaklısı
tarafından
açılabilir.
Dava,
ölüme bağlı tasarrufun tamamının veya bir kısmının iptaline ilişkin olabilir.
İptal
davası, ölüme bağlı tasarrufla kendilerine, eşlerine veya hısımlarına
kazandırma yapılanların tasarrufun düzenlenmesine katılmalarının yol açtığı sakatlığa
dayandığı takdirde tasarrufun tamamı değil, yalnız bu kazandırmalar iptal
edilir.
III. Hak
düşürücü süreler
İptal
davası açma hakkı, davacının
- tasarrufu,
iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve
- her
hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer
tasarruflarda mirasın geçmesi tarihinin üzerinden,
iyiniyetli davalılara karşı on yıl, iyiniyetli
olmayan davalılara karşı yirmi yıl geçmekle
düşer.
Hükümsüzlük,
def'i yoluyla her zaman ileri sürülebilir.
B.
Tenkis davası
I.
Koşulları
Saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı
aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler.
Yasal mirasçıların paylarına ilişkin olarak tasarrufta yer alan
kurallar, mirasbırakanın
arzusunun başka türlü olduğu tasarruftan anlaşılmadıkça, sadece paylaştırma kuralları sayılır.
2. Saklı
paylı mirasçılar lehine kazandırmalar
Saklı
pay sahibi mirasçılara ölüme bağlı tasarrufla yapılan ve tasarruf edilebilir
kısmı aşan kazandırmaların onların saklı paylarını aşan
kısmı orantılı olarak tenkise tâbi olur. Tenkise tâbi birden fazla ölüme
bağlı tasarrufun bulunması hâlinde, saklı pay sahibi mirasçıya yapılan
kazandırmanın saklı payı aşan kısmı ile saklı pay sahibi olmayan kimselere yapılan
kazandırmalar orantılı olarak tenkis edilir.
3.
Mirasçının alacaklılarının hakları
Mirasbırakan,
tasarruf edebileceği kısmı aştığında, saklı payı zedelenen mirasçı,
-
iflâsı
hâlinde iflâs dairesinin veya
-
mirasın
geçtiği tarihte kendisine karşı ellerinde ödemeden aciz belgesi bulunan
alacaklıların
ihtarına
rağmen tenkis davası açmazsa,
-
iflâs idaresi veya
-
bu alacaklılar,
alacaklarının elde edilmesi için gerekli olan oranda ve mirasçıya
tanınan süre içinde tenkis davası açabilirler.
Mirasçılıktan çıkarılanın çıkarma tasarrufuna itiraz etmemesi durumunda da iflâs
idaresi veya alacaklılar, aynı koşullarla tenkis
davası açabilirler.
II.
Hükümleri
Tenkis, mirasbırakanın
arzusunun başka türlü olduğu tasarruftan anlaşılmadıkça, mirasçı atanması
yoluyla veya diğer bir ölüme bağlı tasarrufla elde edilen kazandırmaların
tamamında, orantılı olarak yapılır.
Ölüme
bağlı tasarrufla kazandırma elde eden kimse, bazı vasiyetleri yerine getirmekle
yükümlü kılınmışsa, kazandırmanın tenkise tâbi tutulması hâlinde, bu kimse
mirasbırakanın arzusunun başka türlü olduğu tasarruftan anlaşılmadıkça vasiyet
borçlarının da aynı oranda tenkis edilmesini isteyebilir.
Değerinde azalma meydana gelmeksizin bölünmesine olanak bulunmayan
belirli bir mal vasiyeti
tenkise tâbi olursa, vasiyet alacaklısı,
- dilerse
tenkisi gereken kısmın değerini ödeyerek malın verilmesini,
- dilerse
tasarruf edilebilir kısmın değerini karşılayan parayı isteyebilir.
Tasarruf
konusu malın vasiyet alacaklısında kalması durumunda, malın tenkis sebebiyle
vasiyet borçlusuna verilmesi gereken, aksi hâlde tasarruf oranı içinde kalan
kısmının karar günündeki değerinin para olarak ödetilmesine karar verilir.
Bu
kurallar, sağlararası kazandırmaların tenkisinde de uygulanır.
Sağlararası
kazandırmalar
a.
Tenkise tâbi kazandırmalar
Aşağıdaki
karşılıksız kazandırmalar, ölüme bağlı tasarruflar gibi
tenkise tâbidir:
1.
Mirasbırakanın,
- mirasçılık sıfatını kaybeden yasal mirasçıya miras payına mahsuben
yapmış olduğu sağlararası kazandırmalar
- geri
verilmemek kaydıyla altsoyuna malvarlığı devri veya borçtan kurtarma yoluyla
yaptığı kazandırmalar
- alışılmışın
dışında verilen çeyiz ve kuruluş sermayesi
2. Miras
haklarının ölümden önce tasfiyesi maksadıyla yapılan kazandırmalar
3.
Mirasbırakanın serbestçe dönme hakkını saklı tutarak
yaptığı bağışlamalar ve ölümünden önceki bir yıl
içinde âdet üzere verilen hediyeler dışında yapmış olduğu bağışlamalar,
4.
Mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan
kazandırmalar.
b. Geri
verme borcu
Kendisine
tenkise tâbi bir kazandırma yapılmış olan kimse
-
iyiniyetli
ise, sadece mirasın geçmesi anında kazandırmadan elinde kalanı geri vermekle
yükümlüdür;
-
iyiniyetli
değilse, iyiniyetli olmayan zilyedin geri verme borcuna ilişkin hükümlere göre
sorumlu olur.
Miras
sözleşmesiyle elde ettiği kazandırma tenkise tâbi tutulan kimse, bu kazandırma
için mirasbırakana verdiği karşılığın tenkis oranında geri verilmesini
isteyebilir.
4. Hayat
sigortalarında
Mirasbırakanın
kendi ölümünde ödenmek üzere üçüncü kişi lehine hayat sigortası yaptığı veya
böyle bir kişiyi lehdar olarak sonra belirlediği ya da sigortacıya karşı olan
istem hakkını sağlararası veya ölüme bağlı tasarrufla karşılıksız olarak üçüncü
kişiye devrettiği hâllerde, sigorta alacağının mirasbırakanın ölümü zamanındaki
satınalma değeri tenkise tâbi olur.
5.
İntifa hakkı veya irat bakımından
Mirasbırakan,
tahmin edilen devam sürelerine göre sermayeye çevrilmeleri hâlinde tasarruf
edilebilir kısmı aşan intifa hakkı veya irat borcu ile terekesini yükümlü
kılarsa, mirasçıları, intifa hakkının veya irat borcunun tenkisini ya da
tasarruf edilebilir kısmı vererek bu yükümlülüğün kaldırılmasını
isteyebilirler.
6.
Artmirasçı bakımından
Mirası
artmirasçıya geçirme yükümlülüğü ile saklı payı zedelenen mirasçı, aşan kısmın
tenkisini isteyebilir.
III.
Tenkiste sıra
Tenkis,
saklı pay tamamlanıncaya kadar,
-
önce
ölüme bağlı tasarruflardan; bu yetmezse,
-
en yeni
tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası
kazandırmalardan yapılır.
Kamu
tüzel kişileri ile kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapılan ölüme bağlı
tasarruflar ve sağlararası kazandırmalar en son sırada tenkis edilir.
IV. Hak
düşürücü süreler
Tenkis
davası açma hakkı, mirasçıların - saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri
tarihten başlayarak bir yıl ve
her
hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması
tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer.
Bir
tasarrufun iptali bir öncekinin yürürlüğe girmesini sağlarsa, süreler iptal
kararının kesinleşmesi tarihinde işlemeye başlar.
Tenkis
iddiası, def'i yoluyla her zaman ileri sürülebilir.
MİRAS
SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN DAVALAR
A.
Mirasbırakanın sağlığında mallarını vermesi durumunda
Mirasbırakan,
sağlığında bütün malvarlığını miras sözleşmesiyle atadığı
mirasçıya devretmişse, bu mirasçı resmî defter
düzenlenmesini isteyebilir.
Mirasbırakan,
malvarlığının tamamını devretmemişse veya tamamını
devrettikten sonra yeni mallar edinmişse; miras
sözleşmesi, aksine bir kural içermedikçe, yalnız sağlıkta devredilmiş olan
malları kapsar.
Mirasbırakanın
sağlığında malvarlığını devretmesi hâlinde, miras sözleşmesinde başka türlü bir
kural yoksa, miras sözleşmesinden doğan hak ve borçlar atanmış mirasçının
mirasçılarına geçer.
B.
Mirastan feragat durumunda
I.
Tenkis
Mirasbırakan,
mirastan feragat eden mirasçıya, sağlığında terekenin tasarruf edilebilir
kısmını aşan edimlerde bulunmuşsa; diğer mirasçılar bunun tenkisini
isteyebilirler. Bu durumda, mirastan feragat edenin
sadece saklı payını aşan miktar tenkise tâbi olur.
Edimlerin
değerlerinin mahsubu, mirasta denkleştirme kurallarına göre yapılır.
II. Geri
verme
Mirastan
feragat eden, tenkis sebebiyle terekeye bir malı veya diğer bir değeri geri
vermekle yükümlü olursa;
-
dilerse
tenkise tâbi değeri geri verir,
-
dilerse almış olduklarının tamamını terekeye geri vererek mirastan
feragat etmemiş gibi paylaşmaya katılır.
MİRASIN
AÇILMASI
A.
Açılma ve değerlendirme anı
Miras
> mirasbırakanın ölümüyle açılır. Mirasbırakanın sağlığında yapmış olduğu
mirasla ilgili kazandırmalar ve paylaştırmalar > terekenin ölüm anındaki
durumuna göre değerlendirilir.
B.
Açılma yeri ve yetkili mahkeme
Miras,
malvarlığının tamamı için > mirasbırakanın yerleşim
yerinde açılır.
-
Mirasbırakanın
tasarruflarının iptali veya tenkisi
-
mirasın
paylaştırılması
-
miras
sebebiyle istihkak davaları
bu
yerleşim yeri mahkemesinde görülür.
C.
Açılmanın hükümleri
I.
Mirasa ehliyet
1. Hak
ehliyeti
Bu
Kanuna göre mirasa ehil olmayanlar dışındaki herkes mirasçı olabileceği gibi,
vasiyet alacaklısı da olabilir.
Tüzel
kişiliği bulunmayan bir topluluğa belli bir amaç için yapılan kazandırmaları, o
topluluk içindeki kişiler, mirasbırakan tarafından belirlenen bu amacı
gerçekleştirme kaydıyla birlikte edinmiş olurlar; amacın bu yolla
gerçekleştirilmesine olanak yoksa, yapılan kazandırma vakıf
kurma sayılır.
2.
Mirastan yoksunluk
a.
Sebepleri
Aşağıdaki
kimseler, mirasçı olamayacakları gibi; ölüme bağlı
tasarrufla herhangi bir hak da edinemezler:
1.
Mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak öldüren
veya öldürmeye teşebbüs edenler,
2.
Mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak sürekli
şekilde ölüme bağlı tasarruf yapamayacak duruma getirenler,
3.
Mirasbırakanın ölüme bağlı bir tasarruf yapmasını veya
böyle bir tasarruftan dönmesini aldatma, zorlama veya korkutma yoluyla
sağlayanlar ve engelleyenler,
4.
Mirasbırakanın artık yeniden yapamayacağı bir durumda
ve zamanda ölüme bağlı bir tasarrufu kasten ve hukuka aykırı olarak ortadan
kaldıranlar veya bozanlar.
Mirastan
yoksunluk, mirasbırakanın affıyla ortadan kalkar.
b.
Altsoya etkisi
Mirastan
yoksunluk, yalnız yoksun olanı etkiler.
Mirastan
yoksun olanın altsoyu, mirasbırakandan önce ölen kimsenin altsoyu gibi mirasçı
olur.
II. Sağ
olmak
1.
Mirasçı olarak
Mirasçı
olabilmek için mirasbırakanın ölümü anında mirasa ehil olarak sağ olmak
şarttır.
Mirasın
açıldığı anda sağ olan mirasçı sonradan ölürse, onun miras hakkı kendi mirasçılarına kalır.
2.
Vasiyet alacaklısı olarak
Vasiyet
alacaklısı olabilmek için mirasbırakanın ölümü anında mirasa ehil olarak sağ
olmak şarttır.
Vasiyet
alacaklısı mirasbırakandan önce ölmüş ise, tasarruftan aksi anlaşılmadıkça, vasiyeti yerine getirme yükümlülüğü, vasiyet yükümlüsünün
yararına ortadan kalkar.
3. Cenin
Cenin,
sağ doğmak koşuluyla mirasçı olur.
Ölü
doğan çocuk mirasçı olamaz.
4.
İleride doğacak çocuk
Mirasın
açıldığı anda henüz var olmayan bir kimseye artmirasçı veya art vasiyet
alacaklısı olarak, tereke veya tereke malı bırakılabilir.
Mirasbırakan
tarafından önmirasçı atanmamışsa, yasal mirasçı, önmirasçı sayılır.
D.
Gaiplik
I.
Gaibin mirası
1.
Güvence karşılığı teslim
Hakkında
gaiplik kararı verilmiş bir kimsenin mirasçıları veya mirasında hak sahibi olan
kişiler, tereke malları kendilerine teslim edilmeden önce bu malları ileride
ortaya çıkabilecek üstün hak sahiplerine veya gaibin kendisine geri
vereceklerine ilişkin güvence göstermek zorundadırlar.
Bu
güvence,
-
ölüm
tehlikesi içinde kaybolma durumunda beş yıl,
-
uzun
zamandan beri haber alınamama durumunda onbeş yıl ve
her hâlde en çok gaibin yüz yaşına varmasına kadar
geçecek süre için gösterilir.
Beş yıl,
tereke mallarının tesliminden; onbeş yıl, son haber tarihinden başlayarak hesaplanır.
2. Geri
verme
Gaip
ortaya çıkarsa veya üstün hak sahibi olduklarını ileri sürenler bu sıfatlarını
ispat ederlerse, tereke mallarını teslim almış olanlar, aldıkları malları
zilyetlik kuralları uyarınca geri vermekle yükümlüdürler.
İyiniyetli
olanların üstün hak sahiplerine geri verme yükümlülükleri, miras sebebiyle
istihkak davasına ilişkin zamanaşımı süresine tâbidir.
II.
Gaibe düşen miras
Ortada
bulunmayan ve mirasın açıldığı anda sağ olup olmadığı ispat edilemeyen
mirasçının miras payı resmen yönetilir.
Mirasın
açıldığı anda ortada bulunmayanın sağ olmaması hâlinde onun
miras payı kendilerine kalacak olanlar, gaipliğe ilişkin sürelere ve
usule uyarak o kimsenin gaipliğine karar verilmesini ve miras payının
kendilerine teslimini isteyebilirler.
Miras
payının teslimi, gaipliğine karar verilen kimsenin mirasının mirasçılara teslimine
ilişkin kurallara tâbidir.
III.
Gaibin hem mirasbırakan, hem mirasçı olması
Gaibin mirasçıları tereke mallarını teslim aldıktan sonra gaibe bir
miras düşerse, ona
düşen miras payı gaiplik sebebiyle kendilerine kalacak olanlar, ayrıca bir gaiplik kararı almak zorunda kalmaksızın bu
miras payının teslimini isteyebilirler.
Gaibe
düşen miras payını teslim alanların elde ettikleri gaiplik kararına aynı
şekilde gaibin mirasçıları da dayanabilirler.
IV.
Hazinenin istemi
Sağ olup
olmadığı bilinmeyen bir kimsenin malvarlığı veya ona düşen miras payı
-
on yıl
resmen yönetilirse ya da
-
malvarlığı
böyle yönetilenin yüz yaşını dolduracağı süre geçerse,
Hazinenin
istemi üzerine o kimsenin gaipliğine karar verilir.
Gaiplik
kararı verilebilmesi için gerekli ilân süresinde hiçbir hak sahibi ortaya
çıkmazsa, aksine hüküm bulunmadıkça, gaibin mirası Devlete geçer.
Devlet,
gaibe veya üstün hak sahiplerine karşı, aynen gaibin mirasını teslim alanlar
gibi geri vermekle yükümlüdür.
MİRASIN
GEÇMESİNİN SONUÇLAR
KORUMA
ÖNLEMLERİ
A. Genel
olarak
Mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hâkimi,
-
istem
üzerine veya
-
re'sen
tereke
mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan
bütün önlemleri alır.
Bu
önlemler, özellikle kanunda belirtilen hâllerde terekede bulunan
- mal ve
hakların yazımına
-
terekenin mühürlenmesine
- terekenin
resmen yönetilmesine ve
- vasiyetnamelerin
açılmasına ilişkindir.
Önlemlerle
ilgili giderler, ileride terekeden alınmak üzere, başvuran kişi tarafından; önleme
hâkimin re'sen karar verdiği hâllerde Devlet tarafından karşılanır.
Mirasbırakan, yerleşim yerinden başka bir yerde ölmüş ise, o yerin sulh hâkimi bu ölümü yerleşim yeri sulh hâkimine gecikmeksizin bildirir ve
mirasbırakanın ölüm yerinde bulunan mallarının korunması için gerekli önlemleri
alarak bununla ilgili dosyayı ve varsa vasiyetnameyi yerleşim yeri sulh
hâkimine gönderir.
B.
Defter tutma
Aşağıdaki
sebeplerden birinin gerçekleşmesi hâlinde sulh hâkimi terekenin defterinin
tutulmasına karar verir:
1.
Mirasçılar arasında vesayet altına alınmış olan veya
alınması gereken kimse varsa,
2.
Mirasçılardan biri uzun süreden beri bulunamıyorsa ve
temsilcisi de yoksa,
3.
Mirasçılardan veya ilgililerden biri, ölüm tarihinden
başlayarak bir ay içinde istemde bulunursa,
Defter
tutma işlemi gecikmeksizin tamamlanır.
C.
Mühürleme
Yazımı
yapılan tereke mallarından gerekenler mühürlenir. Mühürlenmeyen mallar için
uygun koruma önlemi alınır.
Mühür
altına alma yazımdan önce de yapılabilir.
Tereke
mühürlenirken mirasbırakanla birlikte oturanların ihtiyaçları için gerekli eşya
bir tutanakla tespit edilip güvenilir kişi olarak kendilerine bırakılır;
taşınmazların onların oturmaları için zorunlu olan bölümleri, mühürlemenin
dışında tutulur.
Alacaklıların
istemi üzerine yapılan mühürleme, güvence altına alınan miktarla sınırlıdır.
Alacaklıya
güvence gösterildiği takdirde mühürleme yapılmaz, yapılmışsa kaldırılır.
D.
Terekenin resmen yönetilmesi
I. Genel
olarak
Aşağıdaki
hâllerde sulh hâkimi re'sen mirasın resmen yönetilmesine
karar verir:
1.
Mirasçılardan birinin uzun süreden beri bulunamaması ve
temsilci de bırakmaması hâlinde menfaati gerektiriyorsa,
2.
Mirasta hak sahibi olduğunu ileri sürenlerden hiçbiri
mirasçılık sıfatını yeterince ispatlayamazsa veya bir mirasçı bulunup
bulunmadığı şüpheli olursa,
3. Mirasçıların
tamamı bilinmiyorsa,
4. Kanunda
özel olarak öngörülmüşse.
Mirasbırakan
terekenin tamamı üzerinde yetkili olmak üzere vasiyeti yerine getirme görevlisi
atamış ise, önemli bir engel bulunmadıkça terekenin yönetimi ona verilir.
Mirasbırakan
velâyet veya vesayet altında idiyse; veli veya vasi bir sakınca olmadıkça
terekenin yönetimiyle görevlendirilir.
Sulh
hâkimi, terekeyi yönetmekle görevlendirilen kimseye, istemi hâlinde terekeden
karşılanmak üzere uygun bir ücret ödenmesine karar verir.
II.
Görev, temsil ve sorumluluk
Terekeyi
resmen yöneten sulh hâkimi veya onun yönetimle görevlendirdiği kimse, resmen
yönetme sebeplerinin ortadan kalkmasına ya da paylaştırmaya kadar, terekeyi hak
sahiplerinin haklarının kaybına meydan vermeyecek biçimde iyi bir yönetici gibi
özenle yönetmek ve özellikle aşağıda yazılı işleri görmekle yükümlüdür:
1. Henüz
yapılmamışsa, terekenin yazımı,
2.
Gereken koruma önlemlerinin alınması,
3.
Mirasçıların menfaatlerine veya iyi bir yönetimin gereklerine uygun düştüğü
takdirde terekedeki malların satılması,
4.
Mirasbırakanın alacaklarının tahsili ve borçlarının ödenmesi,
5.
Mirasçıların yasal haklarını zedelemediği anlaşılan vasiyetlerin, sulh
hâkiminin izni ve asliye hâkiminin onayı ile yerine getirilmesi,
6.
Terekeye ait paraların faiz getirmek üzere Cumhurbaşkanınca çıkarılan
yönetmelikte belirtilen bir bankaya yatırılması veya bu paralarla Devlet
tahvili alınması ve yeterli güvencesi bulunmayan yatırımların güvenceli
yatırımlara dönüştürülmesi,
7.
Terekede ticarethane, imalâthane veya başka bir işletme varsa, bunların olduğu
gibi sürdürülmesi; sürdürmede yarar yoksa, tasfiyesi için gerekli önlemlerin
alınması.
Tereke
yöneticisi, görevine giren hususlarda miras ortaklığının temsilcisi olup, ortaklık
aleyhine açılan davalarda ve yapılan icra takiplerinde ortaklığı temsil eder ve
gereken hâllerde ortaklık adına dava açmaya, icra takibinde bulunmaya, davadan
feragate, kabule, sulh olmaya ve tahkime yetkilidir; davaları ve takipleri
mirasçılara ihbar eder.
Terekenin
resmen yönetilmesinde, sulh hâkimi ile yöneticinin işlemleri konusunda,
niteliklerine uygun olduğu ölçüde, vesayete ilişkin hükümler uygulanır.
III. Mirasçıların
bilinmemesi
Mirasbırakanın mirasçısı bulunup bulunmadığı veya mirasçıların tamamı
bilinmiyorsa, sulh
hâkimi uygun araçlarla ve bir ay ara ile iki defa ilân yapıp
hak sahiplerini son ilândan başlayarak en geç bir yıl
içinde mirasçılık sıfatlarını bildirmeye çağırır.
İlân
süresinde kimse başvurmazsa ve sulh hâkimi de hiçbir mirasçı tespit edememişse,
miras sebebiyle istihkak davası açma hakkı saklı kalmak
üzere miras Devlete geçer.
E.
Vasiyetname ile ilgili işlemler
I.
Teslim görevi ve alınacak önlemler
Mirasbırakanın
ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamesinin, geçerli
olup olmadığına bakılmaksızın hemen sulh hâkimine teslim edilmesi zorunludur.
Vasiyetnameyi
düzenleyen veya muhafaza eden görevli ya da mirasbırakanın arzusu üzerine
saklayan veya başka surette ele geçiren ya da ölenin eşyası arasında bulan
kimse, ölümü öğrenir öğrenmez teslim görevini yerine
getirmekle yükümlüdür; aksi takdirde bu yüzden doğacak zarardan sorumludur.
Sulh
hâkimi, teslim edilen vasiyetnameyi derhâl inceler, gerekli koruma önlemlerini
alır; olanak varsa ilgilileri dinleyerek terekenin
yasal mirasçılara geçici olarak teslimine veya resmen
yönetilmesine karar verir.
II.
Vasiyetnamenin açılması
Vasiyetname,
geçerli olup olmadığına bakılmaksızın tesliminden başlayarak bir ay içinde mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hâkimi
tarafından açılır ve ilgililere okunur.
Bilinen
mirasçılar ve diğer ilgililer vasiyetnamenin açılması sırasında diledikleri
takdirde hazır bulunmak üzere çağrılır.
Mirasbırakanın
sonradan ortaya çıkan vasiyetnameleri için de aynı işlemler yapılır.
III.
İlgililere tebliğ
Mirasta
hak sahibi olanların her birine gideri terekeye ait olmak üzere, vasiyetnamenin
kendilerine ilişkin kısımlarının onaylı bir örneği hâkim tarafından tebliğ
edilir.
Nerede
olduğu bilinmeyenlere vasiyetnamenin kendilerine ilişkin kısımları ilân yolu
ile tebliğ olunur.
IV. Mirasçılık
belgesi
Başvurusu
üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere,
-
sulh
mahkemesince veya
-
noterlikçe
mirasçılık
sıfatlarını gösteren bir belge verilir.
Mirasçı atamaya veya vasiyete ilişkin ölüme bağlı tasarrufa mirasçılar veya başka vasiyet alacaklıları
tarafından kendilerine bildirilmesinden başlayarak bir
ay içinde itiraz edilmedikçe, lehine tasarrufta bulunulan kimseye, sulh mahkemesince atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı
olduğunu gösteren bir belge verilir.
Mirasçılık belgesinin geçersizliği her zaman ileri sürülebilir.
Ölüme
bağlı tasarrufun iptaline ilişkin dava hakkı saklıdır.
MİRASIN
KAZANILMASI
A.
Kazanma
I.
Mirasçılar tarafından
Mirasçılar,
mirasbırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar.
Kanunda
öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, mirasbırakanın aynî
haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar
üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve mirasbırakanın
borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar.
Atanmış
mirasçılar da mirası, mirasbırakanın ölümü ile kazanırlar. Yasal mirasçılar,
atanmış mirasçılara düşen mirası onlara zilyetlik hükümleri uyarınca teslim
etmekle yükümlüdürler.
II.
Vasiyet alacaklıları tarafından
1. İstem
Vasiyet
alacaklısı, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona; yoksa yasal veya
atanmış mirasçılara karşı kişisel bir istem hakkına sahip
olur.
Bu
alacak, tasarruftan aksi anlaşılmıyorsa vasiyet
yükümlüsünün mirası kabul etmesi veya ret hakkının düşmesiyle muaccel olur.
Vasiyet
alacaklısı, yükümlülüğünü yerine getirmeyen vasiyet yükümlüsüne karşı, vasiyet
edilen malın teslimini veya hakkın devrini; vasiyet konusu bir davranış ise,
bunun yerine getirilmemesinden doğan zararın giderilmesini dava edebilir.
2. Özel
durumlar
Kendisine
bir intifa hakkı veya bir irat hakkı ya da belli aralıklarla tekrarlanan diğer
bir edim vasiyet edilen kimsenin istem hakkı, tasarrufta başka bir esas
öngörülmüş olmadıkça, eşya hukuku ve borçlar hukuku kurallarına tâbidir.
Kendisine
mirasbırakanın ölümünde ödenecek bir sigorta alacağı vasiyet edilen kimse,
sigorta sözleşmesinden doğan istem hakkını sigortacıya karşı doğrudan doğruya
kullanabilir.
3.
Zamanaşımı
Vasiyet alacaklısının dava hakkı,
-
ölüme
bağlı kazandırmayı öğrenmesinin veya
-
vasiyet
borcu daha sonra muaccel olacaksa muaccel olma tarihinin üzerinden on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
III.
Alacaklıların durumu
Mirasbırakanın
alacaklılarının hakları, vasiyet alacaklılarının haklarından, vasiyet
alacaklılarının hakları da mirasçıların alacaklılarının haklarından önce gelir.
Mirası
kayıtsız şartsız kabul eden mirasçıların alacaklıları ile mirasbırakanın
alacaklıları aynı haklara sahiptirler.
IV.
Tenkis ve geri isteme
Mirasçılar,
vasiyet yükümlülüğünü yerine getirdikten sonra mirasbırakanın daha önce
bilmedikleri borçlarını öderlerse, vasiyet alacaklısından vasiyetin tenkisini
isteyebilecekleri oranda verileni geri isteme hakkına sahiptirler.
Vasiyet
alacaklısı, ancak geri isteme zamanında var olan zenginleşmesi ölçüsünde
sorumlu tutulabilir.
B. Ret
I. Ret
beyanı
1. Ret
hakkı
Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.
- Ölümü
tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya
- resmen
tespit edilmiş ise,
miras
reddedilmiş sayılır.
2. Süre
a. Genel
olarak
Miras, üç ay içinde reddolunabilir.
Bu süre,
-
yasal
mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri;
-
vasiyetname
ile atanmış mirasçılar için mirasbırakanın tasarrufunun
kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar.
b.
Terekenin yazımında
Koruma
önlemi olarak terekenin yazımı hâlinde mirası ret
süresi, yasal ve atanmış mirasçılar için yazım
işleminin sona erdiğinin sulh hâkimi tarafından kendilerine bildirilmesiyle
başlar.
3. Ret
hakkının geçmesi
Mirası
reddetmeden ölen mirasçının ret hakkı kendi mirasçılarına geçer.
Bu
mirasçılar için ret süresi, kendilerinin
mirasbırakanına mirasın geçtiğini öğrendikleri tarihten başlar. Ancak bu
süre, kendilerinin mirasbırakanından geçen mirasın reddi için mirasçıya tanınan
süre dolmadıkça sona ermez.
Ret
sonucunda miras daha önce mirasçı olmayanlara geçerse; bunlar için ret süresi, önceki mirasçılar tarafından mirasın reddedildiğini
öğrendikleri tarihten işlemeye başlar.
4.
Reddin şekli
Mirasın
reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine
-
sözlü
veya - yazılı beyanla yapılır.
Reddin
kayıtsız ve şartsız olması gerekir.
Sulh
hâkimi, sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder.
Süresi
içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel
kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge
verilir. [MİRASI REDDEDENLER KÜTÜĞÜ]
Tutanağın
ve kütüğün nasıl tutulacağı Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
II. Ret
hakkının düşmesi
Yasal
süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur.
Ret
süresi sona ermeden
-
mirasçı
olarak tereke işlemlerine karışan,
-
terekenin
olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi
için gerekli olanın dışında işler yapan
-
tereke
mallarını gizleyen
-
kendisine
maleden mirasçı, mirası reddedemez.
Zamanaşımı
veya hak düşümü sürelerinin dolmasına engel olmak için dava açılması ve cebrî
icra takibi yapılması, ret hakkını ortadan kaldırmaz.
III.
Mirasçılardan biri tarafından ret
Yasal
mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi
sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer.
Mirası reddeden atanmış mirasçının payı, mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufundan
arzusunun başka türlü olduğu anlaşılmadıkça, mirasbırakanın
en yakın yasal mirasçılarına kalır.
IV. En
yakın mirasçıların tamamı tarafından ret
1. Genel
olarak
En yakın
yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras > sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre tasfiye
edilir.
Tasfiye
sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine
verilir.
2.
Mirasın sağ kalan eşe geçmesi
Altsoyun tamamının mirası reddetmesi hâlinde, bunların payı sağ kalan eşe geçer.
3. Sonra
gelen mirasçılar yararına ret
Mirasçılar,
mirası reddederken, kendilerinden sonra gelen
mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce
isteyebilirler.
Bu
takdirde ret, sulh hâkimi tarafından daha sonra gelen mirasçılara bildirilir; bunlar bir ay içinde mirası kabul etmezlerse reddetmiş
sayılırlar.
Bunun
üzerine miras, iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir ve
tasfiye sonunda arta kalan değerler, önce gelen mirasçılara verilir.
V. Ret
süresinin uzatılması
Önemli
sebeplerin varlığı hâlinde sulh hâkimi, yasal ve atanmış mirasçılara tanınmış
olan ret süresini uzatabilir veya yeni bir süre tanıyabilir.
VI.
Vasiyetin reddi
Vasiyet alacaklısının vasiyeti reddetmesi hâlinde, mirasbırakanın arzusunun başka türlü olduğu
tasarruftan anlaşılmadıkça, bu redden vasiyet yükümlüsü
yararlanır.
VII.
Mirasçıların alacaklılarının korunması
Malvarlığı
borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek
amacıyla mirası reddederse;
-
alacaklıları
veya
-
iflâs
idaresi,
kendilerine
yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret
tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler.
[MİRASIN REDDİNİN İPTALİ > 6 AY]
Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir.
Bu
suretle tasfiye edilen mirastan reddeden mirasçının payına bir şey düşerse
bundan, önce itiraz eden alacaklıların, daha sonra diğer alacaklıların
alacakları ödenir. Arta kalan değerler ise, ret geçerli olsa idi bundan yararlanacak
olan mirasçılara verilir.
VIII.
Ret hâlinde sorumluluk
Ödemeden
âciz bir mirasbırakanın mirasını reddeden mirasçılar, onun
alacaklılarına karşı,
-
ölümünden önceki beş yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle
yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumlu olurlar.
Olağan
eğitim ve öğrenim giderleriyle âdet üzere verilen çeyiz, bu sorumluluğun
dışındadır.
İyiniyetli
mirasçılar, ancak geri verme zamanındaki zenginleşmeleri ölçüsünde sorumlu
olurlar.
RESMÎ
DEFTER TUTMA
A.
Koşulları
Mirası
reddetmeye hakkı olan her mirasçı, terekenin resmî defterinin tutulmasını
isteyebilir.
Defter tutma,
mirasın reddine ilişkin usule uyulmak suretiyle, bir ay
içinde sulh hâkiminden istenir.
Mirasçılardan
birinin defter tutma istemi, diğerleri hakkında da etkili olur.
B. Usul
I.
Deftere geçirme
Resmî
defter, sulh mahkemesi tarafından düzenlenir; bu deftere terekeye ait aktif ve
pasifler takdir edilen değerleriyle yazılır.
Mirasbırakanın
malî durumu hakkında bilgi sahibi olan herkes, sulh mahkemesi tarafından
istenilen bilgiyi vermekle yükümlüdür. Haklı bir sebep olmaksızın bilgi
vermeyenler veya yanlış ya da eksik bilgi verenler, bundan doğacak zararları
mirasçılara, vasiyet alacaklılarına veya üçüncü kişilere tazminle
yükümlüdürler.
Mirasçılar,
özellikle mirasbırakanın kendilerince bilinen borçlarını sulh mahkemesine
bildirmek zorundadırlar.
Resmî
defterin nasıl tutulacağı Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
II. İlân
yoluyla çağrı
Sulh
mahkemesi, mirasbırakanın alacaklıları ile borçlularını belli bir süre içinde
alacaklarını ve borçlarını bildirmeleri için bir ay
arayla iki defa yapılacak ilân yoluyla çağırır.
Çağrı,
kefalet sebebiyle alacaklı ve borçlu olanları da kapsar.
İlânda
bildirimde bulunmamanın sonuçları hakkında alacaklıların dikkatleri çekilir.
Bildirim süresi, ikinci ilândan başlayarak en az bir aydır.
III.
Doğrudan doğruya deftere geçirme
Resmî
kayıtlardan veya mirasbırakanın belgelerinden varlığı anlaşılan alacaklar ve
borçlar, deftere doğrudan doğruya geçirilir.
Deftere
geçirilenler, alacaklılara ve borçlulara bildirilir.
IV.
Defter tutmanın sona ermesi
İlânda
belirtilen sürenin dolmasıyla defterin tutulması sona erer ve defter, bu
tarihten başlayarak tanınacak en az bir aylık süre içinde
ilgililerce incelenebilir.
Defter
tutma giderleri terekeden ödenir. Giderler terekeden karşılanamazsa defter
tutulmasını istemiş olan mirasçılardan alınır.
C.
Defter tutma sırasında mirasçıların durumu
I.
Yönetim
Defter
tutma süresince ancak zorunlu yönetim işleri yapılabilir.
Miras
bırakanın işlerinin yürütülmesi sulh mahkemesince kendisine bırakılan
mirasçıdan diğer mirasçılar güvence göstermesini isteyebilirler.
II. İcra
takibi, dava ve zamanaşımı
Resmî
defter tutulması devam ettiği sürece mirasbırakanın borçları için icra takibi
yapılamaz.
Bu süre
içinde zamanaşımı işlemez.
Acele
hâller dışında, davalara devam edilemiyeceği gibi, yeni dava da açılamaz.
D.
Sonuçları
I.
Beyana çağrı
Defteri inceleme süresi bittikten sonra her mirasçı, mahkemece bir
ay içinde beyanda bulunmaya çağrılır.
Koşullar
gerektirdiği takdirde sulh mahkemesi, tereke mallarına yeni değer biçilmesi,
uyuşmazlıkların çözümü ve benzeri durumlar için ek süre verebilir.
II.
Beyan
Mirasçılardan
her biri, tanınan süre içinde
-
mirası
reddettiğini
-
resmî
tasfiye istediğini
-
deftere
göre kabul ettiğini
-
kayıtsız
şartsız kabul ettiğini
beyan
edebilir.
Süresi
içinde herhangi bir beyanda bulunmayan mirasçı, mirası
tutulan deftere göre kabul etmiş sayılır.
III.
Resmî deftere göre kabulün sonuçları
1.
Deftere yazılanlardan sorumluluk
Resmî
deftere göre kabul edilen miras, mirasçıya sadece deftere yazılmış borçlarla
geçer.
Bu
suretle mirasın geçmesi, mirasın açıldığı tarihten başlayarak hüküm ifade eder.
Mirasçı,
mirasbırakanın deftere yazılmış olan borçlarından hem tereke malları, hem kendi
malvarlığı ile sorumludur.
2.
Deftere yazılmayanlardan sorumluluk
Alacaklarını
süresi içinde yazdırmayan alacaklılara karşı mirasçı, kendi kişisel mallarıyla
sorumlu olmadığı gibi; terekeden kendisine geçen mallarla da sorumlu tutulamaz.
Ancak,
alacaklının kusuru olmadan deftere yazdıramadığı veya bildirdiği hâlde deftere
yazılmamış alacakları için mirasçı, zenginleşmesi ölçüsünde sorumlu kalır.
Alacakları,
tereke mallarıyla güvence altına alınmış olan alacaklılar deftere geçirilmemiş
olsa bile bu haklarını güvenceden alabilirler.
3.
Kefalet borçlarından sorumluluk
Mirasbırakanın
kefaletten doğan borçları defterde ayrı bir yere yazılır ve mirasçılar, mirası
kayıtsız ve şartsız kabul etmiş olsalar bile, bu borçlardan terekenin iflâs
hükümlerine göre tasfiyesi hâlinde kefalet sebebiyle alacaklı olanlara ne düşecek
idiyse ancak o miktarla sorumlu olurlar.
E.
Mirasın Devlete geçmesi hâli
Mirasın Devlete geçmesi hâlinde sulh mahkemesi, re'sen yukarıdaki
usuller uyarınca terekenin resmî defterini düzenler.
RESMÎ
TASFİYE
A.
Koşulları
I.
Mirasçıların istemi ile
Her
mirasçı, mirası ret veya resmî deftere göre kabul edeceği yerde terekenin resmî
tasfiyesini isteyebilir.
Bu
istem, birlikte mirasçı olanlardan birinin mirası kabul etmesi hâlinde dikkate
alınmaz.
Resmî
tasfiye hâlinde mirasçılar, terekenin borçlarından
sorumlu olmazlar.
II.
Mirasbırakanın alacaklılarının istemi ile
Mirasbırakanın alacaklarını
elde edemeyeceklerinden inandırıcı sebeplerle kuşku duyan alacaklıları, istedikleri hâlde alacakları ödenmediği
veya kendilerine güvence verilmediği takdirde,
-
mirasbırakanın
ölümünden ya da
-
vasiyetnamenin
açılmasından başlayarak üç ay içinde, terekenin resmî
tasfiyesini isteyebilirler.
Aynı
koşulların varlığı hâlinde vasiyet alacaklıları da,
haklarının korunması için gerekli önlemlerin alınmasını isteyebilirler.
B. Usul
I.
Yönetim
Resmî
tasfiye, sulh mahkemesince veya atayacağı bir ya da birkaç tasfiye memuru
tarafından yapılır.
Resmî
tasfiyeye terekenin defterinin düzenlenmesiyle başlanır ve aynı zamanda
yapılacak ilânla mirasbırakanın alacaklılarından ve borçlularından, belirtilen
süre içinde alacaklarını ve borçlarını bildirmeleri istenir.
Terekenin
daha önce resmî defteri düzenlenmiş ise resmî tasfiye bu deftere göre yapılır.
Tasfiye
memuru, göreviyle ilgili işlerini sulh mahkemesinin gözetim ve denetimi altında
yürütür.
Mirasçılar ve tereke alacaklıları, sulh mahkemesine, tasfiye memuru
tarafından yapılan veya tasarlanan işlemlerden dolayı bunu öğrendikleri
tarihten başlayarak yedi gün içinde yazılı olarak
şikâyette bulunabilirler.
II.
Olağan usul ile tasfiye
Resmî
tasfiye,
-
mirasbırakanın
yürüyen işlerinin tamamlanmasını,
-
borçlarının
yerine getirilmesini,
-
alacaklarının
tahsilini,
-
vasiyet
borçlarının terekenin olanağı ölçüsünde yerine getirilmesini,
-
zorunlu
olduğu takdirde mirasbırakanın haklarının ve borçlarının mahkemece tespitini ve
mallarının paraya çevrilmesini kapsar.
Tasfiye
memuru, tereke ile ilgili dava, takip ve idarî işlemler hakkında mirasçılara
bilgi vermekle yükümlüdür.
Terekedeki
taşınmazlar,
-
açık
artırma veya
-
bütün
mirasçıların kabulü hâlinde pazarlık yoluyla satılır.
Mirasçılar,
tasfiye devam ederken tasfiye için gerekli olmayan tereke mallarının ve paranın
kısmen veya tamamen kendilerine verilmesini isteyebilirler.
III.
İflâs usulü ile tasfiye
Mevcudu borçlarını ödemeye yetmeyen terekenin tasfiyesi, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre
yapılır.
Devlet,
deftere yazılan borçlardan sadece miras yoluyla edindiği değerler ölçüsünde
sorumludur.
MİRAS
SEBEBİYLE İSTİHKAK DAVASI
A.
Koşulları
Yasal veya atanmış mirasçı,
-
terekeyi
veya
-
bazı
tereke mallarını elinde bulunduran kimseye karşı
mirasçılıktaki
üstün hakkını ileri sürerek miras sebebiyle istihkak davası açabilir.
Bu
davada hâkim, mirasçılık sıfatıyla ilgili uyuşmazlıkları da çözer.
Hâkim,
davacının istemi üzerine hakkın korunması için davalının güvence göstermesi
veya tapu kütüğüne şerh verilmesi gibi gerekli her türlü önlemi alır.
B.
Hükümleri
Miras
sebebiyle istihkak davasının kabulü hâlinde, tereke veya terekeye dahil mal,
davacıya zilyetliğe ilişkin hükümler uyarınca verilir.
Miras sebebiyle istihkak davasında davalı, tereke malını zamanaşımı
yoluyla kazandığını ileri süremez.
C.
Zamanaşımı
Miras
sebebiyle istihkak davası, davacının
kendisinin
-
mirasçı
olduğunu ve iyiniyetli davalının terekeyi veya tereke malını elinde
bulundurduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve
-
her
hâlde mirasbırakanın ölümünün veya vasiyetnamenin açılmasının üzerinden on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
İyiniyetli
olmayanlara karşı zamanaşımı süresi yirmi yıldır.
MİRASIN
PAYLAŞILMASI
PAYLAŞIMDAN
ÖNCE MİRAS ORTAKLIĞI
A.
Mirasın geçmesinin sonucu
I. Miras
ortaklığı
Birden
çok mirasçı bulunması hâlinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar,
mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık
meydana gelir.
Mirasçılar
terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya
da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde
birlikte tasarruf ederler.
Mirasçılardan
birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir
temsilci atayabilir.
Mirasçılardan
her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan
mirasçıların hepsi yararlanır.
Bir mirasçı ödemeden aciz hâlinde ise, mirasın açılması üzerine diğer mirasçılar, haklarının korunması için
gerekli önlemlerin gecikmeksizin alınmasını sulh mahkemesinden isteyebilirler.
II.
Mirasçıların sorumluluğu
Mirasçılar,
tereke borçlarından müteselsilen sorumludurlar.
Ana ve
baba veya büyük ana ve büyük baba ile birlikte yaşayan ve emeklerini veya gelirlerini aileye özgüleyen ergin çocuklar
ile torunlara verilecek uygun miktardaki tazminat, bu yüzden terekenin
borç ödemeden acze düşmemesi kaydıyla tereke borcu
sayılır.
B.
Paylaşmayı isteme hakkı
Mirasçılardan
her biri, sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü
olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilir.
Her
mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla
paylaştırılmasına karar verilmesini sulh mahkemesinden isteyebilir.
Mirasçılardan birinin istemi üzerine hâkim, terekenin tamamını ve terekedeki
malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin
tamamının bir mirasçıya verilmesi suretiyle paylaştırmayı yapar. Mirasçılara
verilen taşınmazların değerleri arasındaki fark para ödenmesi yoluyla
giderilerek miras payları arasında denkleştirme sağlanır.
Paylaşmanın
derhâl yapılması, paylaşım konusu malın veya terekenin değerini önemli ölçüde
azaltacaksa; sulh hâkimi, mirasçılardan birinin istemi üzerine bu malın veya
terekenin paylaşılmasının ertelenmesine karar verebilir.
C. Cenin
nedeniyle erteleme
Mirasın
açıldığı tarihte, mirasçı olabilecek bir cenin varsa paylaşma doğumuna kadar
ertelenir.
Ana
muhtaç ise, doğuma kadar geçim giderlerinin terekeden sağlanmasını isteyebilir.
D.
Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi
Bir
mirasçı, terekeye dahil malların tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği
mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi isteminde bulunduğu takdirde sulh
hâkimi, diğer mirasçılara çağrıda bulunarak belirleyeceği süre içinde varsa
itirazlarını bildirmeye davet eder.
Elbirliği
mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya
mirasçılardan biri belirlenen süre içinde paylaşma davası açmadığı takdirde,
istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete
dönüştürülmesine karar verilir.
Terekeye
dahil diğer hakların ve alacakların paylar oranında bölünmesi hususunda da
yukarıdaki hükümler uygulanır.
E.
Birlikte yaşayanların hakkı
Mirasbırakanın
ölümünde onunla birlikte yaşayan ve onun tarafından bakılan kimseler, ölüm tarihinden başlayarak üç aylık bakım ve geçim
giderlerinin terekeden sağlanmasını isteyebilirler.
PAYLAŞMANIN
NASIL YAPILACAĞI
A. Genel
olarak
Yasal
mirasçılar, gerek kendi aralarında, gerek atanmış mirasçılarla birlikte mirası
aynı kurallara göre paylaşırlar.
Aksine
düzenleme olmadıkça mirasçılar, paylaşmanın nasıl
yapılacağını serbestçe kararlaştırırlar.
Tereke
mallarına zilyet olan veya mirasbırakana borçlu bulunan mirasçılar, paylaşma
sırasında bu konuda eksiksiz bilgi vermekle yükümlüdürler.
B.
Paylaşma kuralları
I.
Mirasbırakanın tasarrufu
Mirasbırakan,
ölüme bağlı tasarrufuyla paylaşmanın nasıl yapılacağı ve payların nasıl
oluşturulacağı hakkında kurallar koyabilir.
Bu kurallar,
mirasbırakan tarafından kastedilmemiş olan bir eşitsizlik hâlinde payların
denkleştirilmesi olanağı saklı kalmak kaydıyla, mirasçılar
için bağlayıcıdır.
Aksini
arzu ettiği tasarruftan anlaşılmadıkça, mirasbırakanın
tereke malını bir mirasçıya özgülemesi > vasiyet olmayıp sadece paylaştırma
kuralı sayılır.
II.
Paylaşmaya kayyımın katılması
Açılmış
mirasta bir mirasçının payını devralmış veya haczettirmiş olan ya da elinde
mirasçıya karşı alınmış borç ödemeden aciz belgesi bulunan alacaklı, sulh
hâkiminden bu mirasçının yerine paylaşmaya katılmak üzere bir kayyım atanmasını
isteyebilir.
C.
Paylaşmanın gerçekleşmesi
I.
Mirasçıların eşitliği
Kanunda
aksine bir hüküm bulunmadıkça mirasçılar, paylaşmada terekenin bütün malları üzerinde
eşit hakka sahiptirler.
Mirasçılar,
mirasbırakan ile aralarındaki ilişkiler hakkında paylaşmanın eşitliğe ve
adalete uygun olması için göz önüne alınması gereken bütün bilgileri birbirlerine
vermekle yükümlüdürler.
Mirasçılardan
her biri, tereke borçlarının paylaşmadan önce
ödenmesini veya güvenceye bağlanmasını isteyebilir.
II.
Payların oluşturulması
Mirasçılar,
tereke mallarından mirasçı veya ortak kök sayısınca pay
oluştururlar.
Anlaşma
olmazsa, mirasçılardan her biri, payların oluşturulmasını sulh mahkemesinden
isteyebilir.
Payların
oluşturulmasında hâkim,
- yerel
âdetleri,
- mirasçıların
kişisel durumlarını ve
- çoğunluğun
arzusunu göz önünde bulundurur.
Payların
özgülenmesi mirasçıların anlaşması uyarınca yapılır. Buna olanak bulunmazsa
kur'a çekilir.
III.
Bazı malların özgülenmesi veya satılması
Değerinde
önemli azalma olmadan bölünemeyen tereke malı, bütün olarak mirasçılardan
birine özgülenir.
Mirasçılar
bir tereke malının bölünmesi veya özgülenmesi konusunda anlaşamazlarsa, o mal
satılır ve bedeli bölüştürülür.
Mirasçılardan
biri istemde bulunursa satış artırma yoluyla yapılır.
Mirasçılar
artırmanın şekli konusunda anlaşamazlarsa sulh hâkimi,
- artırmanın mirasçılar arasında veya
- herkese açık yapılmasına karar verir.
D. Aile
konutu ve ev eşyasının sağ kalan eşe özgülenmesi
Eşlerden
birinin ölümü hâlinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte
yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına
mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.
Haklı
sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal
mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine
intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilir.
Mirasbırakanın
bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek ve sanatı
icra etmesi için gerekli olan bölümlerde, sağ kalan eş bu hakları kullanamaz.
E.
Özellikleri olan eşya
I.
Bütünlük oluşturan veya aile belgeleri ile özel anı değeri olan eşya
Mirasçılardan
birinin karşı çıkması hâlinde, nitelikleri veya özgülendikleri amaç gereği bir
bütünlük oluşturan eşya birbirinden ayrılamaz.
Aile
belgeleri ile aile için özel anı değeri olan eşya, mirasçılardan birinin karşı
çıkması hâlinde satılamaz. Mirasçılar arasında anlaşmazlık çıkarsa sulh hâkimi,
yerel âdetleri, âdet yoksa kişisel durumları göz önünde tutarak bu eşyanın,
payına mahsup edilmek veya edilmemek suretiyle mirasçılardan birine
özgülenmesine ya da satılmasına karar verir.
II.
Mirasbırakanın mirasçılardaki alacakları
Mirasbırakanın
bir mirasçıdaki alacağı, paylaşma sırasında o mirasçının payına mahsup edilir.
III.
Rehnedilmiş tereke malları
Paylaşmada kendisine mirasbırakanın borçları için rehnedilmiş bir
tereke malı düşen mirasçı, o malın güvence altına aldığı borcu üstlenmiş olur.
MİRASTA
DENKLEŞTİRME
A.
Mirasçılar arasında
Yasal
mirasçılar,
mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası
karşılıksız kazandırmaları,
denkleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı
yükümlüdürler.
-
Mirasbırakanın
çeyiz veya kuruluş sermayesi vermek ya da
-
bir
malvarlığını devretmek veya
-
borçtan
kurtarmak ve benzerleri gibi karşılık almaksızın
altsoyuna yapmış olduğu kazandırmalar, aksi mirasbırakan tarafından
açıkça belirtilmiş olmadıkça, denkleştirmeye tâbidir.
B.
Mirasçılık sıfatının kaybı hâlinde
Mirasın
açılmasından önce veya sonra mirasçılık sıfatını kaybeden mirasçıya ait geri
verme yükümlülüğü, onun yerini alan mirasçılara, miras paylarında meydana gelen
artış oranında geçer.
C. Denkleştirme
şekli
I. Geri
verme veya mahsup
Geri
vermekle yükümlü olan mirasçı,
- dilerse
aldığını aynen geri verir;
- dilerse
payından fazla olsa bile değerini miras payına mahsup ettirir.
Mirasbırakanın
bu kurala aykırı tasarrufları ve mirasçıların tenkise ilişkin hakları saklıdır.
II. Miras
payını aşan kazandırmalar
Yapılan
kazandırma miras payını aştığı takdirde mirasçı, mirasbırakanın bunu kendisine
bırakmak istediğini ispat ederse, bu fazlalık denkleştirmeye tâbi olmaz. Diğer
mirasçıların tenkise ilişkin hakları saklıdır.
III.
Denkleştirme değeri
Denkleştirme,
kazandırmanın denkleştirme anındaki değerine göre yapılır.
Yarar ve
zarar ile gelir ve giderler hakkında mirasçılar arasında sebepsiz zenginleşme
hükümleri uygulanır.
D.
Eğitim ve öğrenim giderleri
Çocukların
eğitim ve öğrenimi için yapılan giderler sebebiyle geri verme yükümlülüğü,
mirasbırakanın aksini arzu ettiği ispat edilmedikçe, ancak alışılmış ölçüleri
aşan kısım için mevcuttur.
Eğitim
ve öğrenimini tamamlamamış olan veya engelliliği bulunan çocuklara, paylaşmada
hakkaniyete uygun bir ödeme yapılır.
E.
Hediyeler ve evlenme giderleri
-
Olağan
hediyeler ile
-
evlenme
sırasında yapılan geleneğe uygun giderler
denkleştirmeye
tâbi değildir.
Altsoy
hısımlarının evlenmelerinde, alışılmış ölçüler içinde
yapılan çeyiz giderleri hakkında denkleştirmeye
tâbi tutmama arzusunun bulunduğu asıldır.
PAYLAŞMANIN
TAMAMLANMASI VE SONUCU
A.
Paylaşmanın sonuçlandırılması
I.
Paylaşma sözleşmesi
Mirasçılar
arasında payların oluşturulması ve fiilen alınması veya aralarında yapacakları
paylaşma sözleşmesi mirasçıları bağlar.
Paylaşma
sözleşmesiyle mirasçılar, tereke mallarının tamamı veya bir kısmı üzerindeki
elbirliği mülkiyetinin miras payları oranında paylı mülkiyete dönüştürülmesini
de kabul edebilirler.
Paylaşma
sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına
bağlıdır.
II.
Miras payı üzerinde sözleşme
Terekenin
tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı
şekle bağlıdır.
Bir mirasçının üçüncü kişiyle yapacağı böyle bir sözleşmenin
geçerliliği, noterlikçe düzenlenmesine bağlıdır. Sözleşme bu kişiye paylaşmaya katılma yetkisi vermez; sadece
paylaşma sonunda mirasçıya özgülenen payın kendisine verilmesini isteme hakkını
sağlar.
III.
Mirasın açılmasından önce yapılan sözleşmeler
Mirasbırakanın katılması veya izni olmaksızın bir mirasçının henüz açılmamış bir miras
hakkında
diğer
mirasçılar veya üçüncü bir kişi ile yapacağı sözleşmeler geçerli değildir.
Böyle
bir sözleşme gereğince yerine getirilmiş olan edimlerin geri verilmesi istenebilir.
B.
Mirasçıların birbirine karşı sorumluluğu
I.
Garanti borcu
Paylaşmanın
tamamlanmasından sonra mirasçılar, paylarına düşen
mallar için birbirlerine karşı satım hükümlerine göre sorumludurlar.
Mirasçılar,
paylaşmada her birine özgülenmiş olan alacakların
varlığını birbirlerine karşı garanti ettikleri gibi; borsaya kayıtlı
olan kıymetli evrak dışında, alacağın mirasçının
hakkına mahsup edilen miktarı için borçlunun ödeme
gücünden adî kefil gibi sorumludurlar.
Garantiye
ve kefalete dayanan dava, paylaşma tarihinin veya daha sonra yerine getirilecek
alacaklarda muacceliyet tarihinin üzerinden bir yıl
geçmekle zamanaşımına uğrar.
II.
Paylaşma sözleşmesinin geçersizliği
Borçlar
Kanununun geçersizliğe ilişkin genel hükümleri, paylaşma sözleşmeleri hakkında
da uygulanır.
C.
Mirasçıların üçüncü kişilere karşı sorumluluğu
I.
Müteselsil sorumluluk
Mirasçılar,
bölünmesine veya nakline alacaklı tarafından açık veya
örtülü olarak rıza gösterilmemiş olan tereke borçlarından dolayı,
paylaşmadan sonra da bütün malvarlıklarıyla müteselsilen
sorumludurlar.
-
Paylaşmanın
gerçekleştiği tarihin veya
-
daha
sonra yerine getirilecek borçlarda muacceliyet tarihinin üzerinden beş yıl geçmekle teselsül sona erer.
II.
Mirasçılara rücu
Paylaşma
sözleşmesinde ödenmesi kendisine yükletilmemiş olan bir tereke borcunu veya
üzerine aldığı miktardan fazlasını ödeyen mirasçı, diğer mirasçılara rücu
edebilir.
Rücu
hakkı, ilk önce, ödenmiş olan borcu paylaşma sözleşmesiyle üstlenmiş bulunan mirasçıya
karşı kullanılır.
Diğer
hâllerde, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, mirasçılardan
her biri terekedeki borçları > miras payı oranında ödemekle
yükümlüdür.
Yorumlar
Yorum Gönder